Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Madımak katliamının gerçekleştirilmesinden tam 19 yıl sonra verdiği talimat üzerine Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından hazırlanan Madımak raporu, davanın zaman aşımına uğramasından iki yıl sonra ‘nihayet’ tamalandı.
Raporda, 33 aydın ve iki otel görevlisinin yakılarak öldürüldüğü Madımak katliamı için ‘hep birlikte oluşumuna katkıda bulunduğumuz bir olay‘ tespiti yapılırken, adli ve idari soruşturmaların kamu vicdanını tatmin etmediği belirtildi.
Raporda şu ifadelere yer verildi: “2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta yaşanan olay; farklılıklara ilişkin önyargılarımız, tahammül ve hoşgörü eksikliğimiz, ötekine zarar vermek amacıyla hegemonik güç ile kurduğumuz iktidar ilişkileri, tektipleştirme ve ötekileştirmeye dair siyasetlerimiz ve toplumsallaştırma çabalarımız, tüm yaşanan tecrübeleri tarihselleştirmedeki, geçmişi günümüzde yaşatmaya yönelik çabalarımız neticesinde hep birlikte oluşumuna katkıda bulunduğumuz bir olaydır.”
Yeter Gültekin: ‘Madımak’a kayıtsız kalabilenler ‘Gezi’ye de şaşırmasın!
‘Başka faillerin sorumluluğu var’
Katliam nedeniyle yargı önüne getirilen 81 kişinin olayın tek failleri olmadığının vurgulandığı raporda, “Sivas olaylarında yargılanarak çeşitli cezalara mahkum edilen toplam 81 kişi; otelde öldürülen 35 kişinin görünen, temas edilebilen ve yargılama süreçlerinin tespit ettiği sorumlularıdır. (…) olayların oluş şekli ve mahiyeti, bunların yanında, başka faillerin ve sorumluların da varlığına işaret etmektedir” denildi.
Gül, 1993’te gerçekleşen katliam için DDK’yı Kasım 2012’de görevlendirmişti. Dava, Mart 2012’de zamanaşımına uğramıştı.
Katliamın kilit ismi yıllarca aranmış, Sivas’ta yaşadığı ortaya çıkmıştı
Katliam sonrasında gözaltına alınan 190 kişiden 124’ü hakkında ‘laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma‘ suçlamasıyla dava açılmıştı. Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 21 Ekim 1993 günü yapılan ilk duruşmadan zaman aşımı nedeniyle davanın tarihe geçen sürede sanık sayısı tahliyelerle 33’e düşmüştü.
Katliamın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Refah Parti’li Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak İnterpol raporuyla tüm dünyada aranırken 2011’de ölümüyle birlikte yıllarca Sivas’ta yaşadığı ortaya çıkmıştı. Sanıkları savunan avukatların bir kısmı AKP’den milletvekili olarak Meclis’e girmişti.
‘Devletin ağır hizmet kusuru var, taraf haline geldi’
Madımak için ‘katliam‘ değerlendirmesi yapılan raporda, devletin taraf haline geldiği ve ağır hizmet kusuru olduğu tespiti yapıldı. Raporda, “Olayın ortaya çıkmasında, önlenememesinde ve soruşturulmasında/yargılanmasında Devlete terettüp eden ağır bir hizmet kusuru bulunmaktadır” denildi.
Rapor, etkin yargılama yapılmaması ve siyasi sorumluluğun üstlenilmemesi sonucunda ‘sorumluluğu kalabalıklara yıkma gibi bir kolaycılığa kaçıldığını‘ belirtti.
‘Aziz Nesin’in beyanları çarpıtıldı’
Devletin gerekli güvenlik önlemlerini almakta ve katliamın ardından süreci yönetmekte başarısız kaldığı vurgulandı. DDK, katliamın üzerinden geçen zamanın bilgi ve belgelere ulaşma konusunda sıkıntı yarattığının altını çizdi.
Katliamın öncesinde İslamcı kesim tarafından hedef gösterilen Aziz Nesin’in bazı beyanlarının çarpıtıldığı da yapılan tespitler arasında yer aldı. Raporda, “2 Temmuz 1993 günü çıkan bazı haber ve yorumların (…) bazılarında Aziz Nesin’in beyanlarının da çarpıtılmış olduğu görülmüştür” denildi.