CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’yla ilgili hükümetin yanlış stratejiler çizdiğini belirterek, “Katiller herkesin gözünün önünde, uçağa binerek Türkiye’den ayrılıyor. Para yüzünden katilleri serbest bıraktınız” dedi.

Fotoğraf: Reuters
CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısındaki konuşmasında Suudi yetkililer tarafından ‘arbede sonucu’ öldüğünü öne sürülen gazeteci Kaşıkçı’nın soruşturmasına değindi.
Kılıçdaroğlu, iktidarın soruşturmada yanlış politika izlediğini söyleyerek, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde 16 Ekim’de Türkiye’den ayrılan Suudi başkonsolos Muhammed Uteybi’nin dokunulmazlığının düştüğünü ve sorgulanabileceğini savundu. Hükümet tarafından verilen izinle başkonsolosun ülkesine döndüğünü öne süren CHP lideri, Kaşıkçı soruşturmasının para karşılığı kapatıldığını ileri sürdü.
‘Neden ve hangi gerekçeyle 10 gün beklendi?’
Kaşıkçı’nın konsolosluktan çıkmaması üzerine nişanlısı Hatice Cengiz’in AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay’ı aradığını ve Aktay’ın da gelen arama sonrası, emniyet, Cumhurbaşkanlığı ofisi ve istihbaratı bilgilendirdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, söz konusu bilgilendirme sonrası bütün bakanların olaydan haberdar olduğunu ve havalimanları dahil, hemen tedbirlerin alındığını aktardı.
CHP lideri şöyle devam etti: “Yani Kaşıkçı 16.40’ta çıkmadı, nişanlısı telefon etti Yasin Aktay herkese haber verdi, öyle bir noktaya geldik ki havaalanında kuş uçsa herkesin haberi olacaktı. 5 Ekim, yine Kaşıkçı’dan haber yok ama dünya medyası yazıyor ‘içeride öldürüldü’ diye. 5 Ekim, Veliaht Prens Salman Bloomberg’te açıklama yapıyor, ‘Türkiye’nin, İstanbul Başkonsolosluğu’nda arama yapılmasına izin verilebilir’ diyor. Yani ‘Ey iktidar sahipleri eğer bizim konsolosluğumuzu aramak istiyorsanız gelin arayın’ diyor. Ne zaman? 5 Ekim’de. Peki arama ne zaman oluyor? 15 Ekim’de. Birinci soru Erdoğan’a, neden 10 gün beklediniz? Kim size talimat verdi ’10 gün bekleyin’ diye. Veliaht prens ‘Arama yapılabilir’ diyor 5 Ekim’de, siz aramayı 10 gün sonra yapıyorsunuz. Neden ve hangi gerekçeyle 10 gün beklendi? Bunun cevabını bekliyoruz.”
‘Konsolosun dokunulmazlığı yoktu, hükümet müdahale edilebilirdi’
Kılıçdaroğlu, 15 Ekim’de konsoloslukta, 16 Ekim’de de konsolosluk konutunda arama yapıldığını hatılatırken, Suudi konsolosun ise ayın 16’sında elini kolunu sallayarak gittiğini savundu.
CHP lideri “Konsolos Suudi Arabistan’a giderken neden müdahale edilmedi. Hunharca işlenen bir cinayetin ya faili, ya tanığı. Neden serbest bırakıldı? Dokunulmazlığı falan yok. 1963 tarihli Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesinde açık hüküm var” diye konuştu.
Viyana Sözleşmesi’ne atıfla konsolosluk memurlarının ağır bir suç halinde tutuklanabileceği veya gözaltına alınabileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Bir cinayet işlenmiş, bundan daha ağır suç olur mu? Niye serbest bırakıyorsunuz, kimden izin aldı gitti? Bu soruların cevabını bekliyoruz. Üfürme kolay, ‘Asarız, keseriz’ demek kolay. Sen iktidar makamındasın. Ülkeyi haysiyet içinde yöneteceksin, ülkenin itibarını koruyarak yöneteceksin. 17 Ekim, başdanışman açıklama yapıyor diyor ki ‘Erdoğan’ın kraliyet ailesine dostluğunu gösterip olayı fazla deşelemeden aksine iyi niyetle adımlar atarak Kral Selman’a yardımcı oluyor.’ Ortada cinayet işlenmiş, masum bir insan öldürülmüş. Nasıl oluyor da siz olayı deşelemeden bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Suçluluklarını açık ve net itiraf ediyorlar.
Cemal Kaşıkçı’yı öldürmek amacıyla Suudi Arabistan’dan ekip geliyor, konsolosluğa yerleşiyor. Cemal Kaşıkçı konsolosluğa geldiğinde öldürülüyor, dünya medyasına yansıyor. Peki ne oluyor? Öldürenlerin tamamı elini kolunu sallayarak Türkiye’den ayrılıyor.”
‘Para yüzünden katilleri serbest bırakıyorlarlar’
Cinayeti işledikleri düşünülen 15 kişilik timden 13’ünün özel jetlerle, iki kişininse gece yarısı kalkan tarifeli uçakla gittiğini belirten Kılıçdaroğlu, katillerin herkesin gözü önünde Türkiye’den ayrıldığını savundu.
Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Havaalanında kuş uçsa haber alınacak noktaya gelindi diyor. Kuş değil, katiller uçtu. Bu şu anlama geliyor: Devasa, onurlu, haysiyetli Türkiye Cumhuriyeti bir çadır devletine dönmüştür. ‘Gidin Türkiye’de cinayet işleyebilirsiniz kimse size dokunmaz’ diyorlar. Bugün diyor ki ‘cinayet Türkiye’de işlendi, failler İstanbul’da yargılansın.’ Beyefendi onlar senin gözünün önünde ve senin himayende yurt dışında çıktı. Katiller herkesin gözünün önünde Türkiye’de özel uçaklara binip gittiler. Türkiye devleti bir çadır devletine dönmüştür. İktidar sahiplerinden hiç kimsenin katillerle ortaklık yapmasını asla kabul etmeyiz. Elini kolunu sallayarak gidiyorlarsa, herkesin bildiği bir olayı görüp, kendilerine sunulan özel bilgileri de bilip gönderiyorlarsa cinayetin tanığı ve ortağıdırlar. Türkiye Cumhuriyeti bu konuma getirilemez.
Sorduğum sorulara cevap istiyorum. İşin ucunda para olunca bütün bunlar oluyor mu acaba? Para yüzünden katilleri serbest bırakıyorlarlar, ‘para gelirse biz idare edeceğiz.‘ Bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin onuruyla, şerefiyle oynamaktır. Bunların hiç birisinin yatacak yerleri yoktur.”