Denizbank’ın bir şube müdürünün geçen nisanda tutuklanmasıyla patlak veren ‘skandal dolandırıcılık’ta ilk günden beri sıklıkla anılan bir isim var: Fatih Terim.
Tutuklu şube müdürü Seçil Erzan’ın işlettiği ‘fon’a para kaptırdığı ortaya çıkanların çoğu Galatasaray camiasından. Dahası Terim’in yakınlarından, hatta ailesinden isimler de var müştekiler arasında. Hal böyle olunca çok geçmeden ‘fon’un adı ‘Fatih Terim fonu’na çıkıverdi.
Haliyle merak edilen şuydu: Etrafındaki bunca ismin girdiği bu ‘fon’dan Fatih Terim de haberdar mıydı değil miydi; ‘fon’a para yatırmış mıydı yatırmamış mıydı?
Davanın ilk duruşmasında ve sonrasında ortaya atılan iddiları Fatih Terim’i iyice ön plana çıkardı. Peki o son günlerde bir şey dedi mi? Ne düşünüyor, ne yapacak?
İlk günlerde, soruşturmada müşteki olarak adı geçen bazı kişiler ve avukatlarının söyledikleri, Fatih Terim’in ‘fon’dan haberi olmadığı, herhangi bir para yatırmadığı, Erzan’ın tıpkı üst düzey Denizbank yöneticilerinin adını kullandığı gibi Fatih Terim’in de adını kullanarak ‘fon’a müşteri çektiği yönündeydi (Kendileri adına banka yöneticileri ve Fatih Terim de ilerleyen günlerde adliyeye giderek savcılara bu yönde beyan verdi).
Gelelim ‘skandal dolanrıcılık’ davasının 1 numaralı sanığı Seçil Erzan’ın bugüne kadar Fatih Terim’le ilgili ne deyip ne demediğine…
İlk ifade
Erzan’ın ilk ifadesi tutuklandığı gün, yani 11 Nisan’da alındı. Savcının “Volkan Bahçekapılı’yı tanır mısın? Volkan Bahçekapılı’dan da herhangi bir para aldın mı?” yolundaki sorusuna verdiği yanıtta şöyle diyordu Erzan: “Evet tanırım. Fatih Terim’in damadıdır. Bir gün aradım, ‘Çok kısa süreliğine yüksek getirili bir fon var, aman bu husus duyulmasın, Fatih Terim hocanın da fondan haberi var. Sen de girmek ister misin’ dedim.”
Savcılık ifadelerinde Erzan’ın sadece Volkan Bahçekapılı’ya ya da Galatasaray camiasından isimlere değil hemen herkese Fatih Terim’in de ‘fon’un müşterileri arasında bulunduğunu söylediği ortaya çıktı.
İkinci ifade
Erzan 3 Mayıs’ta savcılığa neredeyse bir mesai günü boyunca ek ifade verdi. Bu kez açıkça Fatih Terim’den ‘fon adı altında’ para almadığını söylüyordu Erzan:
“Ben Fatih Terim’den bu zamana kadar fon adı altında para almadım. Ancak 2012 yılından itibaren tüm bankacılık işlemleriyle ilgilenirdim. Tam olarak Fatih Terim’in finansal danışmanı bendim. Şöyle ki Fatih Terim ile ilgili bu zamana kadar çok sayıda finansal işlem yaptım, ancak bu zamana kadar hukuka aykırı hiçbir işlem yapmadım. Eğer 2012 yılından itibaren Fatih Terim ile ilgili herhangi bir usulsüz işlem yaptığım iddia edilirse bu konuda her işlemi detaylı olarak her zaman açıklarım. Kesinlikle Fatih Terim ile ilgili herhangi bir usulsüzlük yapmadım. Fatih Terim beni kızı gibi sever, sayardı. Fon vadettiğim insanlara yüksek getirisi olan bir fon olduğunu, Hakan Ateş (Denizbank CEO’su) Fatih Terim gibi insanların bu fona yatırım yaptıklarını, bu fonun 30-45 günlük vadeleri olduğunu, vade bitiminde yüzde 20, yüzde 30, yüzde 40’lara varan paralar kazanılacağını vadettim. Zaten ben bu fon olayını 2022 Aralık’tan sonra vadettim. Zaten normal şartlarda bir fonun bu kadar kısa sürede yüzde 30, yüzde 40 kar elde edeceğine kimse inanmazdı ancak öyle çok sıkışmıştım ki çok fazla faiz parası dağıttığım için insanlardan fon vaadiyle para alıp benden istedikleri fazla faizleri ödemeye çalıştım.”
Erzan, her iki ifadesinde de özetle, ‘fon’a çekmek istediği kişilere Fatih Terim’i referans gösterdiğini anlatıyor, ancak Fatih Terim’in ‘fon’u bildiğine ve ‘fon’a para yatırdığına dair hiçbir ifade kullanmıyordu (Soruşturma kapsamında, Erzan’ın yine referans olarak verdiği diğer isimlerden Hakan Ateş dahil Denizbank yöneticilerinin de ‘fon’dan haberdar olduğuna ilişkin bir bulguya ulaşılamadı, dahası savcılık banka yöneticileri hakkında takipsizlik kararı verdi).
‘Kandırma’ vurgusu
Diken soruşturmanın ilk günlerinde Erzan’ın ‘fon’a çağırdığı kişilere şu minvalde bir ‘tembih’te bulunduğunu yazmıştı. “Malum para pul yatırım işleri, ticari sır gibi kişiye özel, hassas mevzular. Çok da özel bir fon bu… O yüzden kimseyle paylaşmayın.”
İddianameden öğreniyoruz ki davacılardan İsmail İbrahim Çağlar savcılık beyanında şunları anlatmış:
“Seçil Erzan (…) Fatih Terim’in en önemli müşterisi olduğunu, 10-15 yıldır çalıştıklarını, bu fondan Fatih Hoca’nın 20 milyon dolar kar elde ettiğini, hatta fonu ‘Fatih Terim fonu’ olarak andığını, ayrıca pek çok Galatasaraylının, ünlü futbolcunun ve tanınmış ismin de yine bu fondan yararlandığını söyledi. Ben başlangıçta ‘Aman bu forex gibi kaldıraçlı işlem falan olmasın, istemem o tip riskli işlere girmek’ diyerek mesafeli davrandım. Hatta, hemen o sırada Fatih Terim’i aramak istedim. Ancak, şüpheli bunun (…) bankanın yüksek mevduatı olan özel müşterilere yönelik kapalı bir fon olduğunu (…), Fatih hocanın da gizli/kapalı bir hesapla ilgili olarak bu şekilde aranmaktan rahatsız olacağını, bu sebeple aramamın doğru olmayacağını ileri sürdü.”
Bu beyanla ilgili savcılığın değerlendirmesi de şöyle: “Erzan’ın Fatih Terim’in en önemli müşterisi olduğunu, 20 milyon dolar kar elde ettiğini, hatta fonu ‘Fatih Terim fonu’ olarak andığını söyleyerek İsmail İbrahim Çağlar’ı kandırdığı … anlaşılmıştır.”
Duruşma
Erzan 20 Kasım’da görülen ilk duruşmada, Fatih Terim’le ilgili ne ilk ne de ikinci savcılık ifadesinde yer alan ayrıntılara girdi. Diken’in haberinde ilgili bölüm şöyle aktarılıyordu:
“Florya’dayken kimseyle bir sorunum yoktu. Birkaç kişinin parasını çoğaltmıştım. 2020’de Galatasaray camiasından beni tanıyan biri parasını çoğaltmam için 300 bin dolar teslim etti (Mahkeme başkanı Nursel Bedir ‘Kim’ diye sordu, ancak Erzan yazılı olarak bildireceğini söyledi). Bu kişinin ödemelerini yapıyordum. Parayı değerlendiriyordum. Sonra benden çok para isteyince ‘Hayır’ diyemedim. Onların istediği kadar artmıyordu bu para. Arabamı satarak, evimi ipotek ettirerek karşıladım. 2020 Temmuz’a kadar bir sorun yoktu. Şimdi ismini vermek istemediğim iki kişi daha önce çok para kazandırdığımı bildiği için 1 verip 100 istemeye başladılar. Karşılayamayınca işten attırmakla tehdit etmeye başladılar.
Mahkeme başkanı Nursel Bedir, Fatih Terim’i tanıyıp tanımadığını sorduğunda Erzan, ‘Fatih Terim ile aramızda para alışverişi oldu ama ona borcum yok’ dedi.
Duruşma savcısı söz alarak ilk referansın kim olduğunu sordu. Erzan’ın cevap vermemesi üzerine mahkeme başkanı Nursel Bedir ‘Bu isim Fatih Terim mi’ diye sordu. Erzan da, ‘Herkes onun sözüne güveniyordu’ dedi. Bedir’in sorusu üzerine Erzan, 300 bin doları veren kişinin de Fatih Terim olduğunu söyledi.”
Eski avukatın beyanı
Duruşma günü bir de soruşturma kapsamında alınmış, ancak iddianamede yer verilmeyen bir savcılık beyanı çıktı ortaya. Beyan, Erzan’ın eski erkek arkadaşı, Fatih Terim’in eski avukatı Candaş Gürol’a aitti. Gürol şöyle demişti ifadesinde: “Fatih Terim bana kendisinin de Seçil Erzan’ın bahsettiği fona para yatırdığını söyledi.”
İddialar ve sorular
O günden bu yana medyada Fatih Terim’in ‘fon’u başından beri bildiği, en önemli müşterisi olduğu, hem para kaptırdığı hem çok para kazandığı, dahası parasını kurtarabilmek için etrafındakileri ‘fon’a girmeye bizzat yönlendirdiği yolunda, içinde milyonlarca dolar geçen birçok başka iddia da ortaya atıldı.
Yanıt bekleyen birçok soru bulunduğu ortada…
Suskunluğun nedeni
Ancak Fatih Terim ilk günden beri suskunluğunu koruyor. Peki neden?
Diken’in öğrendiğine göre Fatih Terim’in bugüne kadarki suskunluğunun nedeni bir ‘mizansen’le karşı karşıya bulunduğunu düşünmesi ve ‘herkesin eteğindeki taşları dökmesi’ni beklemesi.
Medyaya tek kelime etmemiş
Bugüne kadar Fatih Terim’e atfen birtakım ifadeler yer aldı, izlenimler aktarıldı medyada…
Son olarak da Fatih Terim’in “Tarihin en büyük hukuk savaşını başlatıyorum, hazır olsunlar” dediği öne sürüldü ama Diken’in öğrendiğine göre böyle bir demeç söz konusu değil. Daha net bir ifadeyle Fatih Terim bugüne kadar “Hiçbir gazeteciye tek kelime bile etmedi.”
Ekibiyle toplanıyor
Ancak şu var: Bugün avukatları başta olmak üzere ‘tüm ekibiyle’ İstanbul’da bir araya gelmesi bekleniyor Fatih Terim’in. Hakkında yazılıp söylenenlere, ortaya atılan iddialara karşı nasıl bir yol izleyeceğini belirleyecek ve ardından ‘hukuken gereğini yapacak.’