Editöre not:
Bu haber Diken’in yazıişleri tarafından derlenmiştir. Kısaltıp kaynak belirtmek ve bağlantı vermek koşuluyla kullanılabilir. Lütfen emeğe saygı gösterin, ‘kopyala yapıştır’ yapmayın.
Eğitim-Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi, Boğaziçi Üniversitesi genel sekreter yardımcılarından Mustafa Candan’ın okul çalışanlarını baskıyla AKP’li Eğitim-Bir-Sen’e üye yaptırması hakkında suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atadığı Naci İnci yönetimi, okuldaki kadrolaşmasını sürdürüyor. Akademisyenleri çeşitli bahanelerle okuldan uzaklaştıran yönetim, adrese teslim ilanlarla ‘tanıdık’ kişileri işe alıyor. Yönetim, kadrolaşmasını personeller üzerinden de yürütüyor.
Personel alım komisyonunda bulunan ve göreve başlamaya hak kazanan personel hakkında yetkili kişi olan genel sekreter yardımcılarından Mustafa Candan, işe yeni başlayan personele, rutin işe giriş evraklarıyla birlikte AKP’ye yakın ‘Eğitim-Bir-Sen’in üyelik formunu imzalatarak personelin Eğitim-Bir-Sen’e üye olmasını sağlamıştı. Üye formu, işe giriş belgelerinin arasına ‘rutin bir form’ diyerek eklenmişti.
Candan 7 Nisan’da onlarca sözleşmeli personeli “İş/toplantı var, gelin” diyerek rektörlük binasına çağırmıştı. Personeller gittiklerindeyse karşılarında Candan’ı ve Eğitim-Bir-Sen temsilcisini görmüştü. Burada Candan, personele ‘Eğitim-Bir-Sen’e üye olun’ demişti.
Sözleşmeli personelin herhangi bir güvencesi yok. Bu personellerin şehir dışına sürülüp sürülmeme veya işe devam edip etmemesi gibi hususlar Candan’ın ‘iki dudağı arasında.’ Bu nedenle sözleşmeli personeller de Candan’ın isteklerine uymak zorunda kalıyor.
Candan son olarak aynı amaç doğrultusunda kadrolu personeli toplayarak odasına getirtmeye başlamıştı. Hatta sırf bu iş için Kilyos’taki çalışanlar için araç tahsis edilip gerekçesiz bir şekilde Hisarüstü’ne getirilmişti.
Çalışanlar karşılarında yine Candan’la beraber Eğitim-Bir-Sen temsilcisini görürken burada Eğitim-Bir-Sen’e geçmeleri için ‘ikna edilmeye’ çalışılıyor.
Kadrolu çalışanlar, sözleşmeli personeller gibi güvencesiz olmasa da ‘sonucuna katlanırsınız’, ‘ya bizdensiniz ya da Ebu Cehillerden’ gibi sözlerle tehdit ediliyor.
Candan’ın amacıysa Eğitim-Bir-Sen’i üniversitede yetkili sendika kılmak. En çok üyesi olan sendika yetkili sendika seçiliyor. Bu da her yıl 15 Mayıs’ta belirleniyor.
Diken, bu yaşananları farklı haberlerinde ele almıştı.
Eğitim-Sen’den suç duyurusu
Eğitim-Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi, bu konuyla ilgili bugün basın açıklaması yaptı. Çalışanların bir sendikaya baskı yoluyla üye yapılmasınının suç olduğunu belirten üniversiteler şubesi, yaşananlarla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.
Basın toplantısından öne çıkanlar şu şekilde:
* Üniversitemizde, liyakat ilkesine aykırı bir şekilde atanan son dönem yöneticilerinden, genel sekreter yardımcısı Mustafa Candan, bir idari yönetici gibi değil, kendi siyasi görüşlerinin aktif bir savunucusu gibi davranmaya devam etmektedir. Geçtiğimiz cuma günü, Eğitim-Sen dışındaki sendikalara üye olan çalışma arkadaşlarımızı, kendileri için bir görev olduğu gerekçesi ile rektörlüğe çağırmış ve iktidar yanlısı bir sendika olan Eğitim-Bir-Sen’e geçmeleri için yönlendirmiştir. O gün 30-40 çalışanın baskı ile bu yandaş sendikaya üye yapıldığını öğrendik.
* Yöneticinin çalışanına baskısıyla gerçekleşen bu sendika değiştirme konusu Anayasanın 51. Maddesinde “Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz” şeklinde yer alır ve buna dayanarak da Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesinde çok net bir şekilde ele alınmıştır. Ayrıca, yine kanunda belirtildiği şekliyle, sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi eğer “Kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle” gerçekleşmişse verilecek ceza 1 kat arttırılır.
* Üniversitenin idari yapısı her açıdan sarsılmıştır. Kampüsümüzü değişken, kaygan, her an her şeyin olabileceği, liyakatin zaten hak getirdiği, güvenilmez bir çalışma ortamına dönüştürmek için ellerinden geleni yapmışlardır.
* Buna rağmen biz hala varız, buradayız ve bu dönemin biteceğini biliyoruz. Mustafa Candan ve liyakatsiz atanan, usulsüz uygulamalarda bulunan diğer yöneticilere çok insani bir yerden seslenmek isteriz: Nasıl hatırlanmak istersiniz? Bulunduğunuz makamlardan indiğinizde, şu andaki iktidarınızı kaybettiğinizde biz üniversite çalışanlarının ve kamuoyunun sizi nasıl hatırlamasını istersiniz?
* Kampüsümüzdeki tek sendika Eğitim-Sen değildir ve belirtmek isteriz ki tüm sendikaların faaliyet sürdürenlerine de saygı duyuyoruz. Bununla birlikte 15 Mayıs’ta en fazla üyeye sahip sendikanın yetkili sendika olacağını ve buna en yakın sendikanın yıllardır yetkili sendika olan Eğitim-Sen olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Hukuksuz ve ahlaksız bir şekilde, idari görevlerden gelen güç suiistimal edilerek üye sayısı şişirilmeye çalışılan yandaş sendikanın karşısında daha güçlü durmak için, tüm çalışma arkadaşlarımızı iyinin, doğrunun, umudun yanında durmaya, kendi gücüne güvenmeye ve Eğitim Sen’e üye olmaya çağırıyoruz.
* Bir sendikaya baskı ile, zorla üye ekleme eylemi anayasal bir suçtur ve Eğitim-Sen olarak suç duyurusunda bulunuyoruz. Kamuoyuna duyurulur.