MEHMET BARAN KILIÇ
@MehmetBaranKl
barankilic@diken.com.tr
Boğaziçi Üniversitesi genel sekreter yardımcısı Mustafa Candan, okuldaki çalışanları AKP’li Eğitim-Bir-Sen’e geçmesi için tehdit ediyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atadığı Naci İnci yönetimi, okuldaki kadrolaşmasını sürdürüyor. Akademisyenleri çeşitli bahanelerle okuldan uzaklaştıran yönetim, adrese teslim ilanlarla ‘tanıdık’ kişileri işe alıyor. Yönetim, kadrolaşmasını personeller üzerinden de yürütüyor.
Üyelik formu imzalatılmıştı
Örneğin ‘kayyım rektör’ün kadrolarından oluşan üniversite genel sekreterliği, 29 Ağustos 2022’de başlayan sınavlarla 209 kişiyi üniversiteye işe aldı. İşe alım sürecinde yazılı ve sözlü sınavlar düzenlendi. Sınavlarda tüm soruları bildiği halde işe alınmayanlar olduğu gibi ‘referans’la işe alınanlar da oldu.
Boğaziçi Üniversitesi, 18 Eylül 2022’de de 148 kişiyi işe almıştı.
Personel alım komisyonunda bulunan ve göreve başlamaya hak kazanan personel hakkında yetkili kişi olan genel sekreter yardımcılarından Mustafa Candan, eylüldeki ilanla işe giren personele, rutin işe giriş evraklarıyla birlikte AKP’ye yakın ‘Eğitim-Bir-Sen’in üyelik formunu imzalatarak personelin Eğitim-Bir-Sen’e üye olmasını sağladı. Üye formu, işe giriş belgelerinin arasına ‘rutin bir form’ diyerek eklendi.
Çalışanları tehdit ediyor
Candan, benzer faaliyetlerine devam ediyor.
Candan 7 Nisan’da onlarca sözleşmeli personeli ‘iş/toplantı var, gelin’ diyerek rektörlük binasına çağırmıştı. Personeller gittiklerindeyse karşılarında Candan’ı ve Eğitim-Bir-Sen temsilcisini görmüştü. Burada Candan, personele ‘Eğitim-Bir-Sen’e üye olun’ demişti.
Sözleşmeli personelin herhangi bir güvencesi yok. Bu personellerin şehir dışına sürülüp sürülmeme veya işe devam edip etmemesi gibi hususlar Candan’ın ‘iki dudağı arasında.’ Bu nedenle sözleşmeli personeller de Candan’ın isteklerine uymak zorunda kalıyor.
Candan şimdi de kadrolu personele göz dikti.
Candan aynı amaç doğrultusunda kadrolu personeli toplayarak odasına getirtiyor. Hatta sırf bu iş için Kilyos’taki çalışanlar için araç tahsis edilip gerekçesiz bir şekilde Hisarüstü’ne getiriliyor.
Çalışanlar karşılarında yine Candan’la beraber Eğitim-Bir-Sen temsilcisini görürken burada Eğitim-Bir-Sen’e geçmeleri için ‘ikna edilmeye’ çalışılıyor.
Kadrolu çalışanlar, sözleşmeli personeller gibi güvencesiz olmasa da ‘sonucuna katlanırsınız’, ‘ya bizdensiniz ya da Ebu Cehillerden’ gibi sözlerle tehdit ediliyor.
Candan’ın hedefinde sadece sendikasız çalışanlar değil, farklı sendikalara üye çalışanlar da bulunuyor. Başka sendikalara üye çalışanların Eğitim-Bir-Sen’e geçmesi için mevcut sendikasından istifa etmesi gerekiyor. Yani, çalışanlara bir nevi ‘istifa baskısı’ da yapılıyor. Sendikasından istifa eden kişilerinse bir ay içinde istifasından vazgeçmesi mümkün.
Amaç yetkili sendika olmak
Eğitim-Sen, üniversitede yetkili sendika ve şu anki üye sayısı Eğitim-Bir-Sen’den daha fazla.
En çok üyeye sahip sendika, yetkili sendika oluyor. Hangi sendikanın yetkili olacağı da her yıl 15 Mayıs’ta belirleniyor.
Candan da, 15 Mayıs’a kadar, idari pozisyonunu kullanarak sendika üye sayısını artırmaya çalışıyor. Candan, bu nedenle personele “En azından bir-iki ay üye olarak durun, sonra istifa edersiniz” diyor.
Eğitim-Bir-Sen’e üye olmayan ve özellikle yetkili sendika Eğitim-Sen’e üye olan personellere baskı uygulanıyor. Personeller şehir dışına sürülürken haklarında tuhaf gerekçelerle soruşturma açılıyor.
Candan, sözleşmeli personellerden yeterli sayıyı bulamayınca bu sefer kadrolu çalışanlara göz dikti.
Mustafa Candan’ın ilk vukuatı değil
Personel alım komisyonu Genel Sekreter Hasan Fehmi Topal, Mustafa Candan, Akkız Duman, Soner Melih Kural ve Faruk Yakaryılmaz’dan oluşuyor. Yakaryılmaz’ın ismi İzmir’de 2014’te ‘imbat dalgası’ ismiyle Liman İşletmeleri’ne düzenlenen operasyonda karşımıza çıkmıştı. Yakaryılmaz, soruşturma kapsamında ‘rüşvet almak ve vermek’ suçlamasıyla üç ay tutuklu yargılanmıştı.
Mustafa Candan’ın ismi de geçmişte Fethullah Gülen cemaati yapılanmasının etkin olduğu Ankara’daki Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin müdür yardımcısı olarak karşımıza çıkıyor.
Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter’in Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı başkanıyken 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sorumlu Gülen Cemaati’nin lideri Fethullah Gülen’in hastalıklarını tedavi ve ömrünü uzatmak için kurulması planlanan kök hücre merkezinin personel tedarikinden sorumlu olduğu dile getirilmişti.
Mustafa Candan, hastanenin sitesinde yer alan özgeçmişine göre 2005-2012’de burada çalıştı. Candan’ın çalışma döneminde Memur-Sen’e bağlı Sağlık-Sen’i hastanede hukuk dışı yollarla yetkilendirme çabası içinde olduğu haberlere yansımıştı.
18 Şubat 2009’da yayınlanan haberde Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Başkanı İbrahim Kara, hastanedeki bazı yöneticilerin SES üyesi çalışanları odalarına çağırarak sendikalarından istifaya ve Sağlık-Sen’e üye olmaya zorladığını, istenilenleri yapmadıkları takdirdeyse görev yerlerini değiştirmekle tehdit ettiğini dile getirmişti.
Kara, Mustafa Candan’ın da aralarında bulunduğu yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıklamıştı.
Boğaziçi Üniversitesi’nde Eylül 2021’de çalışmaya başlayan Mustafa Candan’ın üniversitenin sağladığı lojman gibi hizmetlerden yararlanmak isteyenlere Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir Sen üyesi olma telkininde bulunduğu da edinilen bilgiler arasında yer alıyor.