• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Deniz Yücel 100 gündür özgürlükten mahrum: Eşinden tecriti anlatan mektup

24/05/2017 08:57

 

Alman Die Welt gazetesinin muhabiri Deniz Yücel, ifade vermeye gidip gözaltına alındığı 13 günle birlikte toplamda 100 gündür tutuklu.

Yücel’in eşi Dilek Mayatürk Yücel kendisinin ve eşinin yaşadıklarını anlattı.


Yücel, ‘örgüt propagandası yapmak’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlamalarıyla 27 Şubat’ta tutuklanmıştı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gazeteci Deniz Yücel için ‘terörist’, ‘Alman ajanı’ ve ‘ajan terörist’ ifadelerini kullanmış, Almanya’ya iadesi için, “Hiçbir surette olmayacak, ben bu makamda olduğum sürece asla” demişti.

Evrensel’e ‘İçeride ve dışarıda: 100 gün’ başlığıyla bir mektup kaleme alan Dilek Mayatürk Yücel, eşinin 87 gündür tecrit altında yani tek başına kaldığını hatırlatarak şunları yazdı: “Deniz 100 gündür tutuklu; özgürlüğünden, severek yaptığı işinden ve sevdiklerinden uzak. Ben 100 gündür dışarıdayım, suyun dışında kalmış balığa ne kadar güzelse hayat, o kadar güzel işte 100 gündür dışarıda olmak. Ancak dışarıda olmak aynı zamanda; içerideki diğer tutuklu gazetecilerin eşleri ve yakınlarıyla kocaman bir dayanışmayı büyütmek demek. İçeride veya dışarıda olmak -fark etmez-, haklı olmaktan kaynaklı güçlenmek, daha da dik durmak demek.”

Dilek Mayatürk Yücel’in Evrensel’de yayınlanan mektubu şöyle:

“Bugün Deniz’in özgürlüğünden mahrum edilişinin 100. günü.

Belirsizlik günlerine bir çizgi daha… Bugün, Deniz’in 14 Şubat günü kendi iradesiyle ifade vermeye gittiği emniyette geçirdiği ‘13 günlük gözaltı süresiyle’ birlikte tutukluluğunun 100. Günü. 100 gündür eksiğim.

‘İçeride ve dışarıda olmanın’ en temel ortak özelliği, sanırım gün saymak. Ancak ironik olanı, belli bir günden geriye sayamıyorsunuz.

Kafanızdaki ‘otomatik gün sayacı’ , “Kaç gün kaldı?” diye değil, “Sebepsiz, haksız, iddianamesiz, sevdiklerimiz özgürlüklerinden mahrum bırakılalı kaç gün oldu?” diye çalışıyor, uyandığınız her gün, her sabah.

Aylar sonra iddianamesi -nihayet- yazılan gazeteci ve yakınları, hiç olmazsa mahkeme tarihini bildikleri için kendilerini şanslı hissediyor. İkinci kez tutuklanan Gazeteci Ahmet Şık’ın eşi enerji kapsülü Yonca’ya bazen ‘biz az tecrübeliler’ , “Sen tecrübelisin Yonca, bilirsin…” diye sorular yöneltmemiz gibi, absürtlüklerle dolu yani halimiz. 

İçeride ve dışarıda olmak ;yani bir yandan kendi absürtlüğünün kitabını yazmak demek.

Ancak benim içimde başka bir ‘gün sayacı’ daha var. O da, Deniz’in tecritte tutulduğu günleri sayıyor. 87 gün oldu, 87 gündür Deniz hâlâ tecrit koşullarında tutuluyor. 

Tecrit, başlı başına bir insan hakkı ihlalidir. Tesiri zamanla kendini gösterebilecek, fiziksel ve / veya psikolojik marazlar doğurabilecek bir süreçtir. Bu dayatılmış yalnızlaştırma da bir nevi psikolojik işkencedir.

‘İçeride ve dışarıda olmak’ ; ısrarla hukukun paslanmış temel çarklarının dönmesini beklemek, iddianame yazılmasını beklemek demek.

Yeniden; lütuf değil, iddianame bekliyorum.

‘İçeride ve dışarıda olmak’ ; aynı gökyüzünü farklı şekilde görmek demek.

En azından aynı göğün altında olduğunuzu bilmek, başınızı kaldırdığınızda gördüğünüz gökyüzünü, sevdiklerinizin  – her nerede olursa olsun -, gördüğünü bilmek içinizi hafifletir -belki- biraz. Ancak Deniz ve diğer tutuklu gazetecilerle gökyüzünü aynı göremiyoruz hiçbirimiz. Deniz, gökyüzünü tel örgülerin arasından görüyor. 

Siz dışarıda sahip olduklarınızı unutuyor, onların içeride nelerden mahrum olduklarını düşünüyorsunuz mütemadiyen. Özgürlükleri gasbedilmiş, sebepsizce içeride tutulmalarının yanı sıra, içeride ellerinden alınan basit, en basit haklarını düşünüyorsunuz.

‘İçeride ve dışarıda olmak’; yani haftada bir gün, bir saatle sınırlı, cam ardından telefonla yapılan görüşü beklemek demek. OHAL dolayısıyla iki ayda bir yapılan açık görüşü beklemek demek.

Daha önce ‘ziyaretçi olarak’ tecrübe etmediğim; ancak son zamanlarda en iyi bildiğim şeyden bahsedeceğim: Silivri’ye gitmek.

Yani Deniz’in, Türkiye’deki Basın Kanunu’na göre zaman aşımına uğramış, gazetecilik faaliyeti dışında hiçbir yöne çekilemeyecek kadar salt, somut haber ve röportajlarının sebep gösterilerek,-ki bazılarında yanlış tercümeler mevcuttur-  halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından, gözaltı süresiyle birlikte 100 gündür iddianamesiz özgürlüğünden mahrum bırakıldığı, 87 gündür tecritte,-tekrarlıyorum- tecritte, hâlâ sebep gösterilmeksizin tutulduğu yere gitmek.

Silivri, yolu güllerle döşeli bir yol değil. Size binbir duyguyu aynı anda yaşatıyor o yol. Heyecandan, özlemden, o yolun kendine has stresinden, birazdan göreceğiniz insana ulaşmak için geçtiğiniz turnikeler, göz taramaları ve tüm kontrollerle alabora oluyor ruhunuz.

Her pazartesi Deniz’in koğuşuna doğru aşama aşama yol alırken, yoldaki tel örgüler tek tek kalbime batıyor. Ve onu göreceğim bir sonraki haftaya kadar, o telleri ellerimle kalbimden sökmeye çalışıyorum. Pazartesi günleri kalbim, geriye kalan günler de ellerim kanıyor. Bunu her hafta yaptığınızı hayal edin. Dışarıda olmak, haftaları böyle devirmek demek.

Kapalı görüş; yani bir saat, ses geçirmeyen bir camın ardından, telefonla, o sınırlı zamanın sonuna doğru bitişi belli eden sinyalin “Veda vakti geldi” dediği bir süre bu. 

‘İçeride ve dışarıda olmak’, görüş bitimi el sallayıp arkanızı döndüğünüzde yüzünüze iliştirdiğiniz gülümsemenin, bir anda soluşu demek.

Tutsaklığın mekanla sınırlı olduğunu sanmayın. Dışarıda bekleyenlerin de rüyalarına kadar tel örgü çeken bir süreç bu. Dışarısı böyleyken, bir de içeriyi hayal etmeyi deneyin. Avukat, milletvekili ya da haftada bir gün, bir saat ile sınırlı aile görüşüne kadar hücre kapınızın açılmadığını ve tek başınalığı, tecridi hayal edin. İçeride olmak, bu demek. 

Deniz 100 gündür tutuklu; özgürlüğünden, severek yaptığı işinden ve sevdiklerinden uzak.

Ben 100 gündür dışarıdayım, suyun dışında kalmış balığa ne kadar güzelse hayat, o kadar güzel işte 100 gündür dışarıda olmak. Ancak dışarıda olmak aynı zamanda; içerideki diğer tutuklu gazetecilerin eşleri ve yakınlarıyla kocaman bir dayanışmayı büyütmek demek.

İçeride veya dışarıda olmak -fark etmez-, haklı olmaktan kaynaklı güçlenmek, daha da dik durmak demek.

Deniz’in bana bile güç veren sağlam duruşuna hayranım, işini doğru yapan bir gazeteci olmasıyla dün ve bugün gurur duyduğum, yarın da duyacağım gibi.

Öfkenin dilini asla kullanmayacağım, çünkü haklı olmak asaleti getirir beraberinde. Deniz’in hâlâ iddianamesiz, hâlâ sebepsiz tecritte tutukluluğunun sürmesine rağmen; ‘asil ve güçlü’ duruşu da zaten bundandır.”

Die Welt’in tutuklu muhabiri Deniz Yücel: Hiçbir yere iade edilmek istemiyorum

Esarette ve hürriyette: Die Welt’in tutuklu muhabiri Deniz Yücel cezaevinde evlendi

Tutuklu gazeteci Yücel’den çağrı: Türkiye’deki basın özgürlüğüne ‘somut’ katkıda bulunun

Alman yetkililer tutuklu gazeteci Yücel’le görüştü: Serbest kalması için uğraşıyoruz

Nihayet: Alman yetkililere, tutuklu gazeteci Deniz Yücel’le görüşme izni verildi

Die Welt’in tutuklu muhabiri Deniz Yücel’in avukatları AYM’ye başvurdu

Almanya’ya göre Türkiye sözünü tutmadı: Erdoğan, Deniz Yücel’e nasıl terörist der?

Almanya, Türkiye’den ‘sözünde durmasını’ istedi: Gazeteci Deniz Yücel’le görüşemiyoruz

Tutuklu gazeteci Deniz Yücel’den mektup: İyiyim ancak tek başına olmak işkence

Die Welt’ten gazeteci Yücel için Erdoğan’a mektup: Bu cezanın anlamını biliyorsunuz

Erdoğan, Die Welt muhabiri Deniz Yücel’i şimdi de ‘terörist’ ilan etti

Erdoğan, gazeteci Yücel’i ‘Alman ajanı’ ilan etti: Almanya teröre yardımdan yargılanmalı

Gazeteci Deniz Yücel’den mektup var: Mahkeme beni güldürmeye devam ediyor

Alman medyasından Türkiye’deki tutuklu gazeteciler için seferberlik: Unutulmasınlar

AKP’li vekil Die Welt muhabirinin tutuklanmasına ‘eleştirel yaklaştı’: Propaganda kavramı geniş yorumlanmış

Alman medya devi Axel Springer’den çağrı: Deniz Yücel’e özgürlük

Almanya, gazeteci Deniz Yücel’in tutuklanmasını protesto etti

Merkel’den gazeteci Yücel’in tutuklanmasına ilk yorum: Hayal kırıklığına uğradık

İki haftadır gözaltında tutulan Die Welt’in Türkiye muhabiri Deniz Yücel tutuklandı

Tutuklu gazeteci Tunca Öğreten’den mektup: Bir umut bekliyoruz

Tutuklu gazeteci Tunca Öğreten’den mektup: Ferhan Şensoy’un ‘Pardon’u gibiydi

Tutuklu gazeteci Öğreten’in savunması: Haber küpürü dışında DHKP-C üyesi dahi görmedim

Tutuklanan gazetecilere suçlama: Albayrak’ı ve hükümeti yıpratmak amaçlı yayınlar yapıldı

Aralarında Tunca Öğreten’in de bulunduğu üç gazeteci tutuklandı

Kategori:Aktüel

SON HABERLER

İlk Arap kadın astronot göreve hazır: Erkek ya da kadın olmanın bir önemi yok

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ve Arap dünyasının ilk kadın astronotu Nora Matroshi, eğitimlerin zor olduğu mesleğiyle ilgili erkek ya da kadın olmanın bir önemi olmadığını söyledi.

Tanrıkulu duyurdu: İmamoğlu, Şahan ve Çalık afişleri için toplatma talimatı

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emre Şahan ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın olduğu afişler ve pankartların toplatılması için talimat verildiğini duyurdu.

Danimarka'da emeklilik yaşı 70'e yükselecek

Danimarka’da emeklilik yaşını 2040’a kadar kademeli olarak 70’e yükseltecek yasa parlamentodan geçti.

Barcelona, KBY ve Kuzeydoğu Suriye'de futbol okulları açacak

Katalan ekibi Barcelona, Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) denetimindeki Kuzeydoğu Suriye’de futbol okulları açacağını duyurdu.

AKP'de çalıştay: 'Millet bugüne kadar Anayasa yapma hakkını kullanamadı'

AKP’de ‘yeni anayasa çalıştayı’ bugün. Genel başkan yardımcısı Hayati Yazıcı, Anayasa yapmanın hak olduğunu belirtip “Ama millet, bu hakkını bugüne kadar kullanamamış” dedi.

Devlet Opera ve Balesi'ne 'Romeo ve Juliet' ve 'Spartacus' için tazminat cezası
'Adalet istiyoruz' deyip çocuklara idam ipi tutturan öğretmene ödül gibi ceza: Kınama

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 761 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Korkut Boratav: ABD emperyalizminin yeni yüzyılda saldırganlaşması, dolar hegemonyasını zayıflattı

Zafer Arapkirli: İlhan Şeşen'in dediği gibi iktidar açısından 'Benim Aklım Başımda Değil'e çok kolay bağlayacaksınız siz de…

Zeynep Aktaş: Enflasyonun üzerinde getiri sağlayanlar yatırımcıların dikkatini çekiyor

Erdal Sağlam: Var olan güvensizlik büyüyor

Burcu Aydın: Bu, temmuzda asgari ücret, memur ve emekli maaşlarında bir artış öngörülmediği anlamına geliyor

Kansu Yıldırım: CHP'li ve DEM Parti'li yerel yönetimlerin üzerinde tam denetim sağlamak hedefleniyor

Sefer Levent: 30 çalışandan biri artık motokurye

İbrahim Kahveci: O da ne? Köprü hala müteahhitte….

Deniz Zeyrek: Akılları fikirleri cinsellik

Esfender Korkmaz: Sorunların nedenlerinden biri de IMF ile gelen dalgalı kur politikası

Çiğdem Toker: Şimşek programının bir uluslararası toplantılarda görünen yüzü var, bir de kayda girmeyen yüzü

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×