Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tutuklu Die Welt muhabiri Deniz Yücel’i ‘terörist’ ve ‘ajan’ diye nitelemeyi sürdürerek, son sözü söyledi: “Neymiş Alman vatandaşıymış, ne vatandaşı olursa olsun. Bunlar Türkiye’de ajan teröristlik yapıyorsa bedelini ödeyecek.”

Fotoğraf: Reuters
Rutte’ye: Sen kaybettin
Sakarya’da Demokrasi Meydanı’nda toplu açılış törenine katılan Erdoğan, Hollanda’da yapılan genel seçimlerde galip gelen Başbakan Mark Rutte’ye seslenerek diplomatik krizin bir süre daha devam edeceğinin sinyalini verdi: “Sen atını, itini benim oradaki Türk vatandaşlarımın üzerine mi saldın. Bunun bedelini ödeyeceksin. Ey Rutte sen birinci parti olarak çıkmış olabilirsin ama Türkiye gibi bir dostunu kaybettin. ‘Seçimden sonra başbakanla bir yemek yiyebiliriz…’ Geç o işi, bizde öyle bir başbakan yok. Sen kaybettin.”
‘Ajan terörist’

Yücel, 14 günlük gözaltı süresinin ardından 27 Şubat tarihinde tutuklanmıştı.
Ardından sözü ‘örgüt propagandası yapmak’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlamalarıyla tutuklanan Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel’e getiren Cumhurbaşkanı, Almanya’yı ‘terörist saklamak’la suçladı: “Onlarla da bu işi enine boyuna konuşacağız. Bunlar bir ajan teröristi Alman rezidansında saklıyor. Sonunda mahkemeye çıktı, tutuklandı. Niye? Bu ajan terörist. ‘Bizde yargı bağımsız’ diyorlar. Benim yargım da bağımsız. Neymiş Alman vatandaşıymış, ne vatandaşı olursa olsun. Bunlar Türkiye’de ajan teröristlik yapıyorsa bedelini ödeyecek.”
Erdoğan, gazeteci Deniz Yücel için daha önce de ‘terörist’ ve ‘Alman ajanı’ ifadelerini kullanmıştı.
Yücel’in tutukluluğuna yapılan itirazı değerlendiren 10’uncu sulh ceza hakimliği, tutuklama kararının usul ve yasaya aykırı olmadığını belirterek itirazı reddetmişti. Kararda ‘şüphelinin eyleminin basın özgürlüğü ve gazetecilik anlamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı’ ifadelerine yer verilmişti.
‘Faşizm’e devam
Avrupa ülkelerinin bakanların mitinglerini yasaklamasını ‘faşizm’ diye nitelemeyi sürdüren Erdoğan, Avrupa’da ‘yeni nazizm’in yükseldiğini ileri sürdü: “İnsan hakları, demokrasi, özgürlük dersi verirler değil mi; kendi çıkarları söz konusu olunca faşizmin en alasını sergilemekten kaçınmazlar. Bu yeni Nazizmdir. Ey Hollanda sen Srebrenitsa’da sekiz bin kardeşimi katlettin, onu nasıl ifade edeceksin? Bunların cibilliyetini biliriz. Orada Boşnak kardeşlerimizi şehit ettiler. Hepsini yaktılar. Birçoğunun kabri bilinmez. Yazıklar olsun bunların demokratlığına, yazıklar olsun sizin AB değerlerinize, yazıklar olsun sizin hukukunuza.”
Adalet Divanı’na: Haçlı-Hilal mücadelesini başlattılar
Cumhurbaşkanı, başörtülü bir Müslümanı işten çıkaran şirketi haklı bulan bir Belçika mahkemesinin kararının Avrupa Adalet Divanı tarafından onanmasını ise Avrupa’da 2’nci Dünya Savaşı günlerine ‘geri dönüş’ olarak yorumladı: “Avrupa Birliği Adalet Divanı bir açıklama yaptı, işverenlere diyor ki, isterseniz başörtülü çalışmak isteyenlere müsaade etmezsiniz. Hani inanç, din özgürlüğü? Bu kararı veren AB’nin mahkemesi. Bunlar Haçlı-Hilal mücadelesini başlattılar, başka izahı olamaz. Avrupa hızla 2. Dünya Savaşı öncesi günlere yuvarlanıyor.”