• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Çünkü burası Almanya, Türkiye değil

31/03/2016 23:56


 

 

elmas topcu kelleELMAS TOPCU

@topcuelmas

Almanya’da medya kuruluşları üzerinde baskı oluşturma girişimi, şimdiye kadar hep deneyenin mağlubiyetiyle sona erdi. Bunun daha kolay anlaşılabilmesi için yakın tarihteki üç önemli vakaya bakmak yeterli.


Başsavcı vakası

Fotoğraf: Reuters

Berlin’de birçok kişi basın özgürlüğü için sokağa dökülmüştü. Fotoğraf: Reuters

Sonuncusu geçen yaz Alman istihbaratına ait gizli belgeleri yayınladıkları gerekçesiyle Federal Başsavcı Harald Range’nin netzpolitik.org sitesi editörlerine yönelik açtığı soruşturmaydı. Vatan hainliği iddiasıyla başlatılan soruşturmanın başlatıldığı 30 Temmuz’da ortaya çıktı, 4 Ağustos’ta federal başsavcı ilerlemiş yaşı da göz önünde bulundurularak erken emekliye sevk edildi.

Başbakan vakası

Fotoğraf: Retuers

Fotoğraf: Retuers

Diğer vaka Almanya Başbakanı Angela Merkel’in 2014’te Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrasında yan çizerek, Jean-Claude Juncker’in Avrupa Birliği Komisyonu başkanlığını önleme girişimi oldu. Seçimlerden önce, sandıktan birinci parti olarak çıkan gücün lider adayının başkanı seçileceği sözüne rağmen Merkel, seçimler sonrasında düzenlediği basın toplantısında başka bir tavır sergiledi. Bu da ARD Televizyonu’nun tecrübeli Brüksel Temsilcisi Rolf-Dieter Krause’yi çileden çıkardı. Basın toplantısında Merkel’i köşeye sıkıştırmasının ötesinde, aynı akşam Almanya’nın en çok izlenen kanalı ARD’nin ana haber bültenine yaptığı yorumda da Merkel’in tavrının ‘alışılmışın dışında aptalca, ahmakça’ diye niteledi Krause.

Kamuoyunda da hararetli tartışmaya neden olan bu yorum Merkel’in Juncker’e tavrının değişmesi sonucunu getirdi. Hatta başkan seçilmesi için son ikna turlarını da Merkel bizzat attı. Krause bir mülakatta olup bitenlerin Merkel’le ilişkisini etkileyip etkilemediği sorulduğunda Krause, “Hayır, aynı eskisi gibi, ben soruyorum, o da elinden geldiğince yanıtlamaya çalışıyor“ diye yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı vakası

Fotoğraf: Reuters

Fotoğraf: Reuters

Üçüncü vaka, son yılların en büyük skandalı da sayılan ‘Wulff davası.’  2012 yılı ocak ayında dönemin Almanya cumhurbaşkanı Christian Wulff’un, aldığı özel krediyle ilgili hakkında yayınlanacak bir haber öncesinde Bild gazetesinin genel yayın yönetmenini araması ve onun telesekreterine bıraktığı not çalkantılara neden oldu. Günlerce bu kayıt medyada döndü durdu. Medyayı etkileme çabası olarak görülen bu girişimi Wulff’u istifaya götüren en belirleyici hata sayıldı.

Almanya’da gazeteci politikacıdan değil, politikacı gazeteciden korkar

Yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere Almanya’da gazeteciler, politikacı veya savcıdan korkmaz. Tam tersine politikacı ve savcı medyadan korkar. Üstelik bu konuda kamu radyo televizyonları ile özeller arasında pek fark da yoktur. Özellerin, reklamlarla ayakta kaldığı düşünülürse iş çevrelerine karşı daha dikkatli olduğu da bilinen bir gerçek. Ama kamu radyo televizyonları halkın ödediği aidatla finanse edildiğinden onlarda çekince yok.

Almanya’daki kamu radyo televizyonculuğuna gelince… Türkiye’deki TRT ile uzaktan yakından alakası yok. Almanya’da kamu radyo televizyonundan anlaşılan, toplumun her kesimine hizmet götürmekle yükümlü yapı olarak tanımlanması. Bu nedenle de iktidarın parti yayın organı gibi hareket etmez.

Almanya’nın 16 eyaletine hizmet veren, ağırlıklı yayın bölgesi de bu eyaletler olan dokuz kamu radyo televizyon kuruluşu var. Bu kuruluşlar, dönüşümlü biçimde ürettikleri benzer formattaki programlarla da Almanya’nın birinci televizyon kanalı ARD’yi oluşturuyor.

ARD’yi oluşturan dokuz kamu radyo televizyon kuruluşunun bütçe, genel müdür ataması ve yayın politikasını belirleyen yayın kurulları. Yayın kurullarında siyasi parti üyeleri dışında, sendika, dini cemaat temsilcileri, STK’lar, spor kuruluşları, cinsel, dini ve kültürel çeşitliliğin yansıtılmasını sağlayan temsilciler yer alıyor. Son olarak Radyo Bremen’in yayın kuruluna Alevi, LGBT ve engelli vatandaşların haklarını savunacak birer temsilci atandığını yazmıştık. 

Nikolaus Brender örneği

Kamu radyo ve televizyon kuruluşları hane başına ödenen aidatlarla finanse edildiği için elbette mali ve idari yapılarını düzenleyen devlet sözleşmeleri var. Ancak bu sadece hukuki bir çerçeve. Özetle iktidarlar, yayın içeriğine veya personel politikasına müdahale edemiyor. Ettiğinde basına nelerin gelebileceğine en iyi örnek de 2009’da ZDF’de yaşanan Nikolaus Brender örneği.

Yine halkın ödediği radyo televizyon aidatlarıyla finanse edilen bir kamu radyo televizyon kurumu olan ZDF’in o dönemki genel yayın yönetmeni Brender’in sözleşmesinin uzatılmasına ZDF’in idari kurulu başkanı, CDU’lu Roland Koch karşı çıkmıştı. Gerekçe olarak, düştüğü iddia edilen izlenme rakamları gösterilse de Hrstiyan Birlik’in Brender’in bağımsız gazetecilik ilkelerinden rahatsız olduğu biliniyordu. Konu anayasa mahkemesine kadar taşındı ve yüksek mahkeme, kamu radyo televizyonlarının idari kurullarındaki politikacı oranının yüzde 44’ten yüzde 33’e düşürülmesine hükmetti.

Devlet değil kamu televizyonu

erdogan klip

Peki ben bütün bunları niye anlatıyorum?

Anlatıyorum, zira son olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ti’ye alan şarkısıyla Türkiye’de de yoğun tartışmaya neden olan ‘extra3’ programı çerçevesinde çok şey yazıldı çizildi. Çoğu hatalı. Öncelikle bu şarkı ve videoklibin yayınlandığı ARD’nin, hazırlayan NDR‘nin ‘devlet televizyonu olduğu ve bunun devletin politikasının ve yaklaşımının göstergesi’ sayıldığı ileri sürüldü. Bu nedenle ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin bu klip dolayısıyla gösterdiği tepkiyi, bir televizyon kanalında yayınlanan klibe bu şekilde tepki gösterilir mi’ diye yorumlamanın doğru olmayacağı ileri sürüldü.

Tekrarlıyorum. Yayınlayan ARD de, yapımcısı NDR de devlet televizyonu değil, yukarıda vurgulandığı sekilde kamu radyo televizyon kuruluşu. Ve bunlarda yayınlanan kabare, skeç ve kara mizah programları her hafta, başta Merkel olmak üzere bütün hükümet üyelerini tefe koyup çalıyor.

Özetle Erdoğan şarkısı devlet ve hükümet politikasını yansıtmaz, ama şarkıda vurgulananların hükümet üyelerinin içinden geçenleri yansıttığından emin olabilirsiniz.

Alman mizahçılar ‘havlu attı’: En büyük komedyen Erdoğan

Erdoğan Almanya’da ‘Ayın Elemanı’ seçildi

AB’den Türkiye’ye içinden ‘şarkı’ geçen bir uyarı: Aynı çizgide değiliz

Almanya Erdoğan’ı ti’ye alan şarkıya sahip çıktı: Basın özgürlüğü müzakere edilemez

Alman devlet televizyonundan Erdoğan’a şarkı: Gazeteci varsa inan, tutuklatır Erdoğan

Filed Under: Analiz

SON HABERLER

Aynur Doğan konserinin organizatörü: İptal haberini Twitter’dan öğrendik

Şarkıcı Aynur Doğan'ın konserini organize eden Gergedan Yapım, bilet … Devamı...

Küresel piyasadan kısa sürede 11 trilyon dolar ‘silindi’, devamı da gelebilir

Küresel piyasalar pandemi, savaş, artan enflasyon ve parasal sıkılaşma … Devamı...

‘Ingres’nın Kemanı’ en pahalı fotoğraf oldu

Man Ray'in ünlü Le Violon d'Ingres' (Ingres'nın kemanı) fotoğrafı … Devamı...

Tekirdağ kırmızıya büründü

Tekirdağ'da tarlalar, görenleri büyüleyen gelincik çiçekleriyle kırmızıya … Devamı...

Kolunu kaptırdığı timsahla güreşerek canını kurtardı

Avustralya'nın ücra bir köşesinde kolunu kapan timsahla mücadelesinden … Devamı...

İşsizlik oranı yüzde 11,4; işsiz sayısı 3,8 milyon

Yılın ilk çeyreğinde işsizlik oranı yüzde 0,1'lik artışla yüzde 11,4 … Devamı...

Bozuk paraları hurdacıya satmak isteyenlere ‘suçüstü’

İstanbul'da tedavüldeki bozuk paraların hurdacıya satılması nedeniyle iki … Devamı...

Piyasada 21 Aralık benzeri ‘kur şoku’ beklentisi

Dolar/TL, yaklaşık 10 günlük yükselişle kur korumalı mevduatın açıklandığı … Devamı...

15 yaşındaki çocuk tabancayla babasını öldürdü

Malatya'da 15 yaşındaki çocuk, babasını tabancayla öldürdü. AA'nın … Devamı...

Kılıçdaroğlu: SADAT, Erdoğan’ın talimatıyla farklı roller üstlendi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, SADAT’ın Cumhurbaşkanı Tayyip … Devamı...

Bir ‘yalan’ın doğrusu: Hakaret değil, nefret söylemi
Obama, Erdoğan için artık platonik bir dost

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1658 gündür hapiste

YAZARLAR

İsveç Köftesi, Kürt Böreği

Bahadır Kaynak

Yekta Kopan’ın özrü, Gezi’nin sızlayan kemikleri…

Dağhan Irak

Akrep’te Ay Tutulması

Neslihan Kazdal

Buluşalım artık!

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Tekrardan kaçın ama sakınma!

Mustafa Dağıstanlı

Onca insan ‘sivil ölüme’ mahkûmken toplumda huzur olacaktı, öyle mi!

Murat Sevinç

Zafer Partisi nedir, kimin işine yarar?

Dağhan Irak

GÜNÜN 11’İ

Abdurrahman Yıldırım: ‘Mayısta sat ve tatile git yat’ eğilimi

Remzi Özdemir: Tarıma destek yerine betona tam destek veren bir iktidar

Barış Terkoğlu: Duyumu alan Kılıçdaroğlu, SADAT hamlesiyle iktidara mesaj verdi

Emre Bol: Fenerbahçe’de bazı oyuncular olmayınca makine bozuluyor

Hasan Basri Yalçın: Batı dünyasında topyekûn bütünleşme süreci

Aziz Çelik: TÜİK, TÜİK’e karşı

Mithat Fabian Sözmen: Özdağ futbol sahnesini de es geçmedi

Hakan Albayrak: İttifaktan hükümet çıkacağını ummak hayalcilik

Can Ataklı: SADAT fırsatı kaçırdığı gibi üstüne CHP genel başkanına saldırdı

İbrahim Kahveci: Nüfus artışımızı yabancılarla kapatıyoruz

Murat Muratoğlu: Uçakların boş gidip geleceğini birisi ona söylemeli

15 Mayıs’ta iklim için el ele

Ukrayna’da Eurovision sunucusunun bomba sığınağındaki sevinci gündem oldu

Silifke’de, zehirli kestane toplamak için daldılar

Kedilerin soyağacı çıkarılıyor

Vogue dergisi, ‘Vogue köyü’ndeki pub’ın adının değiştirilmesini istedi

Britney Spears düşük yaptı: Mucize bebeğimizi kaybettik

‘Güldür Güldür’den hem Nebati’ye hem ‘bazı gazeteler’e gönderme

Maserati’yle tarihi İspanyol Merdivenleri’nden indi

İlişkinizi kurtarmanın sırrı: Deneyimli çift terapistinden yedi ders

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi