Sevenleri bugün ‘Malkoçoğlu’, ‘Kara Murat’, ‘Battal Gazi’, ‘Öğretmen Kemal’ ve bu satırlara ismi sığmayan yüzlerce filmdeki rolleriyle belleklere kazınan usta oyuncu Cüneyt Arkın’a veda etti.
Kimliğinde, adı ‘Fahrettin Cüreklibatır’ olarak geçen Türk sinemasının unutulmaz jönü Arkın, son yolculuğuna uğurlandı. Önceki gün 85 yaşında hayatını kaybeden oyuncu için önce Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) tören düzenlendi.
Arkın’ın eşi Betül Cüreklibatır ile oğulları Murat Arkın ve Kaan Polat Cüreklibatır, AKM’de taziyelerini kabul etti. AKM’deki törene; Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve aynı zamanda Arkın’ın çocukluk arkadaşı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile sinema dünyasından birçok isim katıldı.
Arkın’ın iki oğlu, Murat Arkın ve Kaan Polat Cüreklibatır’ın, babalarının ardından yaptıkları konuşmalar, salonda bulunanlar tarafından dakikalarca alkışlandı. “Bizim ailemiz, güzel bir aile hem de çok güzel bir aile” diyen Murat Arkın, duygularını şu sözlerle dile getirdi:
“Ama bugün sizlerin sayesinde şunu anladım; bizim ailemiz sandığımızdan daha büyükmüş. Bugünü organize eden, emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Babam, övülmeyi çok seven bir insan değildi. Bu tören ailesi için, sizler için, onu seven, sayan milyonlar için.
‘Cenneti bile vatan yapacak’
O, hayatında hep ‘Milletim’ dedi ‘Halkım’ dedi ‘Vatanım’ dedi ve şimdi cennete gitti biliyorum. Ama gerçekten, böyle adamlar, cenneti bile vatan yapacak adamlar.
Benim için gerçekten konuşmak çok güç. Baktığım her yerde o var . Her şeyi ondan öğrendik. Bana, ‘Oğlum bela üzerine gelirse kaç bir adım geri at; bu senin korkak olduğunu göstermez. Baktın gelmeye devam ediyor, bir adım daha geri at. Baktın adım atacak yerin kalmadı, o zaman beladan daha bela ol’ derdi. Dini, dili ırkı, mezhebi, rengi, politik görüşü ne olursa olsun, tüm insanlarımızı birleştirici bir unsur oldu Cüneyt Arkın. Ne mutlu bize. Onun filmleriyle açılışı yaptık. Ben de onun filmlerinden bir replikle bitirmek istiyorum sözümü. Bugün çok ağlayan insan gördüm, zaman zaman hıçkıra hıçkıra zaman zaman da çekindiği için yüreğinden ağlayanları gördüm: ‘Ağlamayın bre! Böyle insanlara ağlamak değil, destan yaraşır.’“
‘Ölüm değil, ölümle gelen ölümsüzlük’
Ailelerinin birbirini sayan, seven güzel bir aile olduğunun altını çizen Kaan Polat Cüreklibatır şöyle konuştu:
”Aslında onunki, ölüm değil; ölümle gelen ölümsüzlük. Hayatı çok zor yaşamış ama dolu dolu yaşamış. Anneme hep şöyle derdi: ‘Betül, sen dünyaya yetecek kocaman bir merhametsin’. Murat’a, ‘Santranç oynarken beni yine yendin oğlum’ derdi. Bana gelince, ‘Ne güzel gözlerin var, dünyaya mavi mavi gülümsüyorsun’ derdi. Küçüktüm; bir röportajında, ‘Çocuklarınızı nasıl yetiştiriyorsunuz’ diye sormuşlardı. Şu cevabı verdi: ‘Ben, çocuklarımın mutlu olmasını, gülmesini ve iyi insan olmasını istiyorum.’ Çocuktum, anlayamamıştım, iyi insan nedir, nasıl olunur diye.
‘Filmlerini izleyerek iyi insan olmayı öğrendim’
Filmlerini izleye izleye iyi insan olmayı öğrendim. Mütevazılığı, iyilerin hep kazandığını, kötülerin kaybettiğini öğrendim. Son kitabının yazılarını bana yazdırmıştı. Bütün bedeninin ruhunun bana geçtiğine inanıyorum. Bir makalede şöyle diyordu: ‘Hayatı yaşamak, cesaret ister.’ Yaşam cesaretinin ta kendisiydi o. Bize düşen de onun eserlerini yaşatmak. Ben, onun önünde sevgi ve saygıyla eğiliyorum. Bana öğrettikleri için teşekkür ediyorum.”
‘Sanki evinde var olan birini kaybettik’
Çocukluk yıllarında ilk sinema deneyimini ‘Kara Murat’ filmiyle yaşadığını aktaran İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu şöyle konuştu: ”Ülkemizin hem tarihi simgelerini tanıtan hem emekçisine hak arayan, hakkını yedirmeyen Cüneyt Arkın, aslında o karakterlerle hepimizin gönlünde de taht kurmuş bir insan. Bunu insan düşününce şöyle hissediyor: Sanki evinde var olan bir insanı kaybediyor. Yani Cüneyt Arkın ve onun gibi isimler, ilginç bir biçimde evimizden çıkmadılar ve hep bizimle oldular.”
Yakın geçmişte Arkın’ı evinde ziyaret ettiğini söyleyen İBB başkanı, ismine yakışır bir biçimde İstanbul’da anısını yaşatmaya söz verdi.
‘Katıksız bir Atatürkçüydü’
Arkın’ın çocukluk ve gençlik arkadaşı Büyükerşen de duygularını, ”Gençlik yıllarımızın, üniversite çağına kadarki yıllarımızı bir arada geçirdiğimiz günler film şeridi gibi geçiyor. Eğer sinema dünyasına katılmasaydı, kafasında Türkiye’nin en büyük çocuk hastanesini yapmak vardı. Bir diğer özelliği de katıksız bir Atatürkçüydü. Halk kahramanıydı” diyerek duygularını dile getirdi.
Oyuncu Ediz Hun da şu sözlerle veda etti Arkın’a: ”Dünyada birçok aktör çok başarılıydı, çok önemli filmler yaptı, müthiş filmlerdi ama Cüneyt’teki kabiliyet, önsezi ve kabiliyet onlarda yoktu. Ben, adeta bedenimden bir parça kopmuş gibi hissediyorum. Olağanüstü bir insandı, emsalsizdi. Tarihin yapraklarında Cüneyt Arkın ismi altın harflerle yazılacaktır. Aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.”
Arkın’ın cenazesi, AKM’deki törenin ardından Teşvikiye Camii’ne götürüldü. Öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı; sanat, siyaset, iş, spor ve medya dünyasından birçok isim ile birlikte binlerce sevenini bir araya getirdi.
Sevenlerinin omuzlarında ve göz yaşları eşliğinde Teşvikiye Camii’nden alınan Arkın’ın naaşı, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda defnedildi.