AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr
@aysegul_kasap
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi’nin özerkliğini hiçe sayan bir karara daha imza attı. Üniversiteye 2021 yılında iki kez rektör atayan Erdoğan şimdi de ‘Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü’ kurulmasına karar verdi. Üniversite akademisyenleri kararı Resmi Gazete’de yayınlanınca öğrendi.
Söz konusu kararın ne anlama geldiğini ve üniversitenin böyle bir ihtiyacı olup olmadığını Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cem Say ve Prof. Dr. Lale Akarun’a sorduk.
Say uygulamanın Anayasa’ya aykırı olduğuna dikkat çekerek mevcut durumda böyle bir ihtiyacın olmadığının da altını çizdi: “Sadece kaynak israfı. Fazladan bir tane koltuk imal etmekten başka bir şey değil.”
Akarun, bu hamlenin altında yatan asıl nedeni şöyle açıkladı: “Kadrolaşmak istiyorlar. Senato’da bir koltuk daha olsun, buraya biz istediğimiz herkesi alabilelim diye bakıyorlar.”

Üniversiteye ocak ayında Erdoğan tarafından atanan ve ‘kayyım rektör’ olarak anılan Melih Bulu, temmuz ayında görevden alınmış; yerine yardımcılığını yürüten Naci İnci atanmıştı. Öğrenci ve akademisyenlerin bu yılın başından itibaren atama kararlarını protestosu devam ediyor.
‘Veri bilimi de aslında yapay zekanın bir alt dalı’
Prof. Dr. Cem Say enstitünün adının bile ‘sıkıntılı’ olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Boğaziçi Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği başta olmak üzere birçok bölümde yapay zeka ve veri bilimiyle ilgili hocalar var. Veri bilimi de aslında yapay zekanın bir alt dalı oluyor. Yani yan yana yazmak da biraz enteresan. Tüm bunları bir kenara koyalım. Bir kere Anayasa’nın 130’uncu maddesine göre üniversiteler özerktir. Üniversitede bir birim açılacaksa ve bu üniversitenin haberi olmadan bir gece yarası olunca o özerklik maddesine de uygun olmuyor.”
Bulu da kurmak istemişti
Yapay zeka hakkında enstitü kurulmasının gündeme gelmesi aslında ilk değil. Konu, kimsenin haberi olmadan, Bulu döneminde de senatoya gelmiş ve konuşulmuştu.
Say o dönemi şöyle anlattı: “Bir enstitü kurulmasının belli bir usulü var. Bu mevzuların ince elenip sık dokunması lazım. Hiçbirimize sormadan Senato’ya getirilmiş. Bölümler de bunu duyunca kendi içlerinde görüş oluşturdular. Görüşte özetle ‘Okulun çeşitli bölümlerinde bu gibi konularla ilgili çalışmalar yapan 70’den fazla hoca var. 100’lerce öğrenci var. Bu hocalar çeşitli bölümlere dağılmış durumdalar’ denilerek Senato’dan olumlu bir görüş çıkmadı.”
‘Zaten bir araştırma merkezi var’
Say, veri biliminin kapsamının çok genel ve geniş olduğunu belirterek halihazırda zaten bu konuda Boğaziçi Üniversitesi’nin Türkiye’ye katkılarıyla en önde olduğunu söyledi.
Bu konu üzerine yıllardır aktif çalışmaların yapıldığı ve yüzlerce teze imza atılan bir araştırma merkezi olduğuna da dikkat çeken profesör şöyle devam etti: “Boğaziçi’ndeki bu araştırma merkezinin adı Tele İletişim ve Enformatik Uygulama ve Araştırma Merkezi. Bu merkez Kalkınma Bakanlığı’nın desteğini de almış bir yer. Yıllardır çalışan 65 üyesi var. Üniversitede bilgisayar mühendisliğinin yanında yazılım mühendisliği var. Bütün bunların yanından enstitü kurmak sadece kaynak israfı.”
‘Ülkemize ve bilime bir faydası yok’
Veri biliminin yanı sıra yapay zeka üzerine 30 yıldır çalıştıklarını ve konu hakkında 60’dan fazla ders olduğunu belirten Say, “Sanki yeni bir şeymiş gibi böyle bir enstitü açmanın ne amacı olabilir” diye sorarak senatodaki dengelere dikkat çekti: “Enstitü müdürleri senatoda bir tane oy kullanıyor. Bunu üniversiteye getireceği şey enstitü müdürü olacak. O mevcutlardan birinin klonu olabilir. Birden fazla oy kullanmak isteyebilir birisi. Her ne kadar kanuna uygun değilse de bunu yapıyorlar. Ya da tam bilmediğimiz birileri enstitü müdürü diye oraya oturup oy kullanabilir. Bunun ülkemize, bilime bir faydası olsa herhalde bunu güle oynaya isteriz. Ama fazladan bir tane koltuk imal etmekten başka bir şey değil. “
Akarun: Boğaziçi yapay zekada Türkiye’deki en ileri kurum
Yapay zekanın bilgisayar bölümünün bir alt kolu olduğunu belirten Prof. Dr. Akarun şunları kaydetti: “Boğaziçi Üniversitesi TÜBİTAK’ın yaptığı değerlendirmelere göre yapay zeka konusunda Türkiye’deki en ileri kurum ve üniversite. Bu konuda çok öğretim üyemiz var, dersler açıyoruz. Üç değişik bölümden 101 ders listeledik. Biz bunları birleştirerek gerekirse yeni bir master programı başlatabiliriz diye görüş bildirdik.”
‘Kadrolaşmak istiyorlar’
“Yeni bir enstitü kurdum” demekle ‘işin bitmediğini’, bunun için bir birikimin olması gerektiğine dikkat çeken Akarun, ‘altta yatan asıl amacın’ başka olduğuna işaret etti: “Şu anda sıfırdan kurmak istiyorlar, çünkü kadrolaşmak istiyorlar. Senato’da bir koltuk daha olsun. Buraya biz istediğimiz herkesi alabilelim diye bakıyorlar. Çünkü eski bölümlerin içinde inşa ettikleri zaman o bölümlere kadro verecekler. O bölümler kendi ihtiyaçlarına göre bakacaklar en iyilerini almaya çalışacaklar. O da istenmiyor.”
‘Senatoya rağmen yapılmış bir şey’
Profesör, bu enstitünün üniversitenin görüşüne aykırı ve usulsüz olduğunu şu ifadelerle söyledi: “Senatodan geçmemiş. Senatodan karar alınması gerekiyor ki senatodan öyle bir karar alınmamış. Tamamen kanunsuz hukuksuz. Üniversitenin akademik gelişme yönünü Senato belirleyecek ve bunu görüşüp karar almak senatonun görevi. Senatoya rağmen yapılmış bir şey.”