DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan “Zaman, zemin, koşullar uygunsa MHP dahil bütün partilerle görüşürüz” dedi.
Bakırhan partisinin grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye “Görüşmemizin önündeki engel ne?” sözleri hatırlatılarak “Bu bir görüşme talebi olarak yorumlanmalı mı?” diye soruldu.
ANKA‘nın haberine göre DEM Parti eş genel başkanı şöyle yanıt verdi:
“Söylemek istediğim çok net, eğer bu tartışmalar bir sürece dönüşecekse koşulları, zemini varsa Meclis’te grubu bulunan partilerle tabii ki görüşmek isteriz.”
Bakırhan “Yakın zamanda randevu var mı” sorusunuysa “Zaman, zemin, koşullar uygunsa MHP dahil bütün partilerle görüşürüz” diye yanıtladı.
DEM Parti eş genel başkanı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in DEM Parti otobüsüne binmesine Bahçeli’den gelen eleştirilere ve “CHP’yi zor durumda mı bıraktı?” sorusu üzerineyse şunu dedi:
“Eğer yol alacaksak Türkiye’nin en önemli meselesini çözeceksek tarihi referanslar ve geçmiş yüzyıllara bakarak bunla yüzleşerek yol alabileceğimizi düşünüyoruz.”
Mezopotamya Ajansı‘nın aktardığına göre Bakırhan, grup toplantısındaysa şunları söyledi:
‘Ne idiği belirsiz arıyorsanız etrafınıza bakın’
* Mardin’deydik. Bir vatandaşımız “Darbe deyince eskiden Kenan Evren aklı gelirdi ama şimdi bu iktidar akla geliyor” diyordu. Aynısını Halfeti’de bir yurttaşımız söyledi. Ortak akıl böyle bir şeydir. Dedi ki bu iktidar kayyım hükümetidir, iktidarıdır. Dört bir yanda halkımız aslında bu iktidarın ne olduğunu Halfeti’den Mardin’e kadar net bir şekilde dile getirdi.
* Yetmiyor bir de belediye eş başkanlarımıza “Ne idiği belirsiz” diyor. Bizim idiğimiz belli. Adalet, barış, demokrasi isteyen insanlarız. Ne idiği belirsiz senin atamış olduğun kayyımlardır. Ne idiği belirsiz aç açıkta olan insanın hakkını hukukunu yemektir. Hırsızlık, yolsuzluk yapmaktır. Bizim defterimizde, bizim mücadelemizde asla böyle şeyler olmaz. Bin yıllardır bu topraklarda barış, demokrasi, hak ve hakaniyet mücadelesi veren bir geleneğiz. Ne idiği belirsiz insanlar arıyorsanız kendi etrafınıza ve çevrenize bakın.
* Açık konuşalım; önce minareyi çalıyorlar, sonra kılıfına uyduruyorlar. ‘Terör’ filan diyorlar. Tam bir safsata, tam bir yalan. Öyle pervasızlaşmışlar ki ayakları bir çakıla değse canları sıkılıp DEM Partili belediyelere kayyım atıyor. Saray’ın aşçısı güzel çorba yapmadığında canı sıkılıyor, sinirleniyor belediyelerimize kayyım atıyorlar.
‘Yetmedi muhalif olan herkese ‘terörist’ demeye çalışıyorlar’
* Yetmiyor bir de ‘terör’ diyor. Bu ‘terör’ yalanına sadece kendileri inanıyor. Bizim partide terör, terörist yok. Biz biliyoruz siz Kürtlerin tamamına ‘terörist’ diyorsunuz, şimdi yetmedi bu etki ajanlığı yasasıyla birlikte Türkiye’nin tamamını, muhalif olan herkesi ‘terörist’ demeye çalışıyorlar. Bu yasanın da karşısında duracağız. Muhalif olan herkesi ‘terör’ kavramına sıkıştırarak, muhalefet yapmasını engellemek, önlemek demokratik siyasetle bağdaşmaz.
* Erdoğan “Yargı dirayetli durdu, tebrik ediyorum” dedi. Gerçekte ortada bir yargı var mı? Hangi yargıdan bahsediyor? Dirayet dedikleri apaçık Kürtlerin, Türklerin, emekçilerin, yoksulların iradesine kayyım atamaktır. Kayyım atanmasını onaylıyor bir de tebrik ediyor. Erdoğan “Temiz adaylar gösterseydiniz” diyor. Temizliğin ölçüsü nedir? Keşke temizliği ölçen bir alet olsaydı da kimin ak, kimin kara olduğunu hep birlikte anlasaydık.
‘Kayyım artık Kürtlerin sorunu değil’
* Ya sayın Erdoğan memlekette ‘terörist’ yaftası yapıştırmadığınız tek bir insan kaldı mı? Ne yapacağız peki? Mardin’e siyaset kayyımı Mehmet Uçum’u mu aday yapsaydık. Batman’a ihale kayyımı Cengiz Holding’i mi aday yapsaydık? Biz yapsaydık da kim oy verecekti ki bunlara? Bir de temiz adaylardan bahsediyor. Bakın açık şekilde ifade edelim; kayyım artık Kürtlerin sorunu değildir. Bunu dün söylemiştik ki Esenyutta bir kez daha ortaya çıktı. Kayyıma karşı hep birlikte dayanışarak durmazsak; kayyım sadece Kürt coğrafyasında değil, Türkiye’nin dört bir yanına önümüzdeki dönem yayılması olasıdır.
‘En önce sayın Bahçeli dilini değiştirsin’
* Bugün yine sayın Bahçeli’nin grup konuşmasını dinledik. Kendisi “Günü değil geleceği kurtarmalıyız” dedi. Peki geçmişi inkar ederek geleceği nasıl kurtaracağız? Bunun cevabını bizler bilmiyoruz. Madem dönem siyaset ve dünya değişiyor; o zaman en önce sayın Bahçeli dilini değiştirsin. Geleceği zehirli bir dille kuramazsanız. Geçmişi inkar ederek geleceği inşa edemezsiniz. Ortak bir gelecekten bahsediyorsanız tasfiye ve inkar politikalarından ve bizi tehdit etmekten vazgeçin.
‘Konuşmamızın önündeki engel nedir?’
* Sayın Bahçeli’ye seslenmek istiyorum; geçen hafta ikinci yüzyılın Türk ve Kürt yüzyılı olması gerektiğini söylediniz. Biz bu çerçeveyi önemli görüyoruz. Yıllarca birbirimize söylemediğimiz söz kalmadı ama bir türlü barışı ve çözümü konuşamadık. Her hafta siz grup toplantısında kararınızın arkasında olduğunuzu söylüyorsunuz. Biz de çözümden yana olduğumuzu belirtiyoruz. O zaman konuşmamızın önündeki engel nedir? Gelin bu kısır döngüden çıkalım. Bizler DEM Parti olarak tehditlere, yanlış uygulamalara boyun eğmeyiz. Ancak bu ülkenin çocukları, gençleri, anneleri için onurlu bir barış inşa edebilecekse bu konuyla ilgili bize atılacak her adıma en az iki adım atarak karşılık vereceğimizi belirtmek istiyorum.