New York’ta görülen ‘Atilla’ya karşı ABD davası’nın 16’ıncı gününde tek tutuklu sanık Hakan Atilla’nın ifadesi tamamlandı.
Atilla’nın sürpriz bir şekilde tanık koltuğuna oturması ‘her şeye cevap vermeye hazır olduğu ve suçsuzluğuna inandığı’ yönünde yorumlanmıştı.
Yargıç Richard Berman bugün Türkiye saatiyle 17:15’de jüriye yaklaşık bir saat sürecek direktifler verecek. Ardından jüri karara varmak için odaya kapanacak.
Jürinin kararını ne zaman vereceği ise belirsiz.
İlk gün
Atilla’nın cuma günkü ilk ifadesinde öne çıkan sözleri şunlardı: “Sistemin ‘mimarı’ değilim.”, (eski polis Hüseyin Korkmaz’ın ifadesinde ‘Sarraf’ın Halkbank’a girip çıkarken görüntülendiğini’ söylemesinin sorulması üzerine): “O tarihte Barcelona uçağındaydım.”, “Sarraf’tan asla rüşvet almadım.”
İkinci gün
Atilla’nın önceki günkü ikinci ifadesinde öne çıkan sözleri şunlardı: “Sarraf’la sahte gıda ticareti konuşmadık.”, “Çağlayan’la ilişkim yok.”, “Aslan, Sarraf’tan aldığı ödemelerin ‘üniversite için yardım amaçlı’ olduğunu söyledi.”
Üçüncü gün
Atilla’nın dünkü üçüncü ifadesinde öne çıkan sözleri şunlardı: “Halkbank da soruşturma yaptı ama raporlanmadı.”, “İran hükümetine altın satılmasının yasa dışı olduğunu biliyorduk.”
Yargıç, sunulan kanıtların yeterli olmadığı düşüncesinde
Duruşmayı izleyenlerden Habertürk Washington temsilcisi Serdar Turgut bugünkü yazısında izlenimlerini aktardı.
-Yargıç Berman, karar için çekilmelerini isteyecek jüriye istenilen ceza ile davada sunulan kanıtlar arasındaki ilişki konusunda bir şeyler söylemek zorunda.
-Yargıç, sunulan kanıtların yeterli olmadığı düşüncesinde. Gerçekten de Hakan Atilla hakkındaki suçlamalar çok ciddi ve ağır hapis cezası getirebilir, ancak bunun için çok sağlam kanıtların olması gerekiyor.
Savcılık döküldü
-Bu davada savunma harika bir iş çıkardı diyemem, ama savcılığın da döküldüğünü kesin söyleyebilirim.
Hakan Atilla’ya birçok şey söylüyorlar, ama bunun arkasında duracak sağlam kanıtı bir türlü çıkaramadılar. Çıkardıklarını sandıkları tek somut kanıtı da savunma, sanığın lehine döndürdü. Atilla’ya bir telefon geldiği anda onun aslında havada uçakta olduğu ispat edildi. Yani anlayacağınız, tek somut delil birden sanık lehine kanıta dönüştü.
Yargıç kaygılı
-İşte bu yüzden yargıç bile sürdürülen davadan kaygılı.
-Davanın düşürülmesi için savunma tarafından verilen önerilerden bir tanesi hakkında karar vermedi ve bunu bir opsiyon olarak elinde tutmayı sürdürüyor.
Savunmadan bir kaynak, Berman’ın bu konuda jürinin kararından sonra karar vermeyi düşündüğünü söyledi. Yani anlayacağınız, jüri Hakan Atilla’yı suçlu bulsa bile yargıcın davayı düşürüp sanığın serbest kalmasını sağlama hakkı var ve bu defa bu hakkı kullanması hiç de şaşırtıcı olmayacak.
Bharara’nın özel ziyareti
– Önceki gün davayı ilk başlatan eski savcı Preet Bharara’nın aniden salona gelmesi ve yargıçla özel konuşması, bu endişenin savcılık tarafında da doğmuş olmasına bağlanabilir. Gerçi taraflar bu ziyaretin özel başka bir nedenden kaynaklandığını söyleseler de bu hiç inandırıcı olmuyor. Çünkü “Birbirlerine telefon ederek çözebilecekleri bir meseleyi neden davanın sürmekte olduğu salonda görüşerek yaptılar?” sorusuna verilebilecek makul bir cevap yok.
Atilla sıkıntılıydı
– Yakından baktım, Atilla’nın surat ifadesi sorgulamanın gidişatından olsa gerek hayli sıkıntılıydı ve sıkça ellerini ovuşturuyordu. Tabii bu endişe ve hatırlamamak, suçlu olmak için yeterli değil, bunun için kesin delillerin olması gerekiyor. Bu davada da bu yok ve yargıç usul yüzünden bu nedenle tedirgin.
– Polis, bizlerin Hakan Atilla ile kurmakta olduğumuz iletişimden hayli rahatsız, ama sorgulanacağı bölüme giderken “Hakan Bey, Allah kolaylık versin” diye bağıranlara da yapabileceği fazla bir şey yok.