TUĞBA ÖZER
@tugbaaozerr
KONDA’nın Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleriyle yürüttüğü araştırmasına göre üniversitedeki gelişmelerden haberdar olanların yüzde 80’i öğretim üyelerinin tepkisini haklı buluyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1 Ocak 2021’deki kararnamesiyle Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör atanması sonrası üniversitede ‘kayyım rektör’ eylemleri başlamıştı. Bulu, yine bir kararnameyle geçen yıl temmuz ayında görevden alınmış olsa da yerine öğretim üyeleri arasında düzenlenen bir güven oylamasında yüzde 95 ‘ret’ alan Prof. Dr. Naci İnci atanmıştı. Öğrencilerin yanı sıra öğretim üyeleri rutin olarak okul bahçesinde toplanarak rektörlük binasına sırtlarını dönmeye devam ediyor.
‘Rektör Belirleme Süreçleri ve Boğaziçi Olayları Modülü‘ adlı araştırmaya 3 bin 500 kişi dahil edildi. Araştırmanın sonuçları, İstanbul’da KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır ile Boğaziçi üniversitesi akademisyen ve mezunlarının katıldığı basın toplantısıyla açıklandı.
Türkiye’nin yarısı ‘Boğaziçi olayları’nı duymamış
Araştırmaya göre ‘Rektör belirleme sürecine o üniversitenin öğretim üyelerinin katılımı konusunda ne düşünüyorsunuz?’ şeklindeki soruların genel soruya yüzde 51 ‘Duydum’, yüzde 49 ‘Fikrim yok’ yanıtını verdi.
‘Bir yıldan fazla süredir ülke gündeminde olan Boğaziçi Üniversitesi olaylarına dair hangi görüşe katılıyorsunuz?’ sorusuna araştırmaya katılanları yüzde 58’i ‘Fikrim yok’ yanıtını verirken, yüzde 42’si ‘Fikrim var, duydum‘ dedi.
Duyanlar haklı buldu
Öte yandan, Boğaziçi’ndeki akademisyen protestolarından haberi olanların yüzde 80’i ‘Kendilerine danışılmadan rektör atanmasına tepki gösteren öğretim üyeleri haklı‘ derken, yüzde 20’sine göre ise öğretim üyeleri haksız.
Prof. Dr. Fikret Adaman, şu yorumu yaptı: “Yoğun ve sürekli değişen bir gündemde Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olayları izleyenlerin bu konuya hassas olan bir kesim olduğunu söyleyebiliriz. Bu hassas kesim içerisinde de ağırlıklı bir çoğunluğun rektör belirlenmesi konusunda tercihleri alınmayan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin tepkilerini haklı buldukları ortaya çıkıyor.”
Muhafazakar kesimde duyulma oranı düşük
Kendisini modern olarak tanımlayanların yüzde 60’ı rektör atanmasına tepki gösteren öğretim üyelerini haklı buldu; yüzde 8’i ‘Haksız‘ dedi.
Geleneksel muhafazakarların yüzde 35’i eylemleri haklı bulduğunu söylerken, yüzde 55’i ise duymadığını söyledi.
Kendisini dindar muhafazakar olarak tanımladığını söyleyenlerde ise ‘Duymadım‘ diyenlerin oranı yüzde 74’lere çıktı. Dindar muhafazakarların yüzde 15’i eylemleri haklı bulduğunu ifade etti.
Seçmenler ne diyor?
Gelecek bir seçimde oy verme tercihlerine göre yapılan değerlendirmede, AKP seçmeninin yüzde 69’u Boğaziçi’ndeki rektör seçimleri tartışmasını duymadığını söylerken, duyduğunu söyleyenlerin yüzde 20’si eylemleri haksız, yüzde 11’i haklı buldu.
MHP seçmeninin ise yüzde 53’ü Boğaziçi olaylarına ilişkin bir bilgi ya da fikir sahibi olmadığını belirtti.
Boğaziçi olaylarına ilişkin bilgi ve fikir sahipliğinde en yüksek oran CHP ve İYİ Parti seçmenleri arasında görüldü.
CHP seçmenlerinin konuya ilişkin fikir sahibi olanları içerisinde öğretim üyelerini haklı bulanların oranı yaklaşık yüzde 96 olurken, İYİ Parti seçmenleri arasında bu oran yaklaşık yüzde 92.
Farkındalık yüksek
Toplantıda araştırmanın kapsamına ilişkin bilgiler veren Ağırdır şunları söyledi: “KONDA Barometresi’ni 13 yıldır kesintisiz olarak sürdürüyoruz. ‘Bu memleketin insanları hangi ilkeler çerçevesinde iyi bir yaşam kurmak istiyor’ sorusuna yanıt vermeye çalışıyoruz. Boğaziçi olaylarını da toplumsal boyutta incelemeye çalıştık. Ülkemizde 15 yaş üzeri 65 milyon insan yaşıyor. Oransal olarak konuya dair haberdar olan ve olmayan kesimler yarı yarıya gibi görünse de bu oran, 32 milyon insanın bu olaylardan haberdar olduğunu, 26 milyonun üzerindeki insanın da öğretim üyelerinin tepkisini haklı bulduğunu gösteriyor. Bu oldukça yüksek bir oran.”
Kutuplaşma azalıyor
Ağırdır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Günümüzle 12 yıl öncesini karşılaştırdığımızda görüyoruz ki, Türkiye toplumu çok hızlı bir biçimde değişiyor ve genel anlamda özgürleşmek istiyor. Dolayısıyla umutsuz olmak için bir sebep bulunmuyor. Kutuplaşma bile azalmış görünüyor. Yaşam tarzı ve gündelik hayat pratikleri giderek benzeşirken, bu durum farklı kutupta duran insanları yakınlaştırıyor. Pandemi ve ekonomik krizin etkisiyle kültürel kimliklere duyulan sadakat, sınıfsal sorunlar tarafından sınanıyor ve kesimlerin duygularına hitap eden soyut öyküler zayıflıyor. Sözün özü, toplumun büyük kesimi bir anlamda aracını emniyet şeridine çekmiş, hangi konvoyu takip edeceğine karar vermeyi bekliyor. Toplumdaki zihinsel dönüşümün reel hayata yansıması için yeni bir konvoy düzmek gerektiği açıkça ortaya çıkıyor.”
‘Özerk, özgür ve demokratik üniversite’ talebi
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünden öğretim üyesi Prof. Dr. Fikret Adaman, araştırma sonuçlarının ardından hazırladıkları ekonometrik analizi paylaştı.
Boğaziçi olaylarına ilişkin fikir sahibi olanlar arasında yapılan ekonometrik analize göre, iktidar partilerine oy verme eğiliminde olanların öğretim üyelerini haklı görmedikleri yönünde tercih belirttiklerini ifade eden Prof. Dr. Fikret Adaman, “Parti tercihlerinin bu denli belirleyici olduğu bir durumda bile, katılım karşısında en yüksek oranda duran AKP seçmenleri arasında Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin tepkilerini haklı görenlerin oranının yüzde 35 civarında olması dikkati çekici” diye konuştu.
Pof. Dr. Adaman şunları kaydetti: “Boğaziçi Üniversitesi’nde 15 aydır devam eden süreci kamuoyunun nasıl gördüğünü anlamamız açısından KONDA araştırması bize önemli ipuçları veriyor. Boğaziçi Üniversitesi’nin tüm bileşenleri olarak mücadelemiz öncelikle Boğaziçi’nin özerk, özgür ve demokratik olması. Bununla birlikte tüm üniversitelerin özerk, özgür ve demokratik olmasını istiyoruz. Boğaziçi’nde olanların, sadece bizimle ilgili ve bizimle sınırlı kalmadığı, tüm gençlerin ve anne-babaların ve aslında memleketin geleceğinin meselesi olduğuna inanıyoruz.”