Alman koalisyon hükümetini oluşturan partilerden Sosyal Demokrat Parti (SPD) Milletvekili Frank Schwabe, tutuklu iş insanı Osman Kavala için “Artık AİHM’lik (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) iş kalmadı, bitti o iş. Çünkü burada hüküm giydi” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a kapıyı gösterdi.
Gezi Parkı eylemlerini finanse ve organize etmekle suçlanan sanıkların yargılandığı davada Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verilmişti.
Erdoğan’sa dün şunları söylemişti: “Hüküm giydiği için bu işin AİHM’le artık alakası yok. AİHM alacak bakacak edecek ama hüküm giydi diyecek bu işi artık masadan kaldıracak. Bu tabii ağırlaştırılmış bir müebbettir ve Türk yargısının vermiş olduğu bu karara yerlisi yabancısı herkes saygı duymak mecburiyetinde.”
Daha önce, Avrupa Konseyi’nin siyasi organı bakanlar komitesi, Kavala’nın AİHM’in ihlal kararına rağmen serbest bırakılmaması nedeniyle Türkiye aleyhine ‘ihlal prosedürü’ başlatmıştı.
‘İhlal prosedürünü ileri taşıyoruz’
DW Türkçe’den Değer Akal’a konuşan Schwabe, Gezi davası kararının ‘AİHM ve Avrupa Konseyi’nin 45 üyesine açık bir meydan okuma’ olduğunu söyledi.
Aynı zamanda Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Almanya delegasyonu başkanı olan Schwabe, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin AİHM kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle Türkiye hakkında başlatılan ihlal prosedürüne işaret ederek, artık bu süreçle ilgili de ‘adımlar atılacağını’ söyledi.
“Her zaman diyalogdan yanayız. Ama bu diyalog değerler temelinde, hukuk zemininde yürütülmek zorundadır” diyen Schwabe, bundan sonraki sürece ilişkin şu bilgileri verdi: “Türkiye, AİHM’in hükmettiği kararlara uymakla yükümlü. Türkiye imzaladığı sözleşmelerle bu yükümlülüğe uyma taahhüdünde bulunmuş bir devlet. Bu nedenle Osman Kavala derhal serbest bırakılmak zorunda. Selahattin Demirtaş da. Bu, Avrupa Konseyi için, pazarlık konusu edilebilecek bir konu değil. Kararlara uymak istemeyen, Avrupa Konseyi üyesi olamaz. Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 46/4. Maddesi kapsamında başlatılan ihlal prosedürü sürecini ileriye taşıyoruz.”
‘Büyük risk’
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle ‘Türkiye’nin jeostratejik öneminin artmasının insan hakları ihlallerinin görmezden gelineceği anlamına gelmeyeceğini’ söyleyen Schwabe, şunları savundu: “Bu, Erdoğan’ın umudu… Ama bu söz konusu olmayacak. Avrupa Konseyi, kararlılık sergilemek zorunda ve bu kararlılığı da sergileyecektir.
Zaman, demokrasilerin güçlenmesi ve var güçleriyle otokratlara ve diktatörlere karşı koyma zamanı. Şayet Erdoğan, böyle bir dönemde Türkiye’deki gerilimi tırmandırmak istiyorsa, işte o zaman bu çok büyük bir risk almakta olduğu anlamına gelir.”