Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) ihraç edildikleri işlerine geri dönmek için 63 gündür açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’da Wernicke-Korsakoff Sendromu’nun öncü belirtileri görüldü.
Gülmen ve Özakça, bilinçlerinin kapanması durumunda yapılacak tıbbi müdahaleye de izin vermedi.

Gülmen ve Özakça. (Fotoğraf: Dihaber)
Gülmen, ‘FETÖ’ iddiasıyla açılan soruşturma gerekçesiyle Selçuk Üniversitesi’ndeki görevinden uzaklaştırılmış, 6 Ocak’ta yayınlanan 679 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle ihraç edilmişti.
Özakça da Mardin Mazıdağı Cumhuriyet İlkokulu’ndaki sınıf öğretmenliği görevinden 675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle ihraç edilmişti.
Gülmen ve Özakça, 10 Mart’ta Ankara’da açlık grevine başlamıştı.
Doktorlar açıkladı: Durum çok kritik

Dün gece fenalaşan Gülmen, evine götürüldü…
Bianet’in aktardığına göre Ankara’da basın toplantısı düzenleyen Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Bulut, Gülmen ve Özakça için gerekli muayaneleri başlattıklarını, açlık grevinde ‘uyulması gerekli kurallar’ı kendilerine ilettiklerini söyledi.
İkiliye günde 1 litre su, beş çorba kaşığı şeker, iki çay kaşığı tuz ve B1 vitaminini almalarını önerdiklerini anlatan Bulut, son iki gündür Gülmen’in sağlığının giderek bozulduğunu, tansiyon ve nabız düzensizlikleri başladığını, bulaşıcı hastalıklara karşı da savunmalarının zayıfladığını kaydetti.
Bulut, Gülmen ve Özakça’nın kan ve biyokimya değerlerinin giderek kötüleştiğini, açlık grevlerinin kritik dönüm noktası olan 45’nci günün aşıldığını, 63’üncü güne girildiğini söyledi.
Bulut, şunları söyledi: “Her iki vatandaşımızda algılama, duygu durum bozuklukları, zihinsel ve motor faaliyetlerde bozulmalar dikkat çekici. B1 vitamini desteği almalarına karşın bu belirtiler, Wernicke-Korsakoff Sendromu’nun öncü belirtileri. Bu hastaların yüzde 10-15’i yaşamını kaybetmekte ve yüzde 77’si ileriki dönemlerde enfeksiyonlarla kaybedilmektedir. Yüzde 25 kadarı uzun süreli hastane ve özel bakım gerektiren bedensel ve ruhsal sağlık sorunlarından etkilenmektedir.”
Gülmen, açlık grevinde 59’dan 50 kiloya, Özakça ise 86’dan 69 kiloya düştü.
Tıbbi müdahale istemediler
‘Trajedi’nin Meclis’ten 500 metre uzakta yaşandığını, doktorlar olarak ellerinden bir şey gelmemesine üzüldüklerini aktaran Bulut, Gülmen’in ve Özakça’nın tıbbi müdahale istemediğini anlattı: “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yla görüşmelerimizde bilinçleri kapanması durumunda müdahale şansı ve izinleri Ankara Tabip Odası tarafından ısrarla istendi, ancak kendileri bu onamı vermeyeceklerini ve tedavi olmak istemediklerini defalarca beyan etti. Amaçlarını kendi ölümlerinin ve etkilenmelerinin KHK nedeniyle haksız ve hukuksuz bir şekilde işlerinden, aşlarından edilen diğer on binlerce vatandaş için bir umut olabileceği şeklinde açıkladılar.”
Bulut, “Türkiye bu trajediyi ve bu gencecik insanların ölümünü hak etmiyor” dedi.
OHAL komisyonu neden halen kurulmadı?
CHP milletvekili, doktor Ali Şeker de Meclis’te sorunu defalarca dile getirmelerine rağmen hükümetin hiçbir adım atmadığını vurguladı.
Olağanüstü hal (OHAL) mağdurlarının Avrupa’da haklarını aramalarının önüne geçmek için “Komisyon kurulacak” dendiğini ancak kurulmadığını ifade eden Şeker, şunları söyledi: “Haksız yere birçok muhalif insan, ‘Barış’ dedikleri için işlerinden odular. Onlar da haklarını savunmak, seslerini duyurmak için Meclis’e de geldiler biz de yanlarına gittik. Çözüm bulamayınca böyle bir eylemi seçtiler. Eylemin doğruluğunu, yanlışlığını tartışmamız uygun olmaz. Bizim için önemli olan insan hayatıdır. Haksızlıkların çözümü için hükümet derhal gerekeni yapmalı, haksız işten atılmaları durdurmalı görevlerine iade etmelidir. İnsan hayatı her şeyden önemli.”