AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr.
@aysegul_kasap
Muhalefetin ‘beşli çete’ olarak adlandırdığı iktidara yakın şirketlerden Limak’ın da ortak olduğu YK Enerji Muğla Milas’taki Akbelen Ormanına girme hazırlığında.
Yöre halkı şirket çalışanlarının kendilerine ‘kolluk gücü ve jandarmayla beraber ağaçları kesmeye geleceklerini’ söylemiş.
Haberi alır almaz ağaçların başına koşan köylü isyan etti: “Annem hasta yatıyor evde. Çam kesiliyormuş dediler. Koştum da geldim. Yazıklar olsun size. İnsan değil misiniz?”
7 Eylül 2021’deki ilk bilirkişi keşfinde hakimin hakaret etmesi nedeniyle avukatlar Arif Ali Cangı, İsmail Hakkı Atal ve Şiar Rişvanoğlu reddi hakim başvurusunda bulunmuştu.
1 Mart’taki ikinci keşiften hemen önce Resmi Gazete’de yayımlanan maden yönetmeliğindeki değişiklikle birlikte, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alanlarda madencilik faaliyetlerinin önü açılmıştı.
İkinci keşfin raporu mayısta sunulmuş, madencilik faaliyetlerinin orman ekosistemini tamamen yok edeceği kabul edilmiş, ‘ekolojik yıkım’ vurgusu yapılmış ama aynı zamanda bölgedeki tüm kömürün çıkarılabilmesi için Akbelen Ormanı’nın madenciliğe açılması gerektiği de savunulmuştu.
İkizköylüler rapora itiraz etmişti. Bunun üzerine üçüncü bilirkişi keşfi 8 Ağustos’ta düzenlenmişti ama bu raporda da ikinci raporda bahsedilen ‘ekolojik yıkım’ uyarıları ‘tamamen görmezden gelinmişti.’
İkizköylüler bu raporun ‘şaibeli’ olduğunu belirterek, bilirkişiler hakkında görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunmuştu.
Mahkeme son bilirkişi raporuna dayanarak yürütmeyi durdurma kararını aralık başında kaldırmıştı.
YK Enerji şimdi de Akbelen Ormanı’na girmek için hazırlık yapıyor.
‘Adalet yoksa meşru direniş var’
İkizköylüler şu açıklamayı yaptı: “Şirket planlı olarak yanlış bilgiler ve belgelerle yargıyı etkilemek, kamuoyunu yanıltmak için her yolu deniyor. Sistematik şekilde hukuk üzerinden tahakküm kurmaya çalışan şirket, sırada Akbelen’e kesime girmeyi planlıyor. Şirket çalışanları tarafından yılbaşından önce en kısa sürede kesime girecekleri söylenen biz köylüler, varımızı yoğumuzu ortaya koyup adalet yoksa meşru direniş var diyerek ağaçlarımıza sarılıyoruz. 527 gündür sürdürdüğümüz çadırlı nöbetimizde gece-gündüz ormanda devriye geziyor, kesime karşı tetikte bekliyoruz. Tüm psikolojik baskılara, tehditlere karşı, ördüğümüz dayanışma ağı ile asla yılmadan karşı duruyoruz, duracağız. Yaşam alanımıza yapılacak saldırıya karşı mücadeleden, direnmekten vazgeçmeyeceğiz. Zeytin talanı yasasını meclise giderek nasıl geri çektirdiysek, zeytinlerimizi talancı şirketlerden nasıl kurtardıysak, Akbelen Ormanı’nı da aynı azimle, dirençle, inatla savunacak ve kurtaracağız! Ne olursa olsun Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz.”
İkizköy Çevre Komitesi Başkanı Nejla Işık: “Şirket jandarmayla, kolluk kuvvetleriyle burayı kesime geleceğini söylüyor. Üç dört gündür böyle duyumlar alıyoruz.”
Işık 17 Temmuz 2021’de kesilen 30 ağacı hatırlatarak şöyle devam etti: “İçimiz gitti. Hepimiz onlar birlikte öldük, ağladık. Kıymayın bu canlara artık. Kömür uğruna feda etmeyin Akbelen Ormanı’mızı. Tek yaşam alanımızı da elimizden almayın.”
Bir başka köylü de şunları dedi: “Yeter artık çektiğimiz. Çamları kesiyoruz diye haber verdiler. Biz kestirmeyeceğiz. Yazık değil mi bu çamlara. Çocuklarımız bizim bunlar. Yazık değil mi? Benim 500 tane zeytinim gitti. Evim gitti, tarlam gitti. Cehennem çukuruna döndü benim evim. Haberiniz var mı? Çocuklarımız, çamlarımız için direniyoruz. Annem hasta yatıyor evde. Çam kesiliyormuş dediler. Koştum da geldim. Yazıklar olsun size. İnsan değil misiniz?
Bir kaşık yağ 100 lira olmuş. Köyümüzde her şeyimiz vardı bizim. Biz hiçbir şeyi satın almıyorduk. Mercimeğinden, baklasına her şeyimimizi kendimizi üretiyorduk. Şimdi yerimizi alınca acımızdan ölür gideriz biz. Bilirkişi su kesilmez, zeytinlere zararı yok demiş. Yalan söylemiş.”
Gözyaşlarını tutamayan Işık “Bu bilirkişiler nasıl görmedi. Nasıl vicdanları rahat uyuyorlar. Üç kez bilirkişi keşfi yapıldı” dedi ve herkesi direnmeye çağırdı: “Sesimizi herkes duysun. Şimdiye kadar nasıl koruduysak Akbelen Ormanı’nı, şimdi birbirimize kenetlenme zamanı. Hepinizin desteğiyle, dayanışmasına çok ihtiyacımız var. Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz sözünü şu an gösterme zamanı. Şu an birlik ve beraber olma zamanı.”
Işık siyasilere de seslendi: “Bütün milletvekilleri, cumhurbaşkanı duysun artık İkizköylülerin sesini.”