CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
Vakıflar Genel Müdürlüğü 1’inci Bölge Müdürlüğü, Boğaziçi Üniversitesi’nin kayyım rektörü Naci İnci’nin kurduğu Boğaziçi Üniversitesi Geliştirme Vakfı’nın (BUVAKIF) kapatılması istemiyle yapılan başvuruyu değerlendirdi.
Müdürlüğe göre BUVAKIF, ismindeki ‘geliştirme’ kelimesiyle Boğaziçi Üniversitesi’ni ‘geliştirme gayesi’ taşıyor. Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ulaş Karan ise BUVAKIF’ın dernek ve vakıfların kamu kurum ve kuruluşlarının ismini almasını yasaklayan hükme aykırı bir şekilde kurulduğunu, kanunda bu yasağa aykırı davranılması halinde bir dizi yaptırım öngörüldüğünü söylüyor.
BUVAKIF, Boğaziçi Üniversitesi’nin ‘kayyım rektörü’ Naci İnci, yardımcıları ve AKP’ye yakınlığıyla bilinen Boğaziçi Üniversiteliler Derneği’nin (BURA) yöneticileri tarafından Ocak 2022’de kurulmuştu. Vakfın kuruluşu İstanbul 9’uncu Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından tescillenmişti.
Resmi Gazete’deki duyuruya göre, BUVAKIF’ın kuruluş amacı ‘üniversitelerin insanlığa yaptığı katkıları artırmak’tı. Oysa, Boğaziçi Üniversitesi’nde 1978 yılından bu yana faaliyette bulunan bir Boğaziçi Üniversitesi Vakfı (BÜVAK) vardı.
BUVAKIF’ın vakfedenleri arasında Naci İnci, önceki ‘kayyım rektör’ Melih Bulu’nun atadığı yardımcılar Prof. Dr. Fazıl Önder Sönmez ve Gürkan Selçuk Kumbaroğlu, BURA’nın başkanı Muhammed Fehim Paluluoğlu, görevden alınan Nedim Malkoç’un yerine getirilen genel sekreter ve BURA’nın eski başkanı Hasan Fehmi Topal, AKP’nin kurucularından ve BURA üyesi Mehmet Yalçıntaş, AKP milletvekili İffet Polat ve BURA üyesi Mehmet Altunkılıç yer alıyor.
Vakfın yönetim kurulunu ise Naci İnci, Muhammed Fehim Paluluoğlu, Hasan Fehmi Topal, Mehmet Yalçıntaş ve BURA yönetim kurulu üyesi Mustafa Yeşilyurt oluşturuyordu.
Cami ve yurt inşaatıyla adını duyurdu
BUVAKIF, yakın zamanda ismini Boğaziçi Üniversitesi’nin Uçaksavar Kampüsü’nün yanına yapılmak istenen cami ve yurt inşaatıyla duyurdu. İstanbul Valiliği’nin açıklamasında BUVAKIF ile bağışçılar Altunkaya İnşaat Şirketler Grubu ve Trendyol arasında imzalanan protokolle Beşiktaş’ta öğrenci yurdu ve cami inşa edileceği belirtilmişti. Söz konusu arsanın mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aitti.
Boğaziçi Üniversitesi mezun ve öğrencileri de Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun’a göre vakıfların kamu kurum ve kuruluşlarının ismini alamayacağı hükmüne dayanarak BUVAKIF’ın kapatılması için Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1’inci Bölge Müdürlüğü’ne başvurmuş, vakfın yöneticileri hakkında da suç duyurusunda bulunulmasını istemişti.
Öğrenci ve mezunların başvurusundan sonra CHP’li ve HDP’li milletvekilleri de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soru önergesi sunmuştu. Önergeler yanıtsız kalmıştı.
Vakfın cevabı yeterli görüldü
Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1’inci Bölge Müdürlüğü, geçtiğimiz günlerde başvuruya yanıt verdi. Yanıtta BUVAKIF’ın cevabına da yer verildi. BUVAKIF, isimdeki ‘geliştirme’ kelimesiyle ‘kamu kurumunu geliştirme gayesi taşıdığını, yanıltıcı ve kanuna aykırı bir kullanımın söz konusu olmadığını‘ savundu.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Destekleme Vakfı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Geliştirme Vakfı, Harran Üniversitesi Geliştirme Vakfı, Bingöl Üniversitesi Geliştirme Vakfı ve Ankara Atatürk Anadolu Lisesi Geliştirme Vakfı gibi örnekler de cevapta sıralandı. Müdürlük, vakfın cevabının yeterli görüldüğünü, bu nedenle herhangi bir işlem yapılmadığını kaydetti.
‘Vakfın kuruluşu bütünüyle hukuka aykırı’
Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1’inci Bölge Müdürlüğü’nün verdiği cevabı Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Doç. Dr. Ulaş Karan, Diken’e yorumladı. Cevabın ‘hukuka aykırı olan bu durumu herhangi bir şekilde hukuka uygun hale getirmediğini‘ söyleyen Karan, BUVAKIF’ın kuruluşunun bütünüyle hukuka aykırı olduğunu belirtti. Karan şöyle konuştu:
“2004 yılında çıkarılmış 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun’da Geçici Madde 2 ile 29 Ocak 2004 tarihinden önce kurulan dernek ve vakıfların kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgili aldıkları isimleri korumalarına olanak tanındı, ancak bu tarihten sonra bu tür bir adımın atılması hukuken mümkün değil. Nitekim Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün halen yürürlükte olan 2006 tarihli genelgesinde de kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra kurulan vakıfların, hiçbir şekilde kamu kurum ve kuruluşlarının isimlerini alamayacağı belirtilmiştir.”
‘Bir dizi yaptırım öngörülüyor’
5072 sayılı kanunun 2’nci maddesiyle dernek ve vakıfların kamu kurum ve kuruluşlarının ismini almasının yasaklandığını aktaran Karan, BUVAKIF’ın bu yasağa aykırı bir şekilde kurulduğunu belirterek şöyle devam etti: “Kanunda belirtilen yasağa aykırı davranılması halinde bir dizi yaptırım öngörülüyor. Bunlardan ilki, söz konusu yasağa aykırı hareket eden kamu görevlilerinin ve -kamu görevlisi olsun olmasın- vakıf yöneticilerinin eylemleri başka bir suç oluşturmadığı takdirde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasıdır. Buna ek olarak ikinci bir yaptırım vakıf yöneticilerinin görevden alınması, üçüncü ve son yaptırım ise vakfın kapatılmasıdır. Bu noktada öngörülen ilk yaptırım olan cezai yaptırım bakımından Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulması mümkündür. Söz konusu suç duyurusunun Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılmamış olması başka kişilerce yapılamayacağı anlamına gelmemektedir. İkinci yaptırım olan vakıf yöneticilerinin görevden alınması açısından ise mevzuatta Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bu yönde görevli mahkemeden bir talepte bulunması gerektiği düzenlenmiş durumda. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce verilen yanıtta bu yönde bir adım atılmayacağı görülüyor. Üçüncü ve son yaptırım olan vakfın kapatılması açısından ise vakfın kuruluşunun ardından Vakıflar Genel Müdürlüğü veya ilgililerin, vakfın kurulmasını engelleyen sebeplerin varlığı hâlinde iptal davası açabilmesi mümkün.“
‘BÜVAK dava açabilir’
Vakıflar Genel Müdürlüğü dava açmazsa 1978’den bu yana faaliyette olan BÜVAK’ın ‘ilgili‘ sıfatıyla dava açabileceğini söyleyen Karan, şunları söyledi:
“Mevzuatta yasak amaç güttüğü veya yasak faaliyetlerde bulunduğu sonradan anlaşılan vakıflarla ilgili Vakıflar Genel Müdürlüğü ya da Cumhuriyet savcılığının başvurusu üzerine mahkemelerce duruşma yapılarak dağıtılacağına yer verilmiştir. Mevcut durumda vakfın yasak faaliyet yürüttüğünün kabulü ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bu yönde bir adım atmaması halinde Cumhuriyet Savcılıklarına başvurularak bu yönde bir davaname düzenlenmesi ve dava açılması talep edilebilir.”