ALTAN SANCAR
altan-sancar@hotmail.com / @altansancarr
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu görüşmesi, ‘cumhurbaşkanı seçilebilmek için yüzde 50+1’ koşulunu yeniden gündeme getirdi.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek, yüzde 50+1 sisteminin ‘ciddi problem çıkardığını’ söyleyince bazı AKP’liler de oranı tartışmaya açmıştı.
MHP Genel Devlet Bahçeli, salı günkü grup toplantısında, yüzde 50 artı 1’i ‘sistemin demokratik meşruiyet temeli’ olarak tanımlamıştı. MHP lideri, bu oranı tartışmayı anlamsız bulmuştu.
Çiçek, Bahçeli’ye cevaben, fikrin değil kendisinin tartışıldığını belirtirken, “Konunun nasıl gündeme geldiği belli” demişti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise konuya dair şunları söylemişti: “Bunların hepsi maalesef yalan dolan, bu tür şeyler. Bu konularla, özellikle Anayasa değişikliğiyle ilgili karar merci parlamentodur. Bu konuda bir değişikliğe giderse parlamento değişikliğe gider, adımı da ona göre atılır. Parlamento daha önce Anayasa ile ilgili bu konuda bir karar verdi. Yeni bir karar verir mi vermez mi? Onu da görürüz.”
‘Kendi istiyor’
Diken’e konuşan üst düzey bir AKP’linin aktardığına göre Erdoğan, yüzde 50+1’in tartışılmasını bizzat kendi istiyor. Aynı isim, Çiçek’in açıklamasının da Erdoğan’dan bağımsız okunmaması gerektiğini söyledi.
Üst düzey AKP’li, başkanlık sisteminde aksaklık olmadığını savunsa da tamamlanması gereken bazı unsurlar bulunduğu görüşünde. Erdoğan da bu unsurların, tartışmalarla gözden geçirilebileceğini gördü.
‘Elde edemeyeceğimiz oran değil’
AKP’li yönetici, kişisel görüşünü ise şu sözlerle paylaştı: “Yüzde 50+1, bizim açımızdan elde edilmeyecek bir oran değil. Ancak seçimin ikinci tura kalması için kurulacak suni ittifaklar üzerinden ülke gerilebilir.”
Bahçeli’nin Çiçek’e tepki gösterdiği hatırlatılan AKP’li ismin yorumu şöyle: “Bir anayasa çalışması yapılıyor. Yüzde 50+1 yer alır ya da almaz bilemiyorum. Taslaklar üzerinden ortağımızla elbette istişare edeceğiz.”
Üst düzey AKP’li, erken seçim tartışmaları için de partisinin seçim süreci için kendi takvimi olduğunu belirterek “Önümüze bir hedef koyduk. Öncelikle ‘ekonomide yaşanan dalgalanmaların önüne geçmek istiyoruz” dedi.
‘Dalgalanmalardan’ kastının ekonomik kriz olup olmadığını sorduğumuz yönetici, ‘kriz’ nitelemesinden kaçınarak şu yanıtı verdi: “Ekonomik alanda bazı dalgalanmalar söz konusu. Lakin önümüzde bir takvim var ve bu takvime bağlı kalarak belirli müdahalelerde bulunacağız. Faiz indirimleriyle birlikte piyasada hareketliliği artıracak adımlar atacağız. Ekonomide rahatlık dönemi uzak değil. Cumhurbaşkanımız da süreci yakından takip ediyor. Bu sürecin sonunda seçim takviminde yeni bir aşamaya geçilecektir.”