TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, enflasyonla mücadele için ‘üç bacaklı’ bir program gerektiğini söyledi: Doğru para politikası, uyumlu maliye politikası ve üretimi destekleyecek yapısal değişimler.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) ocak ayında yüzde 11,10 arttı. Böylelikle yıllık enflasyon yüzde 48,69’u buldu. Veriler enflasyonda 19 yıllık zirvenin yenilendiğini gösterdi.
Ancak bağımsız sosyal bilimciler tarafından kurulan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), 12 aylık enflasyonu yüzde 114,87 olarak hesaplıyor. Ocaktaki artışsa yüzde 15,52.
Ancak küresel finans kuruluşlarına göre bunlar enflasyonda iyi günlerimiz. ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs, Türkiye’de enflasyon bu yılın büyük bölümünde yüzde 54-56 aralığında olacağını hesaplıyor.
Enflasyonla birlikte ABD Merkez Bankası’ndan (Fed) beklenen faiz artışlarının yaratacağı etki, Türkiye ekonomisindeki riskleri artırıyor.
Dünya’ya konuşan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski, bu durumla mücadele için üç bacaklı bir program önerdi.
‘Para politikasında aşırı genişlemeci uygulamalar…’
Kaslowski, ilk bacağı şöyle tarif etti: “Para politikasında aşırı genişlemeci uygulamalar yaptığınızda ülke para birimi şiddetli değer kaybediyor ve bu da enflasyonu sıçratıyor. Sonra da bununla mücadele etmek mecburiyetinde kalıyorsunuz. Bizim son beş ayımızın özeti budur. Hatta son beş-altı yıldır enflasyon problemimizin ardındaki temel etken budur.”
‘Meseleye fiyattan başlarsak önlemler geçici olur’
TÜSİAD başkanı, ikinci bacağı şöyle özetledi: “Bu politika para politikası ile uyum içinde olmalı. Vergilerle çok oynuyoruz. Meseleye sondan yani fiyattan başlarsak önlemler geçici olur. Kaldı ki ilk aşamada vergi indirimi ile fiyatı etkileseniz dahi, bu genişlemeci maliye politikasıdır. Vergi düşürmek orta vadede yine talep ve enflasyon yaratır. Son dönemde gıdada KDV indiriminde ise, sınırlı da olsa fiyat düşüşü göreceğiz elbette ama konu sadece gıda değil. Sağlıktan eğitime, restorandan ulaştırmaya enflasyonu nasıl çözeceğiz? Türkiye’de derinleşen bir enflasyon problemi mevcut.”
Yapısal adımlar
Kaslowsk’nin önerdiği üçüncü bacak ise şöyle: “Buna mikro adımlar diyebiliriz. Örneğin gıdada, tarımda arzı, üretimi desteklemek için hangi yapısal adımı atabildik… Depolamayı mı ulaştırma transferi mi çözebildik. Zayiat oranları ortada. Hal yasası çıktı mı? Baştan sona topraktan markete pazara gelene kadar bu zincirin tüm aşamalarını düzeltmemiz gerekiyor. Pek çok sektörde aynı durum var; enerji gibi.”
Üçünü aynı anda yapmak lazım
TÜSİAD başkanı enflasyonla zaman zaman tek bacaklı çözümlerle mücadele edildiğini anımsatarak şunları ekledi: “Ama enflasyonu düşüremedik. Üçünü aynı anda yapmak lazım. Doğru bir program ortaya konursa, enflasyon da düşer, ülke risk primi de yani CDS’ler de düşer. İş dünyası bu programa inanırsa, dünyada o algıyı değiştirmek için varını yoğunu ortaya koyar, anlatır. Gerçekten sürdürülebilir bir enflasyonla mücadele planı uygularsak da gün sonunda risk primi düşer.”
‘O fiyatı yaratan sebeplere bakmalısınız’
Kaslowski, enflasyonla mücadelede sondan başa gitmeye çalışmanın yani fiyattan başlamanın hatalı olabileceğine de değindi: “O fiyatı yaratan sebeplere bakmalısınız. Maalesef böyle enflasyonist ortamlarda fiyat konusu da istismar edilebiliyor. Önemli olan koşulları o noktaya getirmemek. Konu buradan başlıyor. Hepimizde fiyat algısı kayboldu. Enflasyon yüzde 10’larda iken gündemde böyle bir sorunumuz var mıydı? Yoktu. Demek ki sorun temelde kontrolden çıkan enflasyondan kaynaklanıyor”.