ZEYNEP GÜVEN ÜNLÜ
@zeynepguvenunlu
zeynepguven@diken.com.tr
Bir zamanlar lümpenliğin ve seviyesizliğin sembolü kabul edilen Recep İvedik çok değişmiş. O artık örgütlü hareket etmenin önemini kavramış bir yurttaş. Erkek dili kullanmıyor, okumuş insanlara saygı duyuyor, veganlarla dalga geçmiyor. Cesaretini ve zaten hep tertemiz kalbini toplumsal kurtuluş için kullanıyor.
Programımı birkaç gün öncesinden yaptım, dün gecemi Recep İvedik 7’ye ayırdım. Seyretmek için birden fazla sebebim var: Şöyle kahkahalarla gülmek istiyorum. Evet, ben de Recep İvedik’e gülenlerdenim.
Sonra, şahit olduğum konuşmalardan anlıyorum, birbirine hiç benzemeyen insanlar Recep İvedik’i bekliyor. Nasıl oluyor da bambaşka profillerde heyecan uyandırmayı başarıyor? Ve nihayet, Recep İvedik bana, 15 yaşındaki oğlumla birlikte fazladan iki saat geçirebilme fırsatını sunuyor. Dolayısıyla, daha güzel bir cuma gecesi programı düşünemiyorum.
Televizyonun başına bu duygularla geçtim. Rahat rahat okuyun, spoiler yok.
Filmin en başında, Recep’e 900 liralık elektrik faturası gelmiş. Yanlış mı görüyorum filan diye bakıyor, yok doğru görmüş. Bakkala soruyor, sana ne kadar geldi diye. Ona hiç gelmemiş. Neden? Onun elektriği ödeyemediği için toptan kesilmiş!
İvedik filmi bu ya, o sırada ortaya babanesinden kalma bir köy evinin tapusu çıkıyor ve Recep yaveri Nurullah’la (Nurullah Çelebi) birlikte köye yerleşiyor. Çünkü şehirde hayat pahalı. Aslında evde topu topu iki ampul varmış ama onun faturası bile yüksek. Recep “Bir daha ampul yakmayacağım” diyor.
Eski Recep olsa
Recep İvedik 7 filminin köyde geçtiğini biliyordum da orada köylüleri örgütleyip büyük bir inşaat firmasının ormanı katlederek yapmayı planladığı tatil köyü projesini boşa çıkaracağını hiç düşünmemiştim.
Doğrusu, benim bildiğim Recep ‘köye yerleşen okumuş şehirliler‘le dalga geçerdi ki vardı filmde öyle tipler. Film ilerledikçe Recep’i hafife aldığımı fark ettim.
İzmir’in Bergama ilçesinde, Kozak Yaylası’nda çekilen filmde, Yutan köyündeyiz. Çökelek Holding, köydeki işbirlikçileriyle birlikte, halka ait arazi ve evlere çökmek için çeşitli planlar yapıyor. İnşaatçıların yanında kurnaz işbirlikçiler varsa, Recep İvedik’in yanında da köyün öğretmeni (Eray Türk) ve Recep gibi şehirden sıkılıp gelmiş avukat (Öznur Serçeler) var.
Strateji onlara ait olsa da holdinge karşı verdikleri mücadeleden galip çıkmalarını sağlayan köyün kadınlarını ve sosyal medyadan örgütlenip gelen çevreci gençleri de unutmamak lazım elbette.
Her yere gönderme
Filmde artık ampul yakmama kararıyla başlayan göndermeler, zenginin yediği altın kaplamalı ejder meyvesiyle, inşaat için “Taşıyacağız” kandırmacasıyla katledilen ağaçlarla, içindeki çıkılmaz entim ilişkilerin şahikası Palu ailesiyle, muhtarlık seçimlerinde yüzde 50’yi ‘nah‘ bulmayla devam ediyor.
Aralarındaki en açık göndermeyse, Çökelek Holding’in köyün güya şifalı çamurunu ‘milletin alnına koyma’ arzusu!
Aralarında kimbilir ne çok İvedik hayranı bulunan Aktroller dünden beri film izlenmesin diye kampanya yürütüyor. Yine de film izlenecektir, hatta “İzlemeyin” diyenler de izleyecektir. O yüzden izleme zevkini kaçırmamak için, Fazıl Say’ın, Tarkan’ın, Ezhel’in adının geçtiği, Murat Dalkılıç’ın bizzat oynadığı bölümleri anlatmak istemem. Gerilla taktiğiyle verilen savaş sahneleri de çok güzel olmuş, onlar da izleyecekler için sürpriz kalsın.
O bizi bozacaktı, biz onu bozduk!
Kötü haberi sona sakladım: Recep İvedik 7’yi ilgiyle izledim ama bu sefer kahkahalarla gülemedim. Politik doğruculuk mizahın gazını kaçırıyor. Ama onu da anlıyorum, bazı zamanlarda doğruları söylemeden olmuyor. Recep bile olana bitene sessiz kalamıyor.
Hatırlayın, Recep İvedik ilk çıktığında “Gençlere kötü örnek oluyor, küfrediyor, ahlakı bozuyor” diye eleştirilmişti. Artık tam tersi: Türkiye Recep İvedik’i bile bozmuş!