AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr.
@aysegul_kasap
Çevre aktivistleri ve yurttaşlar doğaya karşı işlenen suçlar için kanun teklifi hazırladı. Kampanyanın adı ‘Yurttaş Ekokırım Yasası.’
Hazırlanan kanun teklifinde, Türk Ceza Kanunu’nun 77’inci maddesinden yola çıkıldı ve ‘Soykırım ve insanlığa karşı suçlar’ başlığı ‘Soykırım, insanlığa ve gezegene karşı suçlar’ olarak değiştirildi.
Dünyanın birçok yerinde vatandaşlar belli sayıda bir imza toplayarak yasa teklifi verebiliyor. Türkiye’deki böyle bir düzenleme yok ama dilekçe hakkıyla bu adımı atmak mümkün. Türkiye’de ilk defa bu yolla kanun teklifi hazırlanmış oldu.
Söz konusu yasayı hazırlayan isimlerden biri olan avukat Arif Ali Cangı Diken’e konuştu. ‘Altılı masa’ ve diğer ittifakların da buna katılmasını gerektiğini belirten Cangı “Altılı masa açıklamalarında ‘ekokırım’dan söz etti, ancak ekokırımın suç olarak kabul edilmesi henüz yok. Bu eksiklik de tamamlanmalı” dedi.
Kanun taslağının temelinde bilim insanlarının uyarıları var
Çevre aktivistlerinin bu kararı almasındaki motivasyonu, Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre 21’inci yüzyılın en büyük sağlık tehdidi olarak adlandırılan iklim değişikliği hakkında bilim insanlarının uyarıları.
Aynı zamanda çevre aktivistlerinin de avukatı olan Cangı kanun tasarısı kararı almalarında bu uyarıların en önemli etkenlerden biri olduğunu söyledi: “İklim krizinin doğurduğu iklim olayları, Covid 19 salgını gibi küresel sağlıksızlıklar yeryüzündeki yaşamın sürdürülebilirliğini tehlikeye atmış durumda. Bu noktaya bir anda gelinmedi, bilim insanları yıllardır fosil yakıt endüstrisinin atmosferi kirletmesinin iklimleri etkileyeceği, yaşamın döngüsünü olumsuz etkileyeceği uyarılarında bulunuyorlar.”
Sadece iç hukuk değil, uluslararası hukukun da bir parçası
Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hükümetlerarası Bilim-Politika Platformu’nun (IPSES) 2019’da hazırladığı rapora göre insan faaliyetleri nedeniyle doğada 1 milyon tür yok olma tehlikesi altında. Rapora göre salgının nedeni de insanlar.
Cangı şöyle devam etti: “Bu durumda doğaya zarar veren insan faaliyetlerine derhal son verilmelidir. İnsan faaliyetleri denilince, bunu soyut insan olarak ele almamalı. İnsan doğada var olan canlıların sadece bir türüdür. Bu gerçeğin görmezden gelinip, doğal varlıkları bir hammadde olarak, kendisini de doğanın sahibi gören anlayış, kapitalist, endüstriyel sistem yerküreyi bu hale getirmiş durumda.
Bu tehlikeli gidişi durdurmak için alınacak önlemek bütün dünyada tartışılmaya başlandı. Bunun bir parçası olarak ekokırım suçunun tanımlanması ve iç hukukun yanı sıra uluslararası hukukun parçası haline getirilmesi çalışmaları her geçen gün yoğunlaşarak devam ediyor.”
‘Çevreye ağır hasar vermek suç’
2019’da Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Taraf Devletler Kurulu’nda, bu konunun Pasifik Ada Ülkeleri tarafından gündeme getirilmişti. Bununlar birlikte konuyla ilgili tartışmalar da arttı. Haziran 2021’de Stop Ecocide Foundation (Ekokırımı Durdurun Vakfı) girişimiyle uluslararası uzmanlardan oluşan bir heyet, ‘ekokırım suçu’ tanımı konusunda uzlaştı.
Heyet, hazırladığı metinde ekokırım suçunu şöyle tanımladı: “Çevreye ağır ve geniş çapta ya da ağır ve uzun vadeli bir biçimde zarara yol açmasının kuvvetle muhtemel olduğunun bilincinde, yasadışı veya keyfi olarak işlenen fiiller ekokırım suçunu oluşturur.”
Türkiye de harekete geçti
Türkiye’de de sivil toplum kuruluşları ve çevre aktivistleri bu konu hakkında çalışmalar yürütüyor.
İklim Adaleti Koalisyonu bünyesinde oluşturulan Ekokırım Çalışma Grubu tarafından 3-4 Kasım 2022 günleri İstanbul’da uluslararası Ekokırım Konferansı yapılmıştı. İki gün süren konferansta dünyadaki deneyimler, Türkiye’de ne yapılabileceği konuları enine boyuna tartışılmıştı.
Toplantı sonucunda Türk Ceza Kanunun (TCK) madde 77’deki ‘Soykırım ve İnsanlığa karşı suçlar’ bölümüne 77/A maddesiyle bir ekokırım suçu kanun teklifi hazırlanmasına karar verildi.
Hukukçular hazırladı, Meclis’e gidecek
Cangı bu çalışmanın en önemli yanının teklifin yurttaşın imzasıyla Meclise verilmesi olduğunu söyledi: “Hukukçuların çalışması sonucunda yasa teklifi hazırlandı. İstanbul’da yapılan toplantıyla ‘Yurttaş Ekokırım Yasasını Yapıyor’ kampanyası başlatıldı.
Yurttaştan yurttaşa yapılacak çalışmalarla ıslak imzalı yasa teklifi metinleri 30 Nisan 2023 tarihine kadar toplanacak. Sonrasında, TBMM Başkanlığına kayıtlı olarak verilecek, seçim döneminde milletvekili adaylarından Meclis’e girdikleri zaman bu teklifi yasalaştırmaları istenecek, seçimden sonra da takibi yapılacak. Bu sayede, bir yandan ekokırım suçu toplumun ve siyasetin gündemine getirilmiş, diğer yandan ilk kez yurttaşın yasama faaliyetine katılması örneğini deneyimlenmiş olacak.”
Gezegene karşı suçlar
Madde 77/A olarak hazırlanan kanun teklifi şöyle:
“Madde 1- 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ikinci kitap-birinci kısım- birinci bölümün ‘Soykırım ve insanlığa karşı suçlar’ başlığı ‘Soykırım, insanlığa ve gezegene karşı suçlar’ olarak değiştirilmiştir.
Madde 2- 5237 sayılı kanunun 77’nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 77/A maddesi eklenmiştir.
Madde 77/A
1- Doğal ve kültürel çevrede insan ve diğer canlıların hayatını tehlikeye atmak, doğal veya kültürel varlıklar üzerinde ağır tahribata yol açabilecek davranışlarda bulunmak yahut hukuka aykırı diğer bir fiil işlemek suretiyle bütün bir ekosistemde kıs vadede telafisi mümkün olmayacak zarara yol açma tehlikesi doğuran kişiye müebbet hapis cezası verilir, aryıca suçun işlenmesinden elde edilen maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazancın on katı kadar adli para cezası hükmedilir.
2- Birinci fıkradaki suçun taksirle işlenmesi halindeyse 15 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur, ayrıca suçun işlenmesinden elde edilen maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazancın beş katı kadar adli para cezasına hükmedilir.
3- Ekokırım suçunun işlenmesi sonucu bütün bir ekosistemde kısa vadede telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelmişse, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur, ayrıca suçun işlenmesinden elde edilen maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazancın 20 katı kadar adli para cezasına hükmedilir.
4- Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur
5- Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.“
‘Altılı masa da katılmalı’
Türkiye seçim döneminde olduğu için Cangı’ya hem ‘altılı masa’dan hem de diğer partilerden beklentilerini sorduk.
Cangı bu çalışmanın aynı zamanda bir siyasal gündem oluşturacağını söyledi: “Altılı masa ve diğer ittifakların, yurttaştan yurttaşa yapılacak bu kampanyaya örgütleri, üyeleri ve seçmenleriyle katılabilir ve hatta katılmalı. Partiler İmzalar toplayabilir, destek açıklaması yapabilirler, teklif Meclis Başkanlığına sunulduktan sonra, yasalaşmasını sağlayacakları vaadinde bulunabilirler. Tek itirazımız çalışmanın yurttaşın çalışması olmasını unutmamak.
Altılı masa açıklamalarında ‘ekokırım’dan söz etti, ancak ekokırımın suç olarak kabul edilmesi henüz yok. Bu eksiklik de tamamlanmalı. Sadece Altılı masa değil, Emek, Özgürlük İttifakı ve diğer ittifak ve partiler de buna katılmalı.”
‘Yurttaş doğrudan yasama faaliyetine katılacak’
Dünyada bazı ülkelerde belli sayıda imzayla yasa teklifi verilebiliyor ama Türkiye’de böyle bir düzenleme yok. Dilekçe hakkı var.
Türkiye’de bir ilke imza atılmış olacak.
Avukat bunun bir emsal olabileceğini söyledi: “Kampanyada toplanan ıslak imzalı asıl belgeleri, dilekçe olarak Meclis’e sunacağız. Siyasilere de yurttaşın teklifinin yasalaştırma görevi düşecek. Bu çalışma yurttaşın doğrudan yasama faaliyetlerine katılmasının çok güzel bir örneği olacak. Bakarsınız bu çalışmadan sonra yurttaşın yasa teklifi verebilmesine ilişkin anayasal ve yasal düzenlemeler yapılır. Yani bu kampanya hem ekokırımı önleme konusunda önemli olacak, hem de Türkiye toplumun demokratikleşmesine önemli katkısı olacak.”