G-20 Liderler Zirvesi’nde de gündeme gelen ‘S-400 krizi’, ABD-Türkiye-Rusya üçgeninde uzun süredir tartışma konusu.
Son 10 yıldır balistik füze ve hava savunma sistemi edinmeye çalışan Türkiye, Patriot ve S-400 gibi füze sistemlerini satın almaya çalışıyor. Bu kapsamda başta ABD olmak üzere Çin ve Rusya gibi ülkelerle de uzun süredir temasta.
Bugün zirveden sonra düzenlediği basın toplantısında S-400 krizine değinen ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye ile gerginlikte Barack Obama hükümetinin de payı olduğunu ifade etti. Obama yönetiminin, NATO üyesi ve ABD’nin müttefiki olmasına rağmen Türkiye’ye Patriot füzesini satmadığını hatırlatan Trump, füze krizinin bugün geldiği nokta için ‘Berbat bir durum ama Erdoğan suçsuz. Ne yapacağımız üzerinde çalışıyoruz.’ dedi.
Türkiye’nin hava savunma sistemi edinme sürecinin önemli dönüm noktaları şöyle:
2013: Patriot başvurusu ABD’de reddedildi
2013 yılında Türkiye kara ve hava savunma sistemi ihtiyacını karşılamak için NATO müttefiki ABD’den Patriot füzesi almak için başvuruda bulundu.
Türkiye başvurusunda ‘teknoloji transferi’ talebini de dile getirdi ve Patriot füzelerinin kurulum ve kullanımına dair yazılımları satın almak istedi.
Türkiye’nin Patriot füzelerini teknoloji transferiyle satın alma talebi ABD Kongresi’nde karşılık bulmadı.
Öte yandan Patriot füzelerini üreten ABD’li Raytheon ve Lockheed Martin şirketleri de bunun ABD’deki ‘fikri mülkiyet kanunu’na uymadığı gerekçesiyle Türkiye’nin teknoloji transferi talebine yanaşmadı.
Bunun üzerine Türkiye aynı yıl savunma sistemi için yeni bir ihale açtı. Teklif verenler arasında Fransa-İtalya ortaklığı Eurosam, Çin firması CPMIEC ve Amerikan firmaları Lockheed Martin ve Raytheon vardı. Amerikan şirketleri Patriot için tekrar ihaleye girmesine rağmen, teknoloji transferinin yapılmayacağını yineledi.
İhaleyi NATO ülkesi olmayan Çin 3 milyar 400 milyon dolarlık bir anlaşmayla kazandı.
Burada Avrupa ortaklığının füzeleriyle ABD’li Patriotlar NATO sistemlerine entegre edilebiliyorken, bu firmaların teklifi teknoloji transferini içermiyor.
Diğer taraftan, Çin’in teklifinde teknoloji transferi yer alırken, bu füzeler NATO sistemiyle uyumlu çalışmıyor.
Bu karar ABD-Türkiye ilişkilerinde gerginliğine yol açtı. İhaleyi kazanan Çin firması CPMIEC, Suriye, İran ve Kuzey Kore’yi ilgilendiren ‘nükleer silahların yaygınlaştırılması anlaşmalarını’ ihlal ettiği gerekçesiyle 2013 yılında ABD tarafından yaptırım listesine alınmıştı.
2015: Çin’le ihale iptal, ‘milli füze’ projesi
Türkiye Çin’in kazandığı ihaleyi 2015 yılında iptal etti.
Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu Türkiye’nin ‘milli füze üretim’ projesi kapsamında kendi savunma sistemini üreteceğini açıkladı.
2017-2018: Patriot yerine Rusya’dan S-400
2017 yılında Rusya’yla S-400 füzeleri için 2 milyar 500 milyon dolarlık anlaşma yapıldığı bildirildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, imzaların atıldığını ve Moskova’ya ön ödeme yapıldığını açıkladı.
S-400 füzeleri için de teknoloji transferi talep eden Türkiye’ye Rusya tarafından net bir cevap verilmedi.
Türkiye’nin önce Çin sonra Rusya gibi NATO üyesi olmayan ve ‘batı bloğu’ içinde bulunmayan ülkelerle savunma sistemi için görüşmeler yapması, Türkiye-ABD ilişkilerini 2017-2018 yıllarında daha da gergin hale getirdi.
Pentagon S-400 füzelerinin NATO sistemleriyle uyumlu olmadığını belirtirken, NATO da Türkiye’nin Rusya’dan hava savunma sistemi satın alınmasının ‘sonuçları’ olacağını söyledi.
2018-2019: S-400’de geri adım yok, ABD tepkili
2018 yılının sonlarına doğru ABD-Türkiye arasındaki ilişkiler iyice bozuldu. Gerginlik bu sene de devam etti.
ABD, Rusya’dan füzeleri satın almaktan vazgeçmemesi durumunda Türkiye’yi F-35 programından çıkarıp yaptırım uygulayacağını açıkladı.
Türkiye S-400 konusunda geri adım atmayacağını belirtti. ABD, Türkiye’yi Patriot füzesi satın almaya ikna etmek için çeşitli tekliflerde bulundu ama Türkiye tarafından olumlu cevap alamadı.
Rusya’yla yapılan S-400 anlaşmasına göre kısmi teknoloji transferi öngörülüyor.