Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, iktidarın aşı çalışmaları sürecinin şeffaf olmadığını belirterek, bu tutumuyla aşı tereddüdüne yol açtığını bildirdi. TTB, Turcovac’ın üçüncü faz çalışmaları sonuçlarının paylaşılması çağrısını yineledi.
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından inaktive Covid-19 aşısı Turkovac’a acil kullanım onayı verildiği duyurulmuş, 30 Aralık 2021’de ise kullanıma sunulmuştu.
TTB, yazılı açıklamasında, Turcovac aşısının geliştirilmesine emek veren tüm bilim insanlarına minnettar olduklarını ifade etti. Ancak ‘iktidarın pandemi ve aşı çalışmaları boyunca şeffaflıktan uzak durmasını’ eleştirdi.
TTB olarak taleplerinin çok açık ve net olduğu vurgulandı: “İnsanların daha fazla aşı tereddüdü yaşamaması için tüm aşı çalışmalarıyla ilgili verileri hızla kamuoyuyla paylaşın. Süreci tüm sağlık örgütleriyle birlikte yürütün; hızlı ve etkin bir aşılama programı oluşturun.”
Türkiye’deki aşı çalışmaları için tutumlarının çok net ve tek önceliğin bilim olduğunu belirten TTB, “Aşıları incelememizdeki temel kaynağımızın menşei, üretildiği ülke ve kullanılan teknik değil; üçüncü faz ön verilerinin sonuç raporu ve yayımlanmış bilimsel değerlendirmeler olduğunu bundan bir yıl önce Sputnik V aşısı hakkında da belirtmiştik” hatırlatmasında bulundu.
‘Üçüncü faz çalışmalarını paylaşın’
Türkiye’de üretilen bir aşının sadece ülkemizde değil dünyada da pandemiyi kontrol altına alma ihtimalini sevinçle karşılayacaklarını söyleyen TTB, “Ancak bunu yapmak için henüz uluslararası bilimsel hakemli bir dergide yer almayan üçüncü faz çalışmalarının bilimsel ortamlarda değerlendirilmesi, ardından fazların sonuçları ve bilimsel verilerinin paylaşılması gerekmektedir. Tüm bu sürecin ardından acil kullanım onayı alınmalıdır” vurgusunu yaptı.
‘Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü niye kapadınız’
Daha önce Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu’nun yeniden açılması çağrısı yaptıklarını da hatırlatan TTB şu ifadeleri kullandı: “Pandemideki zorlukları bir daha yaşamamak için yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz. Bir kez daha iktidara soruyoruz: Zamanında aşıları üreten ve ürettiği aşıları dünyaya ulaştıran bir ülkeyken ve bunda Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün rolü de çok büyükken, Hıfzıssıhha Enstitüsü neden kapatılmıştır?”
‘Hedef olduk, iktidar sessiz kaldı’
Açıklamada, TTB’nin tüm canlılar için aşı çalışmalarını bir değer olarak görüp her zaman desteklediği söylendi:
“TTB bu tutumunu COVID-19 pandemisinde de korumuş; ‘Aşılar Tüm Canlıların Ortak Değeridir’ açıklamasında da bir kez daha vurgulamıştır. TTB pandemiden çıkışın da tüm canlıların nitelikli, ücretsiz, erişilebilir bir aşı ve hızlı bir aşılama programından geçtiğini de defalarca belirtmiştir. Aşının COVID-19 pandemisindeki mevcut durumda tüm insanlık için en önemli araç olduğunu belirterek aşı çalışmalarını desteklemeyi toplumsal ve bilimsel bir sorumluluk olarak görmüştür. TTB bu tutumu nedeniyle bilimsellik ve toplum sağlığı gibi kaygıları olmayan aşı karşıtlarının hedefi dahi olmuş; iktidar bu çevrelere sürekli sessiz kalmıştır.”
‘Hidroksiklorokini neden ısrarla dağıttınız?’
Bilimsel ve toplumsal sorumluluk hissettiğini belirten TTB, şunları kaydetti: “Tüm uyarılarımız toplum sağlığı içindir. Sağlık Bakanlığı ve toplum da görmüştür ki TTB her uyarısında haklı çıkmaktadır: Çünkü tek referansı bilimdir. TTB’nin kamuoyu araştırmalarında en güvenilir kurumlar arasında ilk sıralarda yer almasını sağlayan da bu tutumudur. COVID-19’a karşı olumlu etkisinin bulunmadığı anlaşılan hidroksiklorokin ilacının ısrarla dağıtılmaya devam edilmesine karşı uyarımız bu örneklerden yalnızca bir tanesidir. Pandemi döneminde de aynı bilimsel hassasiyeti korumamız ve bilimsel verileri toplum adına talep etmemiz hekimlik görevimizdir.”