Titanik filminin yönetmeni James Cameron, Atlas Okyanusu’ndaki enkaza turistik amaçla sefer yaparken kaybolan ‘Titan’ adlı denizaltının parçalanmasını ‘iliklerine kadar’ hissettiğini söyledi.

19 Haziran’daki dalıştan sonra bir daha haber alınamayan ‘Titan’ adlı denizaltının enkazı dün bulunmuş; içindeki beş yolcunun da öldüğü açıklanmıştı.
Daha önce Titanik’e 33 kez dalış yapan Titanik filminin yönetmeni Cameron, BBC’ye felaketi günler öncesinden tahmin ettiğini anlattı.
Cameron, Titan kaybolduğunda bir gemide olduğunu, o yüzden haberi bir gün sonra aldığını söyledi.
Denizaltının hem navigasyonunun hem de iletişiminin aynı anda kaybolmasından bir felaketin gerçekleştiğini tahmin ettiğini söyleyen Cameron, şunları ekledi:
*İliklerime kadar ne olduğunu hissettim. Denizaltının elektronik ve iletişim sisteminin aynı anda gitmesi, radyo vericisinin yanıtsız kalması… Denizaltının başına gelenleri anladım.
*Hemen denizaltı topluluğundan bağlantılarıma eriştim ve bir saat içinde şu bilgilere ulaştım. İniştelerdi. 3 bin 500 metredeyken 3.800 metreye doğru gidiyorlardı.
‘Aklıma ilk gelen içe doğru patlama’
İletişimlerinin ve navigasyonlarının aynı anda ortadan kaybolduğunu öğrendiğini anlatan Cameron, şunları dedi: “Eğer yıkıcı bir olay olmadıysa ikisini de aynı anda kaybetmezsiniz, enerjisi yüksek bir felaket olmalı. Aklıma ilk gelen bir içe doğru patlama olduğuydu.”
Cameron geçen haftanın denizden gelen sesler, oksijen ve diğer mevzular etrafında dönen tartışmalarla ‘sündürülmüş ve kabus gibi bir saçmalığa döndüğünü’ söyledi.
Cameron, “Denizaltının en son bilinen derinlik ve pozisyonunda bulunacağını biliyordum, öyle de oldu” dedi.
Denizaltı hakkında
Kişi başı 250 bin dolara (5,8 milyon lira) enkaza sefer düzenleyen tur şirketi OceanGate, turistleri ve mürettabatı güvenli şekilde geri getirmek için tüm olanakları araştırdıklarını belirtmişti.
Bunun yanında ABD ve Kanada başta olmak üzere birçok ülke arama-kurtarma çalışmalarını yürüttü.
Bilet fiyatının 250 bin dolar olduğu kayıp denizaltıda, havacılık sektöründe hizmet veren Action Aviation’ın sahibi Britanyalı milyarder Hamish Harding, Pakistanlı iş insanı Şahzada Davud ve oğlu Süleyman Davud, denizaltının sahibi OceanGate şirketinin kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Stockton Rush ve Fransız denizaltı pilotu Paul Henry Nargeolet’nin olduğu biliniyor.
Dışarıdan yardım olmadan denizaltıdan çıkmaları mümkün değildi
Uzunluğu 6,4 metre civarında denizaltı, alan darlığı ve sınırlı gıda stokunun yanında yetersiz teknolojik ekipman nedeniyle uzmanlarca ‘ilkel’ olarak tanımlanıyor ve uzun süre su altında kalmak için uygun olmadığı ifade ediliyor.
Denizaltı, diğer bazı deniz araçlarında da kullanılan video oyunu konsoluyla yönetiliyor.
Yolcuların, denizaltının kendi kendine yüzeye çıkması durumunda bile dışarıdan 17 cıvatayla kapatıldığı için yardım gelene kadar dışarı çıkmaları mümkün değil.
ABD Sahil Güvenliği’nin açıklamasında Kanada askeri arama uçağının, suyun altından denizaltıya ait olabileceğini düşündükleri birtakım sesler tespit ettiği; söz konusu seslerin 30 dakika aralıklarla duyulduğu ifade edilmişti. Ancak bu seslerin, denizaltıya ait olup olmadığı kesinleşmemişti.
22 Haziran’da ABD Sahil Güvenlik’in aktardığına göre arama çalışmaları kapsamında uzaktan kontrol edilen su altı araçlarıyla Titanik enkazının yakınında, deniz tabanında şüpheli bir enkaz alanı bulundu.
Sahil Güvenlik, birkaç saat sonra düzenlediği basın açıklamasında enkazın denizaltıya ait olduğunu ve yolcuların hayatını kaybettiğini açıkladı.
Denizaltının enkazının, Titanik’in burnundan yaklaşık 500 metre uzakta bulunduğu ve Titanik enkazıyla çarpışmadığı bildirildi. Aracın iç patlama sonucu parçalandığı açıklandı.
Sahil Güvenlik’in aktardığına göre enkaz alanında ‘Titan’ın beş parçası tespit edildi. Turu düzenleyen şirket OceanGate de bir açıklama yayınlayarak yolcuların ailelerine başsağlığı diledi.
Pazar günü yola çıkan ve yolculuk süresinin iki buçuk saat öngörüldüğü Titan’ın, ‘Polar Prince’ adlı gemiyle iletişimi, dalıştan 1 saat 45 dakika sonra kesilmişti. Araç GPS’nin çalışmadığı su altında, denizaltı yüzeydeki gemiden gelen mesajlarla yönlendiriliyordu.