Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı İlhan Yerlikaya, RTÜK’ün denetim yetkisini internete genişleten yasayla ilgili, “Başkalarının söylediğinin aksine özgürlükçü bir yasadır, asla ‘sansür yasası’ değildir. İnternetin tamamını da kapsamamaktadır” dedi.
Yeni yasa, internet üzerinden yapılan görüntülü yayınlarda RTÜK izni ve sonrasında denetimini hükme bağlıyor. CHP yasanın tüm internet medyasının zapturapt altına almayı amaçladığını belirterek karşı çıkıyor. İktidar cephesi ise durumu “YouTube, Twitter, Facebook için herhangi bir denetim yok. Netflix, Blu TV, Puhu TV gibi sadece internet mecrasından yayın yaptıkları için yayıncı değilmiş gibi algılanan yayıncıları denetleyeceğiz”diye açıklıyor.
Yasa, CHP’lilerin sert itirazı AKP’lilerin ise canhıraş savunmalarına sahne olan Meclis oturumları sonrası 21 Mart gecesi geçti.
Meclis’te parmak kaldırarak tasarının kabul edilmesini sağlayan AKP Meclis grubunun, RTÜK’ü arayıp geçirdikleri kanunla ilgili bilgi talep ettiği ortaya çıkmıştı.
‘Sosyal medya yok’
AA’ya konuşan RTÜK başkanı, “Bu yasa, başkalarının söylediğinin aksine özgürlükçü bir yasadır, asla ‘sansür yasası’ değildir. İnternetin tamamını da kapsamamaktadır” dedi.
“Paylaşım siteleri, sosyal medya gibi mecralar bunun içinde değil. İnternet ortamından yapılan yayıncılık faaliyetlerini kapsıyor” diye devam eden Yerlikaya, denetim sürecinin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’yla (BTK) yürütüleceğini kaydetti.
‘Bize başvuracaklar, lisans vereceğiz’
RTÜK başkanı, bazı ülkelerde, BTK ile RTÜK’ün muadili kurumların, aynı çatı altında olabildiğini öne sürdü: “Denetim süreci BTK ile birlikte yürütülecek. Süreç şu şekilde işleyecek, 6 aylık bir geçiş süreci olacak yani hemen başlamıyoruz. İnternet ortamındaki radyo ve televizyon yayınlarının önce lisanslanması olacak. Bize başvuracaklar, lisans vereceğiz. Burada mevcut mecralarda yayın yapan radyo ve televizyonların internetteki yayınları için yapacağı lisans başvurularında ekstra bir ücret alınmayacak. Diğerlerinde ise (sadece internet üzerinden yayıncılık yapanlar) ücret çok yüksek olmayacak.”
‘Yayınları kapatacağız’ gibi bir şey yok’
Yerlikaya, yasanın ‘sansür’ getirdiği eleştirilerini reddetti: “Sansür gelecek, internet bitecek, böyle bir şey yok. Radyo ve televizyonlar bitti mi, şu anda Türkiye’de 1700 tane radyo ve televizyon var. Her geçen gün uydudan yeni televizyonlar da çıktığı için devamlı artıyor. Biz bunları kapattık mı, hayır.”
RTÜK’ün kapatma yetkisini, ‘sadece vatandaşları dolandıran, sağlığa zararlı ürünler pazarlayan ve sohbet hatları üzerinden faaliyet yürüten kanallar’ için kullandığını söyleyen Yerlikaya şöyle devam etti: “Bu tip kanallar için kapatma işlemini de yayınlardan sonra yaptık. Yani yayın öncesinde bir işlem yapmıyoruz. Sansür, önceden yapılan bir müdahale işlemidir. Dolayısıyla biz yanlış işler varsa onlara müdahale ettik. İnternet ortamında da ‘Yayınları kapatacağız’ gibi bir şey yok. Nasıl ki şu anda meşru, vatandaşı dolandırmayan, sahte iş yapmayan televizyonlar yayınlarını yapıyorsa, internet ortamındaki yayınlar da o şekilde olacak.”
‘Uzun uzun bipler koyuyor’
Yasanın ‘çok yerinde’ olduğunu savunan RTÜK başkanı, senaryolarda yer alan küfürlerin ‘yayıncılık anlayışı’na sığmayacağını belirtti: “Senaryoya küfrü yazıyor, televizyonda RTÜK’ten çekindiği için uzun uzun bipler koyuyor, internet ortamında da bunları olduğu gibi yayınlıyor. Çoluk çocuğumuz cep telefonlarından bu küfürleri izliyor ve hele hele genç yaştaki çocuklarımız için bunlar çok kötü rol modeller olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü onları yapanların bir kısmı da o dizinin kahramanları. Dolayısıyla toplumsal sorumluluk isteyen bir şey yayıncılık, rastgele yapılacak bir şey değil.”
‘Netflix bizden lisans alacak’
Netflix’in yurt dışında ilgili ülkenin denetiminde olduğunu ve Hollanda’dan aldığı lisansla yayın yaptığını belirten RTÜK başkanı, “Dolayısıyla bizden de lisans alacak. Bu ilk defa bizim uyguladığımız bir şey değil. Bu kadar eleştirilecek bir nokta da değil ama çok değişik mecralara çekiliyor. Düzenleme de yanlış bir şey değil” dedi.
‘Bunu diyenin bilgisi yok’
Yerlikaya, sözlerini şöyle bitirdi: “RTÜK, bütün dünyada demokratik ülkelerde var olan bir kuruluştur. Bazı insanlar, ‘RTÜK, 12 Eylül kurumudur, askeri darbenin ürünüdür’ gibi şeyler söylüyor. Hayır, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, 90’lı yıllarda kurulmuştur ve Avrupa’da da vardır. Sadece kamu yayıncılığı olan yerlerde Radyo Televizyon Üst Kurulları yoktur. Yani Radyo Televizyon Üst Kurulunun bizatihi varlığı bile, o ülkenin demokratik bir yapıda olduğu anlamına gelir. Çünkü bu, orada özel radyo televizyonlar var demektir. Özel radyo televizyonlar yoksa bir ülkede RTÜK de yoktur. Asya, Afrika gibi ülkelerde bunun örneklerini görebilirsiniz. Dolayısıyla RTÜK’e sansürcü, antidemokratik kurum demek çok yanlış ve bence bunu diyenin bu alanda hiçbir bilgisi de yok demektir.”