CHP Genel Başkanı Özgür Özel, uğradığı saldırıyı anımsatarak “Asla teslim olmayacağımızı görünce bize bir mektup yazdılar, mektubu da eli kanlı bir evlat katiliyle yolladılar” dedi.

Özel, Beyazıt Meydanı’nda ‘Millet iradesine sahip çıkıyor’ mitinginde konuştu.
ANKA‘nın aktardığına göre Özel mitingde özetle şunları söyledi:

‘Diplomayı geri almaya geldik’
* Bu meydan İstanbul işgal edildiğinde 1453’te kurulmuş İstanbul Üniversitesi, Darülfünun öğrencileri işgale karşı ilk mücadeleyi başlatanlar İstanbul’un işgaline ilk direnenler, ilk kıvılcımı yakanlar.
* İşte o gün bu meydanda olanlar oldu. Öğrenciler, İstanbul Üniversitesi önündeki barikatları yıkarak Saraçhane’ye geldi, Saraçhane’yi kurtardı. Kim kötülüklere yanlışlara, kim hatalara alet ederse etsin, hangi beceriksiz eller bu kadim kurumun geleneğini kirletmeye çalışırırsa çalışsın, İstanbul Üniversitesi başkadır.
* Buraya bu kapının önüne bütün Türkiye’den diploma almaya geliyorlar. Biz de bugün buraya alın teriyle alınmış, haksızlıkla saldırılmış bir diplomayı geri almaya geldik. (Cumhurbaşkanı Tayyip) Erdoğan, ‘Ne oluyor o meydanda’ diye merak ediyorsan diplomayı veren İşletme bölümü iptal etmedi de üniversite yönetim kuruluna haksızca diplomayı iptal ettirdin ya, sonrasında o iptali 45 gündür bize tebliğ etmeyip güya süreleri geçirmeye çalıştın ya, sonra dün o diplomanın iptaline karşı dava açınca ekrana bakılıp sorgulanınca görülen diplomayı sistemden kaldırttın ya, ‘Ne oluyor diyorsan Beyazıt’ta’ 200 bin genç toplanmış onlar da senin diplomanı sorguluyorlar. Diplomasız Erdoğan. Sayın Erdoğan diploma öyle sorgulanmaz böyle sorgulanır.
‘Bize bir mektup yazdılar’
* Büyük bir mücadelenin içindeyiz. Birileri bizim sokakta olmamızı şeytanlaştırarak “Sokağa mı çağırıyorsun” dedi. Susalım, pısalım, oturalım ondan korkalım diye. Dedim ki sen bunu yapıyorsan bize, bir diploma iptaliyle bu ülkede devletin verdiği her kağıdı değersizleştiriyorsan, ben de sokağa çağırıyorum herkesi.
* Eğer o gün akşam üniversiteler sel olup gelmeyeydi, gençlerden cesaret alıp o meydan dolmayaydı, 100 bin, 200 bin, 550 bin, 1 milyon 200 bin olup eğer İstanbul’un geleceğine Türkiye’nin geleceğine el uzatmasaydınız, umut olmasaydınız, kayyımı defetmeseydiniz, geleceğinize sahip çıkmasaydınız şimdi umut yoktu, moraller bozuktu.
* Bu mücadeleden korkanlar ürkenler, muhalefet evine dönsün isteyenler, muhalefet evde otursun isteyenler asla ve asla teslim olmayacağımızı görünce bize bir mektup yazdılar. Mektubu da eli kanlı bir evlat katiliyle yolladılar. “Bak kafamızı bozarsanız direnmeye devam ederseniz bak ne yapıyorum sana bir katili yanına yolluyorum. Onun şimdiki çıplak ellerini senin gözüne kadar getiriyorum. Bu diyor evladına acımamış sana mı acıyacak. Bu bir çocuğunu değil ikisini öldürmüş, iki kere düşün aklını başına topla” diyor. Diyor ki “Bundan sonra planımızı uygulayacağız Türkiye’nin geleceğine biz karar vereceğiz, siz boyun eğeceksiniz.” İşte o mektuba bir cevap vermek icap ediyordu, mektubu aldım okudum, anladım ve yazanlara cevabım, Beyazıt Meydanı’dır, Beyazıt Meydanı.
‘Diplomayı geri alana kadar sokaktayım’
* Ekrem başkanı (tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu) alıp gelene kadar İstanbul Üniversitesi’nden verilmiş helal diplomayı geri alana kadar ve hak ettiğimiz seçim sandığını getirip iktidarı değiştirene kadar o mektupta ben yokum, ben meydandayım, sokaktayım, mücadelenin içindeyim.