Özetle Körfez ülkelerine parça parça satılan assetler, yok pahasına elden çıkarılan limanlar, halka yüklenen vergiler, ağır zamlar ama buna karşılık damlalıkla verilen ücretler sermayenin paşa gönlü incinmesin diye.
Önceki Bakan Nebati’nin Türk tipi ekonomik kalkınma diye tanımlamış olduğu, gerçekte zengini daha zenginleştiren program döneminde bütün ücretlerin asgari ücret düzeyine çekilmesinin yolu açılmıştı. Kur korumalı mevduat adı verilen, gecekondu faiz sistemi ekonomi ve finans çetelerini gerçekten kalkındırırken emekçi sınıfları çökertti. Avronun 30 TL’yi aştığı bugün Batı’nın ve körfez sermayesinin iştahını kabartacak ucuz emek coğrafyasının ateşi de bir kez daha harlanıyor. Son torba yasa ve körfez sermayesini tavaf bundan başka bir anlam taşımıyor.
Seçime kadar oyalanarak beklentiye sokulan, hareketsizleştirilen ve artık kendi göbeğini kendi kesmekten başka şansı kalmayan emekçilerin iş bıraktığı, kamyoncuların kontak kapattığı haberleri bu karamsarlığın uzun sürmeyeceğinin; 2021 ve 2022’deki, işçi sınıfının domino etkisi gösteren eylemlerinin kaldığı yerden devam etme potansiyeli taşıdığı görülüyor. Şimdiden başladı hareket.
Çünkü o iş bitmedi, bitmez de. Bu yollarda kim kiminle birlikte ıslandıysa onunla kol kola girecek.