EMRE ZOR
@zor_emre01
İran’da dün eski sağlık bakanı Mesud Pezeşkiyan yüzde 53,7 oyla cumhurbaşkanı seçildi. Aşırı muhafazakar rakibi Said Celili ise yüzde 44.4’te takıldı.
Daha çok uluslararası imaj aracı olan seçimlerde, halkın yarısı oy vermedi. Seçimlerin 28 Haziran’daki ilk turundaysa 1979 İran İslam Devrimi’nden beri en düşük katılım gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı adaylarını belirleyen dini lider ‘ayetullah’ önderliğindeki mollalar onlarca ismin adaylığını engelleyince, geriye ‘reformcu’ Pezeşkiyan, ‘muhafazakar’ Celili ve dört aday daha kalmıştı.
Pezeşkiyan, 2013 ve 2021’deki başarısız seçim yarışlarının ardından bu sene 16 milyonu aşkın oyla cumhurbaşkanı seçildi, İran dini lideri Ali Hamaney’in altına yerleşti.

Pezeşkiyan, İranlı Türk bir ailenin çocuğu. Soyadı Farsça’da ‘doktorlar’ demek. Hakikaten de tıp fakültesi mezunu Pezeşkiyan, beş yıl Tebriz Tıp Bilimleri Üniversitesi’nin rektörlüğünü yaptı.
Ama 1993’te eşini ve bir çocuğunu trafik kazasında kaybedince kalan iki çocuğunu tek başına büyüttü ve siyasete atılmaya karar verdi.
Umutsuz vaatler
Bu yılki iki başkanlık münazarasında da kendini ‘‘Tüm İranlıların adayı’’ diye tanıttı: ‘‘Dua etmeyenlerin bile.’’
69 yaşındaki Pezeşkiyan’ın, seçim sloganı olan ‘İran İçin’ vaatleri büyük.
Protestoları polis copundan kurtarmak ve ‘‘Sessizlerin sesi’’ olmak istiyor. Ülkede daha makul politikalar uygulayarak Batı’yla teması artırmayı hedefliyor. Destekçileriyse onu hapishanedeki siyasi mahkumları serbest bırakmaya çağırıyor.
Ama mayın tarlasında yürümek kolay değil. Teokratik, ‘özgür olmayan’ bir ülkede ‘ayetullah’ın sınırlarına teğet geçmek bile dikenli.
Hamaney’e ve İran teokrasisine sadakatini yineleyen Pezeşkiyan, engellendiğini hissederse istifa edeceğini söylemekten de geri durmuyor.
‘Ayetullah’ın baskıları dahil, yükü ağır bir ülkenin başına geçecek Pezeşkiyan.
Artan uluslararası izolasyon, iç huzursuzluk, enflasyon sarmalı, baş düşmanı İsrail’le doğrudan çatışma riski…
Reisi sonrası
İbrahim Reisi, helikopter kazasında ölünce cumhurbaşkanlığı koltuğu boşalmıştı. Kadınların kıyafetlerini kısıtlayan yasayı sıkılaştıran ve sivil topluma alerjisiyle bilinen Reisi, tamamıyla Hamaney’in himayesindeydi.
‘Reformcu’ diye anılan Pezeşkiyan’ın ise Reisi’nin kemiklerini sızlatacak vaatleri, duruşu var. Çünkü protesto ve kadın özgürlükleri konusunda nispeten hassas.
Daha 2009’da demokrasi yanlısı protestoların bastırılmasına karşı durmuştu.
Asıl cesaretiyse 2022’de gösterdi…
22 yaşındaki Mahsa Amini, kadın kıyafetleriyle ilgili bir yasayı ihlal etti diye Tahran’da ahlak polisleri tarafından tutuklanmış, gözaltındayken öldürülmüştü. Emini’nin ölümünün ardından başkent Tahran dahil ülke çapında eylemler başlamıştı. Birleşmiş Milletler’e göre yetkililer protestoları bastırırken yüzlerce kişiyi öldürmüş, binlercesini tutuklamıştı.
Pezeşkiyan ise Amini’nin ölümüne ilişkin yetkililerden açıklama talep etmişti. Hatta seçimlerin ilk turunda oy kullandıktan sonra, ”Başörtüsü yasağına saygı göstereceğiz ama kadınlara yönelik insanlık dışı davranışlar olmamalı” dedi. İran’daki IRINN TV’ye söyleşisindeyse ”Hatamız bu. Güç kullanarak dini inancı yaşatıyoruz. Bilimsel olarak imkansız” demişti.
Kısıtlı yetki
Ama mayın tarlasında yürümek kolay değil.
Protestolarla ilgili suçlamalardan hapsedilen öğrenciler için ”Siyasi mahkumlar yetki alanımda değil” diyerek paçayı kurtarıyor Pezeşkiyan.
Haksız da değil… İran İslam Cumhuriyeti’nde cumhurbaşkanın ve hükümetin belli yetkileri bulunsa da asıl güç ‘ayetullah’da, yani dini liderde.
Birçok İranlı, siyasi çoğulculuğa aç ve ülkelerinin uluslararası izolasyonunun bitmesini istiyor. Ama Pezeşkiyan’ın taze, büyük vaatlerinin başına egemen teokrasinin çekici inecek, farkındalar.
Nitekim ABC habere konuşan Pezeşkiyan seçmeni Fatemeh Babaei, şöyle diyor: ”Ondan hiçbir şey beklemiyorum, oyumun radikal görüşlüleri frenlemesinden memnunum. Umarım Pezeşkiyan bize yarının varlığını hissettirebilir.”