Sosyal medya fenomeni Merve Taşkın, ‘müstehcen’ fotoğraflar paylaştığı iddiasıyla yargılanmasına ilişkin verdiği röportajda, kendisini hedefe koyan kitleyi ‘hayatını yaşayamayan öfkeli gençlik’ olarak tanımlıyor.
25 yaşındaki Taşkın, Instagram hesabı üzerinden ‘Müstehcen yayınların yayınlanmasına aracılık etmek’ suçundan, 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasında beraat etmişti.
Son günlerde hem yargı süreci hem de yargıya karşı gösterdiği tavırla gündemde kalan Taşkın, hikayesini 140journos ekibinin ‘Türk İfşa’ başlıklı belgeselinde anlattı.
Taşkın’ın çocukluğuna ve bu noktaya gelişine ışık tutan belgesel, kısa sürede sosyal medyada tartışma konusu oldu. Bir kesim Taşkın’ı destekleyici yorumlar yaparken, bir kesim belgesele ve Taşkın’ın fikirlerine karşı çıktı.
Sevgiyi ve şefkati dışarda aradım
Taşkın’ın belgeselde anlattığı hikayesinin bir kısmını derledik.
Yalnız, özgüvensiz ve değersiz hissettiği bir çocukluk geçirdiğini aktaran Taşkın, babasını iki yaşında kaybettiğini ve üvey baba ile büyüdüğünü anlatıyor. ‘Ailemden daha çok sevgi alabilmeyi isterdim’ diyen Taşkın sevgiyi ve şefkati dışarda aramayı başladığını söylüyor:
*Pek aile atmosferinde büyümedim. Babam zaten ben iki yaşındayken öldürülmüş. Annem daha sonra bir adamla ‘imam nikahı’ ile evleniyor. Çünkü adam zaten evli ve çocukları var. Haftada bir gün bizimle kalıyordu.
*Birçok şey yasaktı, özgür bir insan değildim. Üvey babam tarafından kısıtlanıyordum, bir çok şeye izin vermiyordu. Akşam dışarı çıkamazsın, sosyal medya yasaktı, her yaz kuran kursuna gitme zorunluluğum vardı. Ama ben özgürlüğüme düşkün bir insan olduğum için sonu ne olursa olsun direnirdim ve kuralları yıkardım.
*Bana ahlak bekçiliği yapan üvey babamın kendisi en büyük ahlaksız aslında. Çünkü evliyken ve bir ailesi varken annemle imam nikahı kıyıyor ve kardeşim oluyor. Yani bu da o zaman ahlaksızlık. Ki insanların yüzde 90’ı maalesef böyle. Herkes bir ahlak bekçiliği yapıyor ama kendi hayatlarına dönüp baksalar zaten çok büyük ahlaksız olduklarını görürler.
Hayatını yaşayamayan öfkeli gençlik
Dava sürecine ilişkin de konuşan Taşkın, kendisini hedef gösteren ve şikayet eden kesimi de anladığını onlarla empati yapabildiğini söylüyor:
*Çok mutsuz, öfkeliler. Gençlikleri heba olmuş bir nesil var. Sonuçta her geçen gün yaşlanıyorlar ve gençliklerini yaşayamıyorlar. Aslında şu an bir çok gencin geziyor olması, eğlenerek öğrenmesi lazım hayatı ama çalışmak zorundalar ve evden işe, işten eve… Böyle hayat mı olur? Oluyor ama olduğu için de çok öfkeliler.