15 Temmuz darbe girişimi gecesi Marmaris’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otele düzenlenen saldırıda yer alan üstçavuş Yakup Özcan’ın ifadesi ortaya çıktı.
Habertürk’ten Fevzi Çakır’ın ulaştığı ifadede Özcan, yaptığının suç olduğunu bildiğini, ancak Gülen Cemaati’yle ilişkisi bulunmadığını söyledi.
Darbe girişimi gecesi Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele saldırı düzenledikten sonra kaçan 37 askerden 36’sı yakalanmıştı. Cemaat’in ‘Çiğli İmamı’ olduğu öne sürülen astsubay Zekeriya Kuzu’nun da aralarında bulunduğu 36 asker tutuklanmıştı. Firari tek kişi yüzbaşı Burkay Karatepe’nin yakalanması için 81 ilin emniyet müdürlüklerine yazı gönderilmişti.

Marmaris’te yakalanan bir asker (Fotoğraf: Reuters)
‘Birkaç gün önce vatan ve millet şiirleri paylaşmaya başladı’
Habertürk’ün haberine göre Özcan ifadesine şöyle başladı: “11 Temmuz’da astsubay Ömer Faruk Göçmen beni aradı. (Gölcük’teki) Eğitim bittikten sonra Ankara’ya dönmeden İzmir’e gelmemi söyledi. Durum şüpheliydi ama gitmek zorundaydım. İki arkadaşımla 13 Temmuz sabahı üsse gittik. 14 Temmuz’da binbaşı Taner Berber, üstçavuş Göçmen ve başçavuş Zekeriya Kuzu beni çağırdı. Telefonumu açık tutmamı ve olanlardan kimseye bahsetmememi söylediler. Göçmen, 1.5 ay önce ‘Yavru Baykuşlar’ adlı WhatsApp grubu kurdu. Normal muhabbetler yaparken, olaydan birkaç gün önce, vatan ve millet şiirleri paylaşmaya başladı.”
‘Hangi göreve gideceğimizi bilmiyorduk’
Darbe girişiminin yaşandığı gün Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’na gittiğini aktaran Özcan, merak içinde beklerken Berber’in kendilerine eve gidebileceklerini söylediğini ve “Gruptan mesaj gelecek, tekrar geleceksiniz” dediğini kaydetti.
Bir süre sonra birliğe döndüklerini belirten Özcan şöyle devam etti: “Açıklama beklerken, bizi mühimmat deposuna götürdüler. Balistik kask, hücum yeleği, çantalar hazırlanıyordu. Silahlarımızda gece görüşü ve optik nişangâh olmasını istediler. Bu şekilde hazır olan silahları ve ekstra mühimmatı aldık. Daha sonra Taner binbaşı, Hasan üsteğmen ve Zekeriya başçavuş geldi ve 14 Özel Kuvvetler personelinin de geleceğini söylediler. Özel Kuvvetler’i muhtemelen helikopterle tuğgeneral Gökhan Sönmezateş getirdi. Yanında ikisi SAT komandosu 14 personel vardı. Malzemeleri verdik. Saat 21.00-22.00 civarıydı, biz hangi göreve gideceğimizi bilmiyorduk.”
Telefonları toplayan Berber’in kendilerine ‘görevin çok riskli olduğunu, gerekirse ölebileceklerini ve birkaç kişiyi canlı getireceğimizi’ söylediğini aktaran Özcan, aralarında PKK operasyonuna gidecekleri yönünde bir değerlendirme yaptıklarını ifade etti.
‘Görevimiz Erdoğan’ı canlı olarak Ankara’ya götürmek’
Astsubay şöyle devam etti: “Tuğgeneral Sönmezateş geldi. Özel Kuvvetler’deki fotoğraflarda oteller görünüyordu. Sönmezateş, ‘TSK yönetime el koydu. Genelkurmaydan gelecek emirler konusunda görev alacağız. Görevimiz cumhurbaşkanımızı, canlı olarak alıp Ankara’ya götürmek. Ateş gelmedikçe ateş etmeyin. Direnen olursa öldürün’ dedi. Konuşmayı 27 kişiye yaptı, uçuş ekibi orada yoktu. Daha sonra operasyona dair sunum yapıldı. Ardından Sönmezateş, ‘Alacağımız kişinin yeri değişti’ dedi. Bir saat bekledik, sonra helikopterlere bindik. 02.30 civarında olay yerine indik.”
Otelin bahçesinde beklerken helikopterin ateş açmaya başladığını ve üç sivili yere yatıran Berber”in “Cumhurbaşkanı nerede?” diye sorduğunu anlatan Özcan, “Biri İstanbul’a gittiğini söyledi. Otelden çıkarken, polis durmamızı söyleyerek havaya iki el ateş etti. Siper alıp ateş ettik. Diğer otele girdik. Polis ateş etmeye başladı. Binbaşı helikopteri bize yönlendirdi. Ancak yere beş 5 metre kala aniden havalanıp uzaklaştı. Ormanlık arazide yürümeye başladık. Ağırlık yapan bomba atar mühimmatı, yelek ve kaskları bıraktık” dedi.
‘Ülkenin kaderi ellerinizde’
Başarıya ulaşmayan operasyonun ardından yiyecek ve su aramak için dağıldıklarını ve kendisiyle birlikte bir kişinin arkadaşlarını beklerken yakalandıklarını aktaran Özcan sözlerini şöyle bitirdi: “FETÖ üyesi değilim. Bu eylemin suç olduğunu biliyordum. Generalin, darbe olduğunu, ülkenin kaderinin ellerimizde olduğunu, asayişi düzeltmemiz gerektiğini bildirmesi üzerine iştirak ettim. Bu görevi kabul etmeyen kimse olmadı.”
Baskını yönettiği öne sürülen tümgeneral Sönmezateş’in DHA tarafından paylaşılan ifadesinde “Darbeciyim, isterlerse idam etsinler ama FETÖ’cü değilim” dediği belirtimişti.