Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu’nun darbe girişiminde ‘müşteki’ olarak verdiği ifade Anadolu Ajansı tarafından paylaşıldı.
Bostanoğlu ifadesinde, darbeci askerleri etkisiz hâle getirmek için telefonla dokuz saat boyunca süreci yönettiğini anlattı.

Fotoğraf: dzkk.tsk.tr
Bostanoğlu, darbe girişimi gecesi saat 01.24’te CNN Türk’e “Komuta kademesi olarak bu girişimi kesinlikle kabul etmiyoruz” demişti.
’15 Temmuz sabahı İstanbul’a hareket ettim’
Darbe girişiminin yaşandığı gün Heybeliada’da Deniz Lisesi mezuniyet törenine, ertesi gün saat Tuzla’da Sancaktar Amfibi Gemisi’nin denize indiriliş törenine katılacağını aktaran Bostanoğlu, bu törenlere katılmak için 15 Temmuz sabahı saat 09.30’da askeri uçakla İstanbul’a hareket ettiğini belirtti.
Törenlerin ardından saat 18.15 civarında Ataköy Marina’ya vardıklarını, daha sonra beraberinde eşi, emir subayı binbaşı Özkan Gülömür ve araç sürücüsü uzman çavuş Nurhan Öztürk’le annesinin Ataköy’deki evine geçtiğini aktaran Bostanoğlu, saat 19.30 sıralarında bir düğün için Çınar Otel’e gittiğini, burada araç sürücüsünü ve emir subayını gönderdiğini belirtti.
‘Botla denizden gitmekten vazgeçtim’
Bu andan sonra düğün sahipleriyle beraber olduğunu kaydeden Bostanoğlu şöyle devam etti: “TSK’nın bazı birliklerinde olağandışı bir hareketlilik olduğundan, saat 22.23’te gelen telefonla ilk defa haberdar oldum. Telefonla görüştüğüm Ankara’da bulunan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkan Vekili Tümamiral Macit Arslan (Personel Başkanı) ‘karargahta olağandışı hareketlenmeler olduğunu, gelişmeler hakkında bilgi vereceğini’ söyledi. Daha sonra emir subayım binbaşı Gülömür’ü cep telefonundan arayıp, ‘Ankara’da bir şeyler oluyor. Haberin var mı?’ diye sordum. Cevaben ‘Ben de bir şeyler duydum’ dedi. Derhal otele gelmesi talimatını verdim. Ayrıca sahil güvenlik botunu aramasını ve Ataköy Marina’ya intikal etmesini söyledim.”
Bostanoğlu, bu konuşmadan yaklaşık 10 dakika sonra emir subayının otele geldiğini ve bu görüşmenin ardından güvenli bir bölgeye geçmek için oteli eşi, oğlu ve geliniyle birlikte saat 22.35 sıralarında terk ettiğini belitti.
Oramiral şöyle devam etti: “Ayrılmadan bir dakika önce İzmir Özdere’de bulunan kurmay başkanım koramiral Serdar Dülger, Ankara’da olağandışı gelişmeler olduğunu, oturduğu lojmanda ikamet eden Genelkurmay Lojistik Başkanı Hava Korgeneral Fikret Erbilgin’in derdest edilerek götürüldüğünü eşinden öğrendiğini söyledi. Önce Sahil Güvenlik Komutanlığı’na ait botla Ataköy Marina’dan Fenerbahçe Orduevi’ne intikal etmeyi planlıyordum. Ancak emir subayımın, ulaşımı koordine etmek maksadıyla, TCSG-19 bot komutanıyla yaptığı telefon görüşmesinde, bot komutanının ‘Bir misafirin emrine girdim’ diye söylemesi, ‘Neredesin?’ diye sorulduğunda ‘Kalamış Marina’dan çıkış yaptığını’ ifade etmesi ve ayrıca özel sekreter İstihbarat Kurmay Albay Mahmut Arduç’un ‘Komutanın emniyetini sağlamak üzere, TCSG-19 botuyla geliyorum’ telefon görüşmesini bana aktarması üzerine, şüphe uyandıran bir durum sezdik. Bunun üzerine risk almamak için sahil güvenlik botuyla denizden intikal düşüncesinden vazgeçtim.”
‘İSPARK otoparkında bir saat bekledim’
Bostanoğlu, görüşmeler sonucunda, tuğamiraller İrfan Arabacı, Murat Şirzai, Muhittin Elgin, İhsan Bakar ve Hasan Kulaç’ın, Deniz Kuvvetleri Karargahı’nı ve harekât merkezini, darbe teşebbüsü kapsamında kontrol altına aldığını öğrendiğini kaydetti.
Foça’daki özel eğitim merkezinde tatilde olan emekli koramiral Atilla Kezek’in saat 22.55’te arayarak, kampta bulunan tümamiraller Aydın Şirin ve Hasan Nihat Doğan’ın, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız ve personelince derdest edilerek, Foça dışına götürüldüğünü söylediğini vurgulayan Bostanoğlu, “Bu andan itibaren amacım, Deniz Kuvvetleri’nin İstanbul’da konuşlu bir birliğine intikal etmek, iletişim imkanının daha güvenli olduğu, güvenli bir ortamda, Deniz Kuvvetleri’ne bağlı birliklerdeki duruma ilişkin bilgi temin ederek, emir komuta hiyerarşisi dışındaki illegal girişimleri kontrol altına almaktı” dedi.
Bostanoğlu, bu amaçla Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Hasan Uşaklıoğlu, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Şükrü Korlu, Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanı Koramiral Adnan Özbal, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı Vekili Tümamiral Macit Arslan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Komutan Vekili Deniz Yarbay Aşkın Öge’yle görüşmeler yaptığını belirtti.
Bu sırada araç radyosundan ve cep telefonundan olanları anlamaya çalıştıklarına aktaran Bostanoğlu, yaklaşık bir saat, Atatürk Havalimanı yakınındaki İSPARK otoparkında beklediklerini anlattı.
‘Tereddütlerim nedeniyle birliğe gitmedim’
Oramiral Bostanoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle bu bölgede araç yoğunluğu olduğu için yerimizi tespit etmesinler diye otoparkta kaldık. Ancak daha sonra diğer araçların otoparktan ayrılması üzerine Yeşilyurt/Yeşilköy bölgesindeki sokaklarda kendimizi takipten kurtarmaya çalıştık. Aracın radyosundan darbe girişimine ilişkin haberlerin öğrenilmesi, ayrıca gelen telefon raporları ve medya yayınlarıyla darbenin netleşmeye başlaması üzerine, uzun mesafeli araç intikalinin riskli olacağını değerlendirdim. Bu sırada İstanbul bölgesindeki Deniz Kuvvetleri bağlısı birliklerin komutanı koramiral Korlu ile görüştüm. Beni, güvenliğim için birliğine davet etti. Korlu’ya itimat etmeme rağmen, bende birliğin güvenliğine ilişkin tereddütler olduğundan ve Yeşilköy’den Kasımpaşa’ya intikal esnasında darbeciler tarafından alıkonabileceğim ihtimalini dikkate alarak bu hareket tarzından vazgeçtim.”
‘Poyrazköy bölgesi güvenli değil’
Oramiral, saat 01.00’de Poyrazköy’de konuşlu SAT Komutanı Deniz Albay Turan Ecevit’in kendisini arayarak, ’emniyetini sağlamak üzere bölgeye bot intikal ettirebileceğini, bu maksatla güvendiği iki personeli göndereceğini söylediğini’ aktardı.
Kendisinin de Yeşilköy’de uygun iskeleye bot göndermesini istediğini anlatan Bostanoğlu, ancak bir süre sonra Ecevit’in ‘kendi birliğinde de bazı darbeci personelin olduğunu, bazı mühimmat ve silahın birlik dışına çıkarıldığını ve Poyrazköy bölgesinin emniyetli olmadığını söylediğini’ kaydetti.
Ecevit’in, kendisini başka askeri birliğe veya emniyetli sivil bölgeye denizden intikal ettirebileceğini bildirdiğini ifade eden Bostanoğlu, yaklaşık iki saat sonra iki personeli bulunan atak botunun Yeşilköy’de iskeleye geldiğini, ancak bunu da emniyetli görmediğinden, iskeleye gece süresince intikal etmediğini söyledi.
‘Telefonumu iki saat boyunca kapattım’
Bostanoğlu, gece boyunca Yeşilköy bölgesinde araç içinde kalıp sık sık yer değiştirerek kendisinin ve ailesinin güvenliğini sağlamanın ve mobil telefon aracılığıyla kriz yönetiminin uygun olacağına karar verdiğini ifade etti.
Yer değiştirme sürecinde kendisine ve ailesine ulaşılmasına engel olmak, rehin alınmamak ve darbecilerin mevkilerini belirlemesini engellemek amacıyla cep telefonunu saat 23.11-01.11 arasında kapattığını kaydeden Bostanoğlu, “Bu tedbir tamamen mevki tespitini önlemek ve kişisel güvenliğimizi tesis etmek için uygulanmıştır. Bununla birlikte üst düzey yetkili merciler tarafından bilinen, emir subayımın cep telefonu sürekli açık tutuldu. Bu telefon üzerinden iletişim sağlamaya devam ettik. Ast birliklerden raporlar aldık ve gerekli görüşmeleri yaptık” diye konuştu.
‘Amiralı derhal serbest bırakın’
Tümamiral Arslan ve yarbay Öge’den Ankara, koramiral Korlu, koramiral Özbal ve albay Ecevit’ten İstanbul bölgesi, Koramiral Uşaklıoğlu’ndan İzmir bölgesi, Oramiral Kösele’den ise Gölcük bölgesi ve gemilerin durumuyla ilgili görüşmeler yaptığını aktaran Bostanoğlu, “Görüşmeler sırasında seyre kaldırılan gemilerin üslerine dönmesi ve darbecilerden kurtarılması talimatı verilmiştir. Ayrıca kurmay albay Bülent Olcay ve deniz albay Oğuz Kaan Yavuz ile sahil güvenlik komutanlığının emir dışında giden gemilerin geri dönmesi ve komutanlığın emniyete alınması, yani darbecilerden kurtarılması talimatı verilmiştir” dedi.
Oramiral, Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel’in darbeciler tarafından Maltepe Askeri Cezaevi’nde enterne edildiğini öğrendikten sonra doğrudan kendisiyle temas kurduğunu da aktardı. Özel ile konuşmasını, Maltepe Askeri Cezaevi komutan vekili yarbayın sağladığını anlatan Bostanoğlu, yarbaya, ‘yaptığı işin kanunsuz olduğunu ve amirali derhal serbest bırakmasını söylediğini’ belirtti.
‘Bakan Işık’la görüştüm’
Yarbayın ise, ‘Birinci Ordu’dan emir aldığını’ ifade ettiğini aktaran Bostanoğlu, “Bir süre sonra tümamiral Özel’in, taksiyle cezaevinden ayrıldığını öğrendim. Emniyetli olması nedeniyle Deniz Harp Okulu yerine, İstanbul tersanesine gitmesini söyledim” dedi.
Genelkurmay başkanı ve diğer kuvvet komutanlarından haber alınamaması üzerine saat 01.17’de Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile telefon irtibat sağladığını belirten Bostanoğlu şöyle devam etti: “Sayın bakana, ‘Komuta kademesi olarak darbe girişimine karşı olduğumuzu, bu girişimin FETÖ cuntası tarafından yapıldığını değerlendirdiğimi ve güvenli bir bölgede bulunduğumu’ ifade ettim. Sayın bakanla müteaddit defalar telefonla görüşerek sürekli irtibatta kaldık. Gelişmelere yönelik olarak kendisine bilgi sundum.”
‘Açıklamam TSK personelini rahatlatan bir referans oldu’
Deniz Kuvvetleri’nin basın faaliyetlerinden tanıdığı CNN Türk muhabiri Kenan Şener’le saat 01.24’te irtibat kurduğunu ve “Komuta kademesi olarak bu girişimi kesinlikle kabul etmiyoruz” ifadesinin CNN Türk ve diğer medya organlarında yayınlandığını aktaran Bostanoğlu, “Olay gecesi tek kuvvet komutanı açıklaması olarak bu ifadelerimin darbe endişesi yaşayan kamuoyunu ve darbe karşıtı TSK personelini ferahlatan önemli bir referans teşkil ettiğini düşünüyorum. Bu açıklamadan sonra 02.30’da Genelkurmay İstihbarat Başkanı Mustafa Özsoy (tutuklu), emir subayımı arayarak nerede olduğumu öğrenmeye çalıştı. Kendisine herhangi bir cevap vermedik” dedi.
140 telefon görüşmesi
Bostanoğlu, darbe girişimi gecesi kendi telefonundan 80 dakika süren 62, emir subayının telefonundan 77 dakika süren 78 telefon görüşmesi yaptığını daha sonra öğrendiğini belirterek, “Toplamda 9 saat süreyle mobil halde ya da belirli yerlerde duraklayarak aracımızda bekamızı sağladık. Darbecileri etkisiz hâle getirmek için telefon iletişimiyle süreci yönettim” diye konuştu.
Bostanoğlu sözlerini şöyle bitirdi: “Karanlık olayların yaşandığı bu süreçte darbeciler tarafından ulaşılamamış ve rehin alınamamış olmam sayesinde, Deniz Kuvvetleri bağlısı birliklerle iletişim kurabildiğimizi, CNN Türk’le kurduğumuz irtibatın ve yaptığımız açıklamanın tüm Türkiye’de kamuoyunu rahatlatan bir beyanat olduğunu ve Deniz Kuvvetleri çapında krizi mümkün olan en uygun şekilde yönetebildiğimizi değerlendiriyorum.”