Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara ve Ege’de yeniden kısa sürede yayılan müsilaj için “Önlem alma zamanı gelmedi mi?” diye sordu.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’nde öğretim üyesi Sarı’nın açıklaması şöyle:
* 23 Ekim 2024’te Erdek Körfezi’nde yeniden ortaya çıkan müsilaj 6 Kasım’da Marmara Adaları çevresiyle Tekirdağ kıyılarına, 13 Kasım’da İstanbul Prens Adaları’na, 5 Aralık’taysa İzmit Körfezi’ne ulaşarak yaklaşık yedi hafta içinde bütün Marmara Denizi’ne yayıldı. Hatta 19 Aralık’ta Çanakkale Boğazı çıkışında Kumkale açıklarında yani Kuzey Ege kıyılarında yoğun müsilaj görüntülendi.
‘İlkbahardan yüzeye çıkma ihtimali oldukça yüksek’
* Yer yer yüzeye çıksa da mevcut şartlarda 3-25 metre derinliklerde örümcek ağı gibi denizi saran müsilajın suların ısınmasıyla birlikte ilkbahardan itibaren yüzeye çıkma ihtimali oldukça yüksek. Deniz dibine çökmeye başlayan müsilaj, pinalar, deniz çayırları, süngerler ve mercanlar gibi canlı gruplarını tehdit etmeye başladığı gibi balıkçıların attıkları ağı çekemez hale gelmesine neden olmaya başlamıştır.
‘Denizin kirlilik yükü azaltılmadığı sürece müsilaj oluşumu da devam edecek’
* Müsilaj kirlilik, deniz şartlarındaki durağanlık ve iklim değişikliğine bağlı su sıcaklığındaki aşırı artışın tetiklemesiyle denizin ışıklı bölgesinde fitoplankton denilen minik bitkiciklerin stres şartlarında aşırı çoğalmasıyla oluşuyor. Müsilajın oluşma şartlarına katkı sağlayan onlarca faktör ve etkiden bahsetmek mümkün. Ancak bunların içinde sadece deniz kirliliği yani denize bilinçsizce boca edilen azot ve fosfor kontrol edilebilir durumda. Yani denizin kirlilik yükü azaltılmadığı sürece müsilaja neden olan kontrol dışı faktörlerin varlığı devam ettikçe müsilaj oluşumu da devam edecektir.
‘Ergene Nehri’nin arıtılamayan suları Marmara Denizi’ne boca ediliyor’
* Marmara Denizi etrafında yerleşik yaklaşık 25 milyon nüfusun, ülkenin yarısına hizmet sunmak üzere kümelenmiş yoğun sanayinin, iki yüzden fazla akarsu tarafından taşınan yayılı kaynaklardan ulaşan kirleticilerin kıskacında. Marmara Denizi’nde üstte Karadeniz’den Akdeniz’e doğru boğazlar aracılığıyla kuzey-güney yönlü üst akıntı, alttaysa Akdeniz’den Karadeniz’e doğru güney-kuzey yönlü alt akıntı mevcuttur. Bu orijinal akıntı sistemi, ekosistem bilgisinden yoksun bazı bilimsel değerlendirmelere dayandırılarak yıllardır evsel, endüstriyel, tarımsal ve diğer atıkların derin deşarjla denize boca edilmesine neden olmuştur. Beklenti derin deşarjla derinlere boca edilen atıkların, Akdeniz kökenli akıntıyla uzaklaştırılması ve sonunda Karadeniz’in derin sularına iletilmesidir. Bu yanlış düşünce günümüzde de halen etkili olacak ki Ergene Nehri’nin arıtılamayan suları da tünellerle havza atlatılarak Marmara Denizi’ne boca edilmeye başlanmıştır.
‘Marmara’nın kirlilik yükü azaltılamadı’
* 2021’de yüksek katılımlı çalıştaylar ve bilimsel katkılarla 22 eylemden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı (MDEP) oluşturulmuş, Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu kurulmuş, Marmara Denizi özel çevre koruma bölgesi ilan edilmiş, müsilajsız Marmara’ya ulaşmak için stratejik plan hazırlanmış olsa da Marmara’nın kirlilik yükü ne yazık ki azaltılamamıştır. Örneğin 2021’de yüzde 51 oranında ileri biyolojik arıtmaya tabi tutulan evsel atıklar, 2024’te ancak yüzde 0,7 ilerlemeyle yüzde 51,7 oranında arıtılabilmektedir.
‘Artık iş uygulayıcılarda’
* Gelinen noktada Bilim Kurulu 25 Aralık 2024’te tekrar toplanmış, mevcut durum değerlendirilmiş ve alınması gereken tedbirler bilim insanları tarafından tekrar vurgulanmıştır. Yani bilim rehberliğini yapmış, söyleyeceğini söylemiştir. Artık iş uygulayıcılardadır.
‘İşbirliği yapılmadığı sürece bu felaketten kurtulma şansımız yok’
* Merkezi yönetimden yerel yönetimlere, özel sektörden sivil toplum kuruluşlarına, bireysel olarak her bir vatandaşa kadar müsilaja karşı birlikte önlem almak hepimizin sorumluluğu ve görevidir. İşbirliği yapılmadığı sürece bu felaketten kurtulma şansımız yoktur.
Altı çözüm önerisi
Sarı’nın çözüm önerileriyse şunlar:
- Marmara Denizi’nin kirlilik yükünü azaltmak için acilen sanayi kuruluşlarının atık deşarjı akarsuların debisine göre yeniden düzenlenmeli.
- Akarsuların zehir kanalına dönüşmesine neden olan sanayi atıkları denetimle engellenmeli.
- Çalışmayan atık arıtma tesisleri çalışır hale getirilmeli, denize çamur dökülmesi önlenmeli.
- Ulusal düzeyde vatandaşların denize yardım etmesini sağlayacak kampanyalar başlatılmalı.
- Marmara Denizi balıkçılığı müsilaj dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli.
- Müsilajdan zarar görecek sektörler için acilen bir sigorta sistemleri geliştirilmelidir.