Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) tahliye kararına rağmen 1202 gündür tutuklu olan işadamı Osman Kavala “Dava süreci maalesef bir tiyatro halini aldı” dedi.
AİHM 10 Aralık 2019 tarihinde bire karşı altı oyla aldığı kararla Kavala’nın ‘derhal serbest bırakılması’na hükmetmiş, söz konusu tutukluluğun hak ihlali olduğunu açıklamıştı.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Silivri Cezaevi’nde Osman Kavala ve yazar Ahmet Altan’ı ziyaret etti.
Kavala “Benimle ilgili davalar baştan beri hukuki bir süreç olmaktan uzaktı. Gelinen noktada maalesef bir tiyatro halini aldı. Hukuksuzluk, adaletsizlik tiyatrosuna dönüştü” dedi.
Kavala, Boğaziçi Üniversitesi’ne ‘kayyım rektör‘ atanmasının ardından iki aya yakın süredir devam eden protestolara da değindi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi, aynı zamanda Osman Kavala’nın eşi Prof. Ayşe Buğra’yı isim vermeden hedef göstererek şu ifadeleri kullanmıştı: “Aynı zihniyet şu Osman Kavala denilen bu ülkede adeta Soros temsilcisi olan kişinin karısı da yine aynı şekilde Boğaziçi Üniversitesi’nde bu provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır. Şimdi biz ülkemizi, böyle nadide bir üniversitemizi bunları alın istediğiniz gibi karıştırın mı diyeceğiz. Buna müsaade etmemiz mümkün değil.”
Kavala, “Eşim Ayşe Buğra gibi, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri gibi ben de ülkem için üzülüyorum” dedi.
Çakırözer cezaevini ziyaret sonrası açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Osman Kavala hakkındaki bir beraat, iki tahliye, bir AİHM ve bir Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararına rağmen yaklaşık dört yıldır cezaevinde. Kavala’nın tutukluluğu Türkiye’de demokrasinin turnusol kağıdıdır. Ahmet Altan sadece yazılarından dolayı dört buçuk yıldır cezaevinde. Dosyası son bir yıldır keyfi biçimde Yargıtay’da bekletiliyor. Terör örgütü üyeliğinden hüküm giyenler bile ondan az yatıp çıktı. Hakimlerin karar verirken uymaları gereken hukuk güvenliği, insan onuru ve makul süre ilkeleri nerede kaldı? Kavala, Ahmet Altan, Selahattin Demirtaş ve diğer siyasi tutukluların cezaevinde tutulduğu her gün yeni bir hak ihlalidir. Onlar zindanlarda tutulduğu sürece Türkiye’de hukuk devletinden bahsetmek mümkün olamaz. Yeni Anayasa’dan bahsedenler öncelikle mevcut Anayasaya uyarak, tarafı olduğumuz AİHM kararlarına tam uyum sağlamalıdır. Siyasi tutuklular bir an önce özgürlüklerine kavuşmalıdır.”