CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
16 sanıktan sekizinin beraat ettiği Gezi davasında gerekçeli karar açıklandı.
Kararda, iddianamede delil olarak yer alan tape kayıtlarıyla ilgili değerlendirmelere yer verildi.
Buna göre mahkeme, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesini atıfta bulunarak, iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması için sınırlı suç, kuvvetli şüphe ve başka türlü delil elde edilme imkanının bulunmaması gerektiğini belirtti. Dosyada 53 adet dinleme kararının bulunduğunu kaydeden mahkeme, ilk dinleme kararının 18 Haziran 2013’te ‘suç örgütü kurma ve yönetme’ suçlamasıyla verildiğini, 2 Aralık 2014’ten sonra uzatma kararlarına ‘hükümeti devirmeye teşebbüs’ suçlamasının eklendiğini ifade etti. Ancak bu suçlamanın o tarihlerde yasal dinlemeye konu suçlardan olmadığını belirten mahkeme, bu haliyle dinleme kayıtlarının kanuna ve hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunu aktardı.
‘Kavala’ın eylemleri finanse etttiği suçlaması afaki’
Kararda, sanıklardan Osman Kavala’ya yöneltilen Gezi Parkı eylemlerini finanse etme suçlamasıyla ilgili de tespitler yer aldı.
Bu suçlamayla ilgili eylemlerden önce veya sonra kime, ne şekilde finans sağladığının izah edilmediği, tespitlerin afaki olduğu kaydedildi.
İddianamede adı geçen kuruluşların herhangi bir suç veya terör örgütüyle bağlantılı olduğuna ilişkin değerlendirmenin olmadığı anlatıldı. Tape kayıtlarında Kavala’nın ses sistemi, masa ve yiyecek yardımında bulunduğu konusunda da “Bu nesnelerin şiddet eylemlerinde kullanıldığını gösteren bilgi ve belgenin de bulunmadığı anlaşılmıştır” dendi.
‘Murat Papuç’un beyanı somut ve elle tutulur değil’
Kararda iddianamede delil olarak kabul edilen bir diğer husus Murat Papuç ve ‘FETÖ’ suçlamasıyla ihraç edilen polislerin tanık beyanları da değerlendirildi.
Mahkeme, Papuç’un beyanlarının somut ve elle tutulur olmadığını, polislerin beyanlarında da sanıklara yöneltilen şiddet eylemlerine yönelik görgü ve bilginin bulunmadığı, hatta Osman Kavala’yı ilk defa mahkemede gördükleri belirtildi.
Mahkeme suç duyurusunda bulundu
Kararda, Can Atalay, Mine Özerden, Osman Kavala, Ali Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Çiğdem Mater Utku hakkında dosyadaki görüntü tespit tutanaklarına dayanarak Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlamasıyla suç duyurusunda bulunulmasına hükmedildiği bilgisine yer verildi.
Taksim Dayanışması’nı bir araya getiren kişileri 2015’teki ilk yargılamada bu suçlama yöneltilmişti. O dönem beraat kararı veren İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi, eylemlerin anayasal toplanma ve örgütlenme hakkı ve ifade özgürlüğü boyutunda kaldığını belirtmişti.
18 Şubat’ta beraatin yanısıra davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala hakkında tahliye kararı da verilmişti. Ancak Kavala, bir darbe girişimi soruşturması kapsamında 19 Şubat’ta tekrar tutuklanmıştı. Kavala’nın bu soruşturmada daha önce resen tahliye edildiği de ortaya çıkmıştı. İşadamı 1 Kasım 2017’den beri hapiste.