CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Gezi Parkı soruşturma dosyası 18 Ekim 2017’de işadamı Osman Kavala’nın gözaltına alınıp tutuklanmasıyla aralandı.
Kavala’nın tutukluluğunun birinci yılında Kasım 2018’de dosyada ikinci dalga gözaltılar geldi. Gözaltına alınanların birçoğu serbest bırakılırken sivil toplum kuruluşu çalışanı Yiğit Aksakoğlu tutuklandı.
Şubat 2019’da soruşturma tamamlanıp iddianame açıklandığında Kavala, yaklaşık 500 gündür tutukluydu. İddianameyle birlikte şüpheli sayısı da 16’ya çıktı.
Davanın ilk duruşması 24 ve 25 Haziran 2019’da Silivri Cezaevi yerleşkesinde yapıldığında Kavala 20 aydır tutukluydu. Yiğit Aksakoğlu’nun serbest bırakıldığı duruşmada mahkeme başkanı, Kavala’nın da ev hapsiyle serbest bırakılması yönünde görüş bildirdi. Kavala, oy çokluğuyla tahliye edilmedi.
Gezi Parkı davasında şu ana kadar altı duruşma yapıldı. 6 Şubat’ta duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.
18 Şubat Salı günü Silivri Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda yapılacak yedinci duruşmada mahkeme, yargılananlara esas savunmalarını soracak. Mahkemenin kısa bir süre içinde hükmü açıklaması bekleniyor.
Davada sona yaklaşırken şimdiye kadar neler yaşandığını dokuz soruyla hatırlayalım.
1- Gezi Parkı davasında kimler yargılanıyor?
Sanıklar şöyle: Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Can Atalay, Yiğit Aksakoğlu, Çiğdem Mater Utku, Mine Özerden, Ali Hakan Altınay, Ayşe Pınar Alabora, Memet Ali Alabora, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Emekçi ve Yiğit Ali Ekmekçi.
2- Yargılananlara hangi suçlamalar yöneltiliyor?
Suçlamalar şunlar: ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’, ‘mala zarar verme’, ‘nitelikli mala zarar verme’, ‘tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi’, ‘ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme’, ‘Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet’, ‘nitelikli yağma’, ‘nitelikli yaralama’, ‘Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet.’
3- Savcılığın iddiası ne?
İddianame 2013’te Gezi Parkı eylemleri sürerken Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın (KOM) hazırladığı rapora dayanıyor. Raporda, Kavala’nın üyesi olduğu Açık Toplum Vakfı’nın George Soros bağlantılı Açık Toplum Enstitüsü’ne yakın olduğu yazıyor. Enstitünün bazı ülkelerde isyan başlattığı savunuluyor. Sivil itaatsizlik yönteminin uygulayıcısı Ivan Maroviç’in Mısır’da olduğu bir tarihte Memet Ali Alabora’nın da orada olduğu belirtilerek, Alabora’nın sonrasında sahnelediği ‘Mi Minör’ adlı oyunla halkı galeyana getirmeye çalıştığı öne sürülüyor.
Savcılığın suçlaması da bu iddianın üzerinde yükseliyor ve Kavala’nın 80 ilde milyonlarca kişinin katıldığı eylemleri finanse ettiği iddia ediliyor.
4- Suçlamalara karşı hangi deliller gösteriliyor?
Kavala’ya yöneltilen eylemleri finanse etme iddiasına ilişkin somut bir delil yok. Bunun yerine Gezi Parkı’na sandviç, poğaça, plastik masa-sandalye ve ses sistemi gönderdiği belirtiliyor. Kavala da bunu inkar etmiyor. Diğer deliller telefon görüşmeleri, mesajlar ve yurtdışı seyahatleri.
Tutuksuz yargılanan kişilerin suç işlediğine ilişkin iddianın arkasında ise tweet atmak, basın açıklaması yapmak, avukatlık görevini yerine getirmek, şiddetsiz eylem toplantısına katılmak gibi eylemler yer alıyor. Bunlara ek olarak ‘duran adam’ eylemi, ‘piyano çalan adam’ ve ‘yeryüzü iftarları’ da suç eylemi olarak yansıtılıyor.
5- Osman Kavala neden tutuklu?
Kavala, tutuklandıktan sonra haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Başvurusu reddedildi ancak mahkeme başkanının da aralarında yer aldığı beş üye muhalefet şerhi düştü. Başkan Zühtü Arslan, “Kavala’nın Gezi olaylarına katılmış ve bu olayları desteklemiş olması tek başına bir suç işlediğini göstermez” dedi.
Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvurdu. Mahkeme, başvuruyu görüşerek 10 Aralık 2019’da Kavala’nın tutukluluğunun hak ihlali olduğunu ve derhal serbest bırakılması gerektiğini belirtti. Ancak Kavala tahliye edilmedi. 24 Aralık 2019’daki duruşmada da AİHM kararına dayanarak tahliye talep edildi ancak mahkeme başkanı Galip Mehmet Perk, kararın henüz kesinleşmediğini söyledi.
6- Mahkeme heyetinin yapısı dava başladıktan sonra değişikliğe uğradı mı?
Evet. 24 ve 25 Haziran 2019’da yapılan ilk duruşmada ve 18 ve 19 Temmuz 2019’da yapılan ikinci duruşmada mahkeme başkanı Mahmut Başbuğ’du. Başbuğ, her iki duruşmanın ara kararına Kavala’nın ev hapsine alınarak tahliye edilmesi gerektiği yönünde muhalefet şerhi düştü. İkinci duruşmanın ardından Mahmut Başbuğ, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararnamesiyle aynı mahkemenin diğer heyetinin başkanlığına getirildi, heyetin diğer üyesinin de yeri değiştirildi. Başkan Başbuğ’un yerine Galip Mehmet Perk, üye hakimin yerine de Talip Ergen getirildi. İlk duruşmada hem Kavala hem de Aksakoğlu için ‘tutukluluğun devamı’ yönünde oy kullanan kıdemli üye Ahmet Tarık Çiftçioğlu’nun ise yeri değiştirilmedi.
7- Yeni heyetin duruşmalardaki tavrı, sözleri, ruh hali nasıl?
Galip Mehmet Perk başkanlığındaki heyet, 8 Ekim 2019’da yapılan üçüncü duruşmada yargılamaya katıldı. Perk, o gün yargılananları yeniden sorguladı. Onlara yönelttiği sorularda Gezi Parkı eylemleri için ‘vandallık’ ifadesini kullandı.
Heyet, o gün savcılığın tanığı Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi Murat Papuç’u mahkemede dinlemeye karar verdi ve 24 Aralık 2019’da yapılacak bir sonraki duruşmaya çağırdı. Papuç, ‘can güvenliği’ gerekçesiyle mahkemeye gelmedi. Heyet de avukatlara haber vermeden yeni bir duruşma yaparak Papuç’u özel olarak dinledi.
Bu gelişmelerden sonra Twitter’da mahkeme başkanının adıyla açılmış bir hesap olduğu fark edildi. Hesaptan Berkin Elvan’a ‘terörist’ diyen bir başka kullanıcının tweet’i beğenilmişti. Söz konusu durum basına yansıyınca Perk, hesabın kendisine ait olmadığını söyledi ve hesap ertesi gün kapandı.
Yeni heyetin yargılamaya katılmasından sonra Ali İsmail Korkmaz’a ölümcül tekmeyi vuran polis Mevlüt Saldoğan, davaya mağdur olarak kabul edildi. Saldoğan iddianamede müşteki olarak yer alıyordu. Ali İsmail’in annesi Emel Korkmaz bu duruma tepki gösterince mahkeme başkanı Perk, “Taş atılmış, o yüzden mağdur” dedi.
Avukatlar, bu gelişmeler nedeniyle 28 Ocak’taki beşinci duruşmada heyeti reddetti. Heyet bunu da reddedince avukatlar ve izleyiciler alkışlarla salonu terk etti. Başkan Perk, salonda hiçbir avukat kalmamasına rağmen Kavala’yı sorguladı.
8- Dava dosyasında Fetullahçı yapının etkisi var mı?
Hem de en başından itibaren. Gezi Parkı soruşturması kaçak durumda bulunan savcı Muammer Akkaş tarafından başlatıldı. Dinleme ve fiziki takip kararlarını darbe girişiminden sonra tutuklanan ve ihraç edilen hakimler Menekşe Uyar ve Süleyman Karaçöl verdi. Kavala’nın ve Aksakoğlu’nun tutuklu bulunduğu dönemde dosyadaki Fetullahçı yapı etkisi gündeme gelmişti. Savcılık, bunun üzerine iddianamede “Tüm deliller ve tapelerin yeniden kıymetlendirilmesi yaptırıldı ve örgütün dosya üzerindeki tüm etkileri ortadan kaldırıldı” ifadesine yer vermişti. Geçtiğimiz günlerde açıklanan esas hakkındaki mütalaada aynı açıklamaya yer verildi. Ancak mütalaada telefon tapelerinin dışında bir delil yok.
Buna ek olarak 15 Haziran 2013’te KOM Daire Başkanlığı’nca hazırlanan Gezi Parkı eylemleriyle ilgili rapor da suçlamalara dayanak olarak gösteriliyor. Söz konusu yazı dönemin KOM daire başkanı 1’inci sınıf emniyet müdürü Mehmet Yeşilkaya tarafından hazırlandı. Yeşilkaya, darbe girişiminin ardından ‘FETÖ’ suçlamasıyla tutuklandı. Yeşilkaya’nın yazdığı yazıyı İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç teslim aldı. Ardıç da ‘FETÖ’ suçlamasıyla tutuklu.
9- Davada şu aşamadan sonra ne bekleniyor?
18 Şubat’ta yapılacak yedinci duruşmada mahkeme heyeti, esas hakkındaki mütalaaya karşı yargılananlardan savunmalarını soracak. Savunmaların tamamlanmasının ardından hükmün açıklanması bekleniyor.
Dosyaya sonradan atanan mahkeme heyetinin yargılamayı hızlandırdığı artık aşikar bir konu. Peki bunu neden yapıyor? Avukatlara göre heyet, Kavala’yı hükümlü hale getirerek AİHM’in hak ihlali kararını uygulanamaz hale getirmeye çalışıyor. Böyle olursa Kavala’nın, sırasıyla AYM ve AİHM’e yeniden bireysel başvuruda bulunması gerekecek.