Kadıköy Anadolu Lisesi öğrencileri, geçtiğimiz hafta okulda ve öğrencilerin yatakhanesinde idarenin 9’uncu ve 10’uncu sınıflara yönelik ‘sorgulamaya’ varan gelişmelerle ilgili olarak ‘baskı her geçen gün artıyor’ açıklamasını yaptı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘proje okul’ statüsüne dahil ettiği İstanbul’un köklü liselerinden Kadıköy Anadolu Lisesi, daha önce öğrenci eylemlerine sahne olmuş, bu kapsamda 71 öğretmeninin başka okullara atanmasına karşı imza kampanyası başlatılmış, liseliler birbiri ardına bildiri yayınlayarak ‘proje okul‘ uygulamasını protesto etmişti.
Mezun dernekleriyse öğrencilerinin geçmişten bu yana devam eden ‘muhalif tavrı’ nedeniyle okulun bir süredir hedef haline getirildiğini düşünüyor. En büyük lise festivali olarak görülen geleneksel KALFest de yetkililer tarafından ‘uygunsuz’ bulunarak geçen yıllarda iptal edilmişti.
Pandemi süresince çivi çakılmayan okul, öğrencilerin ve velilerin rant endişesiyle karşı çıkmasına rağmen Kadıköy’deki binasından ‘yenileme’ gerekçesiyle kopartılmıştı. Öğrencilerin eğitimin ‘ortak bir yerde olması’ talebi de kabul edilmemiş, alt ve üst sınıflar birbirinden farklı yerde derslerine başlamıştı.
Ancak okuldaki sorunlar bununla da sınırlı kalmadı. 25 Kasım’daki kadına şiddete karşı yürüyüşle ilgili okulda sticker bulunmasının ardından yatakhanelerde gece geç saatlere kadar idare tarafından arama yapıldığı bildirildi.
Öğrencilerin anlatımına göre ilerleyen günlerde öğrenciler çeşitli bahanelerle müdür yardımcısının odasında adeta sorguya çekildi. Odadan ağlayarak öğrencilerden biri bayılarak revire kaldırıldı. Bazı öğrencilerin telefonlarına zorla incelendi. İki öğrenci de ‘yırtık’ çorap giydiği gerekçesiyle aşağılayıcı söz ve davranışlara maruz kaldı.
Yaşanan bu olay sonrası İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nden avukatlar okul yönetimiyle görüşürken, ÇHD üyesi avukatlar da öğrencilere destek için okul binasında hazır bulundular.
Okul öğrencileri tarafından oluşturulan Kadıköy Anadolu Lisesi Dayanışması tarafından yapılan açıklamada “Okulumuzun yıkılmasının ardından ayrı okullarda eğitime devam etmek zorunda bırakılmamız yetmiyormuş gibi yatakhanede ve okulda yaşadığımız baskılar her geçen gün artmaktadır” denildi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde: “23 Kasım Salı günü saat 22.00 civarında yatakhanede arama yapma gerekçesiyle başlayan idarenin baskı, taciz ve tehditleri, birkaç gün içerisinde 9. ve 10. sınıfta okuyan kadın öğrencilere karşı ders saatleri içerisinde yapılan hukuksuz sorgulara dönüşmüştür.
Okulda kadın öğrenci tuvaletinde 25 Kasım kadın yürüyüşüne çağrı içeren stickerların bulunması üzerine, ihbar olduğu gerekçesiyle yatakhaneye baskın yapan öğretmenler ellerinde, flaşlarla video kaydı alarak 3 oda içerisinde zorla arama yaptı.
Aynı öğretmenler, odalarının aranmasına karşı gelen öğrencileri, ‘kamu personeline görevini yaptırmamak’ suçundan tutanak tutmakla tehdit etti. Okul Müdürü Ali Fuat Güney’in yatakhaneye çağrılmasının ardından müdürün gelecek olması bahanesi ile öğrencilerin odalarına girmelerine izin verilmedi. Müdür yatakhaneye geldiğinde ise kadın öğrenciler yemekhaneye çağrılıp 45 dakika boyunca soğukta zorla bekletildi. Müdürün talimatı üzerine yapılan bu uygulama, öğrencilerin yatış saati olan 23.30’u 1 saat geçerek 00.30’a kadar devam etti.
25 Kasım Perşembe sabahı ise iki kadın öğrenci yırtık külotlu çorap giydiği gerekçesiyle derslerinden alıkonarak müdür yardımcısı Nurgül Lüle’nin odasına getirildi. Ali Fuat Güney’in talimatı üzerine öğrencilerin çantaları zorla arandı. Öğrencilerin itirazlarına rağmen öğrencilerden biri, bir güvenlik görevlisi eşliğinde çorap almak üzere markete gönderildi. Ardından Nurgül Lüle, öğrencilerin istek ve ısrarlarını göz ardı ederek onları perdesi olmayan, dışarıdan geçen herhangi bir kişinin görebileceği bir odada çoraplarını değiştirmeye zorladı. Bu esnada Nurgül Lüle, öğrenciler onun odadan çıkmasını talep etmiş olmasına rağmen odadan çıkmayıp rencide edici söylemlerde bulunarak onları izledi.
Günün devamında ikili-üçlü gruplar halinde 7 öğrenci müdür yardımcısının odasında sorguya çekildi. Ali Fuat Güney’in talimatları üzerine öğrencilerden beşinin telefonları hukuksuz bir şekilde incelenip konuşmalarının fotoğrafları çekildi. Telefonlarına bakılmasına izin vermek istemeyen öğrenciler yazılı tutanak ile tehdit edildi.
Günlerdir yatakhanede ve okulda yaşadığımız taciz, tehdit ve baskıların karşısında yılmayacağımızı bir kez daha belirtiyor ve herkesi birlikte mücadeleye çağırıyoruz!”