İngiliz gazetesi Financial Times’ta yer alan analizde ‘yükselen enflasyonu kontrol altına alma konusundaki siyasi irade eksikliğinin uluslararası piyasalarda Türkiye ekonomisine ilişkin kaygıları artırdığı’ tespiti yapıldı.

Fotoğraf: Reuters
BBC Türkçe’nin aktardığı ‘Yatırımcılar Erdoğan’ı cezalandırırken, lira Türkiye’deki krizin keskin ucunda’ başlıklı yazıda ekonominin son yaşadığı sıkıntılar 16 yıllık AKP iktidarının geçmişine inilerek anlatıldı. Muhafazakâr, iş dünyası yanlısı politikaların ülkenin 2002’den ekonomik krizden çıkışına yardımcı olduğu belirtilerek, daha sonraki büyümenin yabancı yatırımcı için cazibe yarattığı vurgulandı.
‘Otoriter liderlik para politikasını aksattı’
Analizde Türk ekonomisinin yılda 13 milyar dolar ortalama yabancı yatırımcı çektiği de hatırlatıldıktan sonra şu tespit yapıldı: “Ancak giderek artan otoriter liderliği para politikasını aksattı ve Merkez Bankası yüzde 16’lara ulaşan enflasyonu kontrol altına almakta zorlanıyor.”
Güven kaybının beş sebebi
Yazıda güven kaybına neden olan uygulamalar ana hatlarıyla şöyle sıralandı:
– Seçimde halkın desteğini kazanma amacıyla yapılan harcamalar, AKP’nin mali disiplin şöhretine zarar verdi.
– Yatırımcılar en çok mayısta Erdoğan’ın Londra’da iş dünyasına yaptığı bir konuşmada yine faiz oranlarında artışı hedef almasıyla kaygılandı.
– Haziran’da yeniden seçilen Erdoğan, Merkez Bankası başkanını atama yetkisini üzerine aldı.
– Damadı Berat Albayrak’ı Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirmesi, Errdoğan’ın ekonomide denetimini artırması olarak yorumlandı.
– Merkez Bankası başkanı temmuz sonunda siyasi müdahale olmadan faaliyet gösterdiklerini söylese de geçen ayki faiz oranlarını sabit tutma kararı, birçok yatırımcı için bu iddianın içini boşaltan bir adımdı.
Sekiz maddede dünya Türkiye’yi nasıl görüyor
Financial Times güven kaybı sonrası oluşan manzarayı ise şöyle özetledi:
– Dolar ve avro cinsinden borçlu Türk şirketlerinin borçlarını çevirmeleri zorlaştı.
– HSBC’ye göre ülkenin bankaları ve şirketleri Mayıs 2019’a dek 70 milyar dolar civarında borç ödemesi yapmak zorunda.
– Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s zorluk yaşayan şirketlerin ödeme yapma kabiliyetinin azalabileceği ve bankalara batık kredi yükü getirebileceği uyarısında bulundu.
– Bu yıl Borsa İstanbul’un Bankalar Endeksi’nde yüzde 33’lük düşüş olurken, Türk borsası genelindeki değer kaybı yüzde 18’di.
– Merkezi Kayıt Kuruluşu’na göre Türk hisse senetlerinin net alıcısı yabancı yatırımcılar olurken, bu yılın ilk çeyreğinde borsada işlem gören şirketlerden 771 milyon dolar çekti.
– Lira, uzun süredir Türkiye’nin gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 6’sına denk gelen cari açığının finanse edilmesi ihtiyacı yüzünden tehditlere açıktı. Ancak ABD’li bir pastörün casusluk ve terör suçlamasıyla gözaltına alınması nedeniyle ABD’yle ilişkilerdeki gerilim baskıyı artırdı.
– BIST 100 endeksi 2 Ağustos’ta, ABD’nin bu dava nedeniyle iki Türk bakana ambargo koyduğunu duyurmasından bir gün sonra neredeyse yüzde 3 düştü.
– BlueBay Varlık Yönetimi’nden stratejist Tim Ash yaptırımların doğrudan etkisinin şu ana kadar çok kısıtlı olmasına karşın, Türk ekonomisinin çok kritik bir dönemeçte olmasından dolayı ‘devenin belini büken saman çöpü’ benzetmesinin aklına geldiğini söylüyor.
FT’nin gözüyle olası senaryolar neler?
Financial Times ekonomiyi bundan sonra bekleyen olası senaryoları da uzman görüşlerini aktararak şöyle yazdı:
“Yatırımcılar ve uzmanlar en iyi senaryonun Merkez Bankası’nın faiz artırımına gitmesi, enflasyonu kontrol altına alması ve güveni yeniden tesis etmesi olduğunu söylüyor.
Emerginomics’ten Tatiana Orlova, ‘Merkez Bankası’nın kemerleri sıkmasının beklendiği birkaç fırsat vardı ama bunu yapmadı’ diyor. Büyümenin güçlü, kamu ve hane borçluluk oranlarının düşük olduğu düşünülürse, bu Türkiye’nin döviz krizine hızlı bir çözüm getirebilir. Ekonomi yavaşlayabilir, ancak bazı yatırımcıların Türkiye’nin sermaye kontrollerine gidebileceği ya da IMF’nin yardımını isteyebileceği fikirlerini dillendirdiği bir ortamda alternatifleri kötü gözüküyor.
Liradaki değer kaybı nedeniyle ithalat fiyatlarının artışı, yabancı yatırımcıların ülkeden çıktığı bir ortamda borçlanma maliyetlerinin yükselmesi, Türk ekonomisindeki canlılığı emecek ve liranın daha da zayıflamasına yol açacak.
Danışmanlık şirketi Capital Economics, ‘bu yıl üst üste iki çeyrekte negatif büyüme’den bir başka deyişle, potansiyel bir ekonomik durgunluktan bahsediyor. Ancak çoğu tahmin bu kadar kötümser değil.
Daha yavaş büyüme enflasyonun düşmesine yardımcı olabilir, ancak bunun yansımaları geniş çaplı olur ve halkın hoşnutsuzluğunu artırabilir. Bazı uzmanlar, tekrar tekrar önceliğinin yüksek büyüme oranları olduğunu söyleyen popülist Erdoğan’ın ekonomide yavaşlamaya müsamaha göstermeyeceğinden kaygılı.