Darbe girişiminin ardından Gülen Cemaati’ne yakın olduğu iddia edilen basın ve yayın kuruluşlarındaki gazetecilere yönelik hazırlanan iddianamede, ‘PKK ve FETÖ/PDY propagandası’ suçlamasıyla tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’ın ‘İmamın Ordusu’ kitabının referans gösterildiği ortaya çıktı.

Fotoğraf: DHA
Dışişleri bakanlığının 15 Temmuz darbe girişimini anlattığı ‘15.07.gov.tr’ adlı internet sitesinde Gülen Cemaati’nin bir dönem ‘gazetecilere karşı linç kampanyası’ yürüttüğünün anlatıldığı ve Ahmet Şık’ın 2011 yılında tutuklanmasını da buna örnek gösterildiği ortaya çıkmıştı.
Cumhuriyet’ten Canan Coşkun’un haberine göre, gazetecilere yönelik iddianamede Şık’ın Gülen yapılanması hakkında ‘İmamın Ordusu’ isimli bir kitap yazarak örgütün faaliyetlerini deşifre etmeye çalıştığı belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Murat Çağlak tarafından hazırlanan iddianamede, Zaman Gazetesi, Cihan Haber Ajansı, Millet Gazetesi, Bugün Gazetesi ve Meydan Gazetesi’nden çok sayıda muhabir şüpheli sıfatıyla yer aldı.
İddianamede, müzisyen Atilla Taş ile gazeteciler Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız’ın ‘örgüt üyeliği’ suçundan 10 yıla kadar hapisleri istendi.
Ergenekon: Hayali bir örgüt
İddianamenin ’17 Aralık Süreci öncesi Örgütün Medyadaki Algı Faaliyetleri’ başlıklı kısmında, Ergenekon’dan FETÖ tarafından kurgulanan ‘hayali bir örgüt’ olarak söz edildi.
Bu hayali örgütle ilgili basın yayın üzerinden metinlerin dolaşıma girdiği, sosyal medyada böyle bir örgütün varlığı üzerinden paylaşımlar yapıldığı ve örgüte yakın köşe yazarlarının da konuya ilişkin çeşitli yazılar yazdığı savunuldu. İddianamede, toplumda ‘tehlikeli bir örgüt algısı’ yaratılarak, Ergenekon soruşturmalarına toplumsal destek sağlandığı ve hedef gösterilen kişilere karşı operasyon düzenlenerek kamuoyu tepkisinin önüne geçildiği ifade edildi.
‘Ahmet Şık örgüt faaliyetlerini deşifre etmeye çalıştı’
‘FETÖ/PDY’nin kamu kurumları içindeki üyelerinin kendilerine muhalif olarak niteledikleri medyayı ‘etkisiz hale getirmek’ istedikleri ve buna yönelik Zaman gazetesinde yapılan haberlerin aktarıldığı iddianamede şöyle dendi: “06 Mart 2011 tarihinde ise ‘Oda TV’deki belgelerden kaos taktikleri çıktı. Bu mu gazetecilik?’ başlığı ile haber yapılmıştır. (Oysa 2011 yılında yapılan Oda TV soruşturması kapsamında Soner YALÇIN, Barış PEHLİVAN ve Barış TERKOĞLU adlı kişilere ve Ergenekon soruşturması kapsamında Ahmet ŞIK ve Nedim ŞENER (Fetullah GÜLEN Yapılanması hakkında ‘İmamın Ordusu’ isimli kitap yazarak örgütün faaliyetlerini deşifre etmeye çalışan) adlı kişilere uygulanan yakalama-gözaltı işlemleri ve soruşturma süreçleri irdelendiğinde ise; FETÖ/PDY’nin kamu kurumları içerisindeki üyelerinin kendisine muhalif olarak gördükleri medyayı etkisiz hale getirmek amacıyla harekete geçtikleri, Zaman Gazetesi’nde de buna paralel olarak, adı geçen kişilerin basın faaliyetlerinden değil de örgütsel faaliyetler çerçevesindeki eylemlerinden dolayı yakalanarak tutuklandıklarına dair haberlerin yapıldığı anlaşılmaktadır.”
Ne olmuştu?
Ahmet Şık, beş yıl önce “Dokunan yanar” dediği Fethullah Gülen Cemaati’nin Emniyet teşkilatındaki yapılanmasını anlatan ‘İmamın Ordusu’ kitabı henüz basılmadan 3 Mart 2011’de gazeteci Nedim Şener ile birlikte gözaltına alınmıştı.
Dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan “Bazı kitaplar vardır ki bombadan daha tesirlidir” diye konuşmuş, Şık evinden sabaha karşı gözaltına alınırken, “Dokunan yanar” demişti. Bu söz, o dönem yaşanan mağduriyetlerin ‘simge sözü’ haline gelmişti.
Şık, üç yıl hapis istemiyle yargılandığı OdaTV davası kapsamında bir yılı aşkın bir süre tutuklu kalmıştı.
Şık, yılbaşından hemen önce de haberleri ve tweetlerinde ‘PKK ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün propagandası niteliğinde açıklamalar’ yaptığı iddiasıyla ‘terör örgütü propagandası’ suçlamasıyla 30 Aralık’ta tutuklanmıştı.