‘Skandal dolandırıcılık’ davasına adı karışan eski Galatarasay teknik direktörü Fatih Terim’in 3-3,5 milyon doları kayıpmış.
Denizbank’ın İstanbul Levent Büyükdere Şubesi’nin müdürlüğünü yürüten Seçil Erzan’ın 11 Nisan’da tutuklanmasıyla ortaya çıkan soruşturmaya göre Erzan, Galatasaray camiasından tanınmış isimler dahil onlarca kişiyi yüksek kar getirisi vaadiyle bir ‘fon’a sokmuş ve milyonlarca dolar dolandırmıştı. Erzan ve altı işbirlikçisi halen tutuklu yargılanıyor.
Soruşturmada adı geçenlerden biri de Fatih Terim. İddianamede müşteki olarak yer almayan ve bugüne kadar sessizliğini koruyan Terim’in avukatı Tufan Karatş, Sözcü’den İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtladı.
Saymaz’ın sorduğu sorular ve avukatın verdiği yanıtlar özetle şöyle:
Erzan, diyor ki “Terim’in finansal danışmanıydım.”
Bu finansal danışmanlık değil. Her şube müdürünün belli bir kalibrasyon üzerindeki müşteriye verdiği temel hizmet.
Tam olarak ne yapmış?
Mesela hocaya diyor ki “Şu kağıt var, alınıp kâr edilebilir”, “Şu Hazine bonosu var, girelim mi?” Bu şekilde banka hesapları üzerinden yatırımlar yapıyor.
Erzan “Terim 300 bin dolar verdi. Kat kat geri aldı” dedi. Verdi mi, vermedi mi?
Fon adı altında para vermedi. Tüm yatırımları hesaplar üzeriden işletiliyordu.
Yani para alışverişi olmadı.
Erzan’la yok. Bankayla var. Hesaplarında yatan para üzerinden Seçil yatırımlarda değerlendirdi.
Elden mi gönderiyor? Hesaptan mı?
Seçil’in kontrolünde olan ve istediği gibi girip çıktığı bir hesap. “Hocam şu kağıdı alacağız” diyor. Saha kenarında topluca oldu bittiyle evrakı imzalatıyor.
Terim’in “Hesabımda 3 milyon dolar var” dediği para bu para mı?
Geçmişten beri olduğunu zannettiği para, bu para. Nerede bu para? Bize göre hesapta 3-3,5 milyon dolar olması lazım.
Banka “Öyle bir para yok” diyor.
Hesaba yatanlar var.
Erzan, parayı çekmiş mi?
Seçil’in “Kağıt, hazine, fon aldım” diye bir hikayesi var. Bu yatırımlardan sonra meblağlar hesaba geri gelmiş. Ama bakıyoruz ki hesaplarda anlamsız eksilmeler var.
Para mı çalmış?
Dikkat çekmeyecek şekilde eksiltilmiş.
Fon alıyorum diye.
Gerçekten alıp satmış. Ama olması gereken 3-3.5 milyon dolar ortada yok.
Hesaptan çekse Terim’e mesaj gelir.
Gelmez. Eksilen parayla alakalı kaşla göz arasında evrak imzalatıyor.
Elinizde dekont var mı?
Bir sürü var.
Ne kadar parası kayboldu hocanın?
Minimum 3-3.5 milyon dolar.
Fatih Terim, ‘Fatih Terim fonu’nu duymadı mı?
‘Fatih Terim fonu’ ibaresi Erzan gözaltına alındıktan sonra çıktı. Öncesinde yok. Erzan’ın şöyle bir hikayesi var, “Şu kişi Terim’in ismini duyarsa sorgusuz ve sualsiz gelir.”
‘Fatih Terim fonu’ ibaresini kullanan mağdurlar var. Bir bölümüne de Terim’in içinde bulunduğu fon diye pazarlanmış. Bunu hiç duymamış mı?
Evet. Fatih hocanın ismi ön plana çıkarılıyor. Ondan da öte bir unsur daha var: Hakan Ateş. Ateş, bankanın genel müdürü. Yardımcısı Mehmet Aydoğdu da var.
Candaş Gürol, Terim’in “Ben yatırımcıyım” dediğini söylüyor. Kastettiği o fon değil mi?
Bahsettiği fon bu. Candaş’ın kaynağı Seçil. Hocadan duyarak, dekont görerek söylemedi. Seçil’den duydu.
Buse Terim’in para verdiğinden Terim’in haberi yok mu?
Olmaz. Aile yapılarını bilmek lazım. Fatih Terim olgusu baba-kız ilişkisinin duygusal refleksle yürüdüğü, ihtiyaç varken onlara sınırsız desteğin verildiği, diğer olgulara karışılmadığı bir saygı alanı var.
Bahçekapılı, Emre Belözoğlu’ndan 4,2 milyon dolar alıp veriyor. Terim’e söylemiyor mu?
Terim’in haberi olma ihtimali yok. Para konuları ayrıdır.
Arda Turan “Terim kârda mı?” diye soruyor.
Şöyle düşünün: Bir bomba patlamış. Enkaz altında kalmışsın. Oluşan şablon şu: Hocanın orada olma ihtimali olur mu?
Kızı, damadı, yakın arkadaşı, damadının kuzeni, yeğeni, herkes sisteme girmiş. Nasıl haberi olmaz?
Fatih hocayla o evin içerisine girdiğinde dersin ki “Olmaz abi.” İlişki bambaşka.
(Arda Turan) “Fatih hoca kârda mı?” diye soruyor. O da “Normalde kârdaydı” diyor. Ne anlamalıyım?
“Kârda” demiyor. Söyleyen Seçil ya. Kafasının arkasında neler var kimse bilemez.
Terim’in ilgisi yoksa ertesi gün neden onlarla bankaya gidiyor?
Baba gibi yanlarında istiyorlar. Güçlü bir profille gidelim.
Terim neden gidiyor?
Tamamen destek. Yalnız bırakmamak adına gidiyor.
Bankanın açıklamasına göre Seçil için demiş ki “Kızım gibi sevdiğim. Evime girip-çıkan bir insanın neden böyle yaptığını anlamadım. Benim zararım var. Ama miktarını bilemiyorum.”
Doğru. Hesaba giriyorlar, paralar görünmüyor. Bir kısım para var, bir kısım para yok…
İsmi kullanılarak veya parası alınarak mağdur edilen biri olduğu halde neden dosyada değil?
Çünkü onun şikayeti başka bir soruşturma numarasıyla tefrik edildi. Hesabından çekilen bir para olduğu için zimmet olarak seyretme ihtimali var.
Tekrar sorayım: Bu fonla ilgisi yoksa neden bankaya gitti?
Babaları gibi yani “Ben yanınızdayım, buradayım” diyor. Zaten sonra baktı ki hukuki boyutları var. Ondan sonra zaten yargı süreci devam ediyor.