Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele darbe girişimi düzenlenen operasyona ilişkin davada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başyaveri albay Ali Yazıcı ifade verdi.
İzmir Çiğli’deki 2. Hava Üs Komutanlığı’na giderek Erdoğan’ın yerini verdiğine dair iddianamede yer alan bilgilerin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Yazıcı, “Sanıklar benim onlara yardım ettiğimi söylemediler. ‘Suçsuzum’ diyemem ama onlar suçsuz. Darbe girişimiyle ilgili bilgiyi benden aldıkları doğru değildir” dedi.
27 Temmuz 2015 tarihinden bu yana Erdoğan’ın başyaverliği görevini sürdüren Ali Yazıcı, AA tarafından paylaşılan savcılık ifadesinde, Gülen Cemaati’yle bağının olmadığını, “Benim için Fethullah Gülen terör örgütü lideridir” sözleriyle savunurken, darbe girişimi esnasında Marmaris’te bulunan Erdoğan’ın yanına gitmemekten pişman olduğunu söylemişti.
‘Gel, götüreyim’ dedim’
Bugünkü duruşmada 15 Temmuz’da 16:30 sıralarında kendisine tahsis edilen plakasını hatırlayamadığı araçla Muhafız Alayı’nın kapısından çıkacağı sırada avlunun içinde yarbay olduğunu söyleyen sivil giyimli kişinin yanına geldiğini ve Antalya’ya gideceğini söylediğini ifade eden Yazıcı, şöyle devam etti: “Bana ‘Nereye gidiyorsun?’ diye sordu. Ben de Antalya’ya gideceğimi söyledim. O da ‘Beni de Antalya’ya götürür müsün?’ diye sorunca ‘Gel, götüreyim’ dedim. Ben arabaya bindikten sonra ismini sordum, o bana isminin Emin olduğunu, yarbay rütbesinde bulunduğunu söyledi.”
‘Bunun da bir izahı yok, anlamı yok’
Mahkeme başkanının “Hiç tanımadığınız birine nasıl güvendiniz arabaya aldınız? Telefonunuzu verdiniz?” diye sorması üzerine eski başyaver, “Ben bazı şeyleri kendime bile açıklayamıyorum. Sürekli bunları düşünüyorum, niye böyle yaptım… Bir şeyler yapılmış, ortada yapanlar yok. Kendimi ikna edemediğim çok şeyler var. Mantıklı açıklayamadığım bölümler var. Buna herkes çok kızacaktır. Bana, farklı cezalar istenecektir. Ama ben kimseyi ikna edemedim. Sizi ikna etmeye çalışacağım” dedi.
Yazıcı şöyle devam etti: “Saat 21.30’a gibi genel sekreterim aradı, ‘Bir şeyler oluyor. Bilginiz var mı?’ dedi. ‘Yok, yoldayım’ diye yanıt verdim. Daha sonra cumhurbaşkanımızın danışmanı arayıp, ‘Darbe oluyor, herhalde’ dedi. Ben de ‘Araştırayım’ dedi. Hasan Doğan’ı aradım. Cumhurbaşkanımızın yanındaydı. Genelkurmay Başkanımızın emir subayı Levent Yarbay’ı aradım ulaşamadım. Aradığım diğer komutanlar, bana tatbikat olduğunu ama uçakların alçak uçuş yaptığını söylediler. Sonra Erkan Binbaşı’yı aradım, ‘Siz Antalya’ya gelmeyin. Faaliyet olmaz artık’ dedi. Ben o anda Marmaris’e cumhurbaşkanımıza gitmem gerektiğini düşündüm. Ama Emin Yarbay’dan kurtulmam gerekiyordu. O anda beni Whatsapp grubundan çıkardılar. Marmaris’e gitsem ne olacağını düşündüm. Çünkü yanımda tanımadığım biri vardı. Marmaris yol ayrımından Emin Yarbay’ın talebi üzerine İzmir’e döndüm. Emin Yarbay, ‘Çiğli’ye gidelim’ dedi. Bunun da bir izahı yok. Anlamı yok. Çiğli’deki üsse araçla girdik.”
Saat 22.00’de kendisini astsubayların arayıp, “Bu tatbikat değil” dediklerini belirten Yazıcı, “Siz dönün” diye yanıt verdiğini anlattı.
‘Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gittik, orada sorgum oldu’
Saat 02.30’a doğru televizyonu açtığını ve Erdoğan’ın İstanbul’a hareket ettiğini öğrendiğini kaydeden eski başyaver, üsten çıkmak istediğini ancak nizamiye kapatıldığını belirtti.
Yazıcı şöyle devam etti: “Saat 07.00’de ‘Tekrar yola çıkarım’ diye düşündüm. Saat 11.00’e doğru üsteki bir yarbay ile birlikte nizamiyeden çıktım. Yarbay ile birlikte cumhurbaşkanının basın danışmanı Göktaş ile görüştüm. ‘Ankara’ya gidiyorum’ dediğimde Göktaş, ‘Hayır sen İstanbul’a gel’ dedi. Kabul, ettim. İstanbul’a devam ettim. Yolda Genel Sekreter Yardımcısı Nadir Alpaslan aradı, ‘Ankara’ya bekliyorduk seni’ dedi. İstanbul’u aradım, ‘Ankara’ya git’ dediler. Ankara’ya geldim, eve gittim. O gece Külliye’ye giderek ne olduğuna bakmak istedim ama her yer kapalıydı. 17 Temmuz sabahı 07.30 da koruma arkadaşlar gelip beni aldılar. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gittik, orada sorgum oldu. Herhangi kötü bir muamele görmedim. Spor salonuna götürdüler. Üç saat boyunca gözlerim bağlıydı. Oradaki grupla üç gün orada kaldım. Sonra Sincan’a cezaevine götürdüler, şimdi de buradayım.”
Olayı maddi unsur ve darbe olayı olarak ikiye ayırdığını aktaran Yazıcı, “İnanın ikisinin de neresindeyim bilmiyorum. İşin içinden çıkamadım. Ama bu işin içinde olmadığımı düşünüyorum” dedi.
‘Bazı cevaplarımın mantıklı olmadığı doğrudur’
Eski başyaver, hareketlilik başladıktan sonra arabasındaki Emin Yarbay’ın, “Sen ne düşünüyorsun?” diye sorduğunu ve “Belki bir grubun kalkışmasıdır” yanıtını verdiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı avukatlarının “Hiç tanımadığınız kişiyi yoldan alıp uzun yolculuğa çıkıyorsunuz bunun mantıklı açıklaması var mı?” sorusunu “Yok, Bazı cevaplarımın mantıklı olmadığı doğrudur” diye yanıtlayan Yazıcı, avukatların “Sizin suikast girişimiyle ilgili bilginiz nedir?” sorusunu ise şöyle yanıt verdi: “Cumhurbaşkanının yerini öğrenip terör örgütüne bilgi vermedim. Suikast işinin içinde olsaydım, şoförümle Antalya’ya giderdim. Emin Yarbay ile gitmezdim. Emin Yarbay’ı planlı şekilde arabaya almadım. Emin Yarbay, tamamen tesadüftür. Ben kimseden talimat almadım, Alpaslan Acar’dan darbe olduğunu öğrenince Ankara’ya gitmekten vazgeçtim.”
‘O kadar da aptal değilim’
Cumhurbaşkanın avukatlarının HGS kayıtları incelendiğinde, Ankara-Antalya -Marmaris rotasında verdiğin bilginin yalan olduğunu öne sürmeleri üzerine eski başyaver, “Çok şaşkın görünüyor olabilirim ama o kadar da aptal değilim” dedi. Yazıcı, Yurtta Sulh Konseyi Üyeleri arasında olduğunu ise gazetelerden öğrendiğini söyledi.
Duruşmaya, yarın devam edilecek.