Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Kırım’ın Ukrayna’ya iadesi uluslararası hukukun bir gereğidir” dedi.
Erdoğan, Kırım Platformu Dördüncü Liderler Zirvesi’ne bir video mesaj gönderdi ve özetle şunları söyledi:
* Bu seneki zirve Kırım Tatar halkının sürgününün 80’inci yıl dönümüne denk geliyor. Ana vatanlarından zorla çıkarılan Kırım Tatar Türkü soydaşlarımızın maruz kaldıkları trajedinin acısı 80 yıldır dinmemiş, yaraları kapanmamıştır. Türkiye’nin ilk günden beri karşı çıktığı ve tanımadığı Kırım’ın ilhakı, yaşanan acıları daha da derinleştirmiştir.
* Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına verdiğimiz destek bakidir. Kırım’ın Ukrayna’ya iadesi, uluslararası hukukun bir gereğidir. Kırım’ın yerli halklarından olan Kırım Tatar Türkü soydaşlarımızın güvenliğinin ve esenliğinin temini de dış politikamızın öncelikleri arasında yer alıyor.
* Ukrayna hükümetinin Kırım Tatar Türkleri’nin haklarının güçlendirilmesi için öncülük ettiği hukuki düzenlemelerden duyduğum memnuniyeti bir kez daha ifade etmek istiyorum.
* Önümüzdeki dönemde Kırım Tatar Türkleri’nin haklarının pekiştirilmesi yönünde ilave adımların atılmaya devam edeceğine inanıyorum.
Kırım’ın ilhakı
Ukrayna’nın başkenti Kiev’de, Rusya yanlısı devlet başkanı Viktor Yanukoviç’in, Avrupa Birliği (AB) Ortaklık Anlaşması’nı imzalamaması üzerine 21 Kasım 2013’te protesto gösterileri başladı.
Yanukoviç’in sokak gösterileri ve halkın tepkisi üzerine 22 Şubat 2014’de ülkeden kaçmasının ardından Batı yanlısı siyasetçiler yönetime geçti.
Yeni geçici yönetimin iş başına gelmesi Rusya yanlılarını Kırım’da daha aktif hale getirdi.
Yarımadada askeri üniformalı, üzerlerinde hiçbir sembol ya da simge bulunmayan silahlı kişiler, 27 Şubat 2014’ten itibaren kamu binalarında kontrolü ele almaya başladı. ‘Yeşil adamlar’ olarak adlandırılan Rusya yanlısı bu milis güçleri, kısa sürede hükümet binalarının yanı sıra Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosunu da ele geçirdi.
Kiev’deki yönetimin Batı yanlılarının eline geçmesine karşılık Rusya yanlısı silahlı grupların baskısı altındaki parlamentoda, “Kırım, Ukrayna’nın parçası olarak kalsın mı yoksa Rusya’ya mı bağlansın?” sorusunun yarımada sakinlerine yöneltileceği referandum kararı çıkarılmak istendi.
Eli silahlı ‘yeşil adamların’ gölgesinde 6 Mart 2014’te toplanan Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu, Kırım’ın Rusya’ya bağlanması için referandum yapılması kararı aldı.
Kırım Tatarları, parlamentonun bu kararına karşı çıkıp boykot kararı alsa da 16 Mart 2014’te yarımadada referanduma gidildi.
Rusya yanlısı silahlı güçlerin kontrolündeki referandumdan Kırım’ın Rusya’ya bağlanması yönünde karar çıktı.
Moskova yönetimiyse çok geçmeden hemen referandumu tanıdı.
Rusya Devlet Başkanı Putin, 19 Mart 2014’te Kırım’ın ilhakını ve yeni federal bölgeler oluşturulmasını öngören yasa tasarısını Rus Parlamentosuna sundu.
Rusya Anayasa Mahkemesi, Putin’in isteğiyle olağanüstü oturum gerçekleştirdi ve tasarının anayasayla uyumlu olduğunu belirtti.
Mahkemenin, tasarının anayasaya uygunluğunu onaylamasından sonra milletvekili İlya Ponomarev hariç Rus Parlamentosu tasarıyı onayladı.
Putin, 21 Mart 2014’te Kremlin Sarayı’nda ‘Kırım ve Sivastopol’ün Rusya’ya bağlanması ve yeni federal bölgeler oluşturulmasını’ öngören yasayı imzaladı. Böylece Rusya, Kırım’ı ilhak etmiş oldu.
Rusya’nın bu kararı, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü tanımasına ilişkin 1994’te imzaladığı Budapeşte Memorandumu’na aykırı hareket ettiği tartışmalarını başlattı.
Dünyada pek çok ülke ve Türkiye, Rusya’nın ilhakını tanımadı.