Düşük faizle fonlanıp yüksek faizle krediler dağıtan bankacılık sektörünün ocak-ağustos dönemi net kârı yüzde 420 artarak 252,2 milyar liraya ulaştı.
Bütün dünyanın enflasyona karşı sıkılaşmaya gidip faiz artırmasına karşın, Türkiye’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘faiz neden, enflasyon sonuç’ görüşü nedeniyle Merkez Bankası bir yıldır politika faizini indirip duruyor.
Erdoğan bu görüşe ne denli inandığını bugün de şu sözlerle dile getirdi: “En büyük savaşım faizledir, en büyük düşmanım faizdir. Şu anda yine faizi 12’ye kadar düşürdük. Yeter mi, yetmez. Bunun daha da inmesi lazım. Enflasyonda bir mücadelemiz var, yılbaşından sonra inşallah bu enflasyonun da düşük faizle bunun ineceğine inanıyorum.”
Geçen yıl eylülden bugüne kadar toplamda 700 baz puan faiz indirildi ve bu Türk Lirası’nda büyük kayıplara neden olup enflasyonu patlattı.
Enflasyonla faiz arasında açılan makas, bankaların karlılık rekorunda başlıca etkenlerden biri. Ekonomistler, resmi enflasyon yüzde 80’i geçmişken Merkez Bankası’nın düşük faizle fonladığı bankaların yüzde 30’dan yüksek bir faizle kredi dağıtmasını Hazine’den servet transferi olarak yorumluyor. Uzmanlara göre krizi fırsata çeviren bankaların önemli bir geliri de Hazine’den aldıkları yüksek faizli tahviller ve türev ürünlerden gelen karlardı.
BDDK ağustos verilerine göre bankacılık sektörünün ocak-ağustos dönemi net kârı yüzde 420 artarak 252,2 milyar liraya ulaştı. Sektörün kredileri 2021 yıl sonuna göre yüzde 35,9 artışla 6,66 trilyon lira olurken, menkul değerler toplamı da yüzde 40,8 artarak 2 trilyon lirayı aştı.