MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
Geri dönüştürülmüş tekstil ürünlerini ‘tercih’ ederek üstelik daha yüksek ücret ödeyerek satın alırken, firmaların ‘yeşil yıkama’larına (green washing) alet olabiliyoruz. Bilhassa pet şişelerin, polyester gibi malzemelerin geri dönüşümü sırasında dünya bir kez daha kirletiliyor.

Her yıl dünya çapında 100 milyardan fazla giysi satıldığı tahmin ediliyor. Bu 15 yıl öncesine göre yüzde 60’dan daha fazla. Sadece Avrupa Birliği’nde (AB) her yıl yaklaşık 7,5 milyon ton tekstil atığı çıkıyor. Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) 2020-2022 verilerine göre AB’de kişi başına yılda ortalama 16 kilogram tekstil atığı oluşuyor.
Hızlı moda üretim ve tüketimi patlattı
Tekstil sektörü hem dünya kaynaklarını en yoğun kullanan hem de kirletenlerin başında geliyor. Bunda son yılların lineer ekonomisi (kontrolsüz miktarda seri üretim yapılan) ve sonuçlarından ‘hızlı moda’nın katkısı büyük. Ürünler daha ucuz ama kalitesiz. Böyle olunca daha çok tüketiliyor.
Örneğin pet şişeden spor ayakkabı, kot pantolon ve başka tekstil ürünleri satan firmalar ‘hızlı moda’yı, lineer ekonomi modelini terk edip döngüsel ekonomiye (kaynakların sürekli bir döngü içinde tutulduğu bir sistem) geçmiyor. İhtiyacın çok fazlasını üretiyorlar.
Dertleri dünyanın geleceği değil, bu meseleleri dert edinen müşterileri devşirmek. Birkaç parça dönüştürülmüş ürünle kendi markasını parlatmak.
Aslında mağazalarda geri dönüştürülmüş ürünler kısıtlı. Bazı iyimser tahminlere göre giysilerin sadece yüzde 12’si geri dönüştürülebiliyor. Firmalar kendileriyle ilgili ‘çevre dostu’ izlenimi yaratmak için bunları kullanıyor. Tüketici satın alırken çevre için iyi bir şey yaptığını sanıyor.
Pet şişeyle polyester aynı şey
Dünyada her dakika bir milyon plastik şişe satın alınıyor.
Teorik olarak bir ton kumaş üretebilmek için 110 bin adet pet şişe kullanılıyor.
Bu sene polyester (petrol türevli tekstil lifi) üretiminin 100 milyon tonu aşması bekleniyor.
Pet şişelerle polyester giysilerin malzemesi aynı.
Geri dönüştürülmüş polyester, kullanılmış plastiğin ince parçalara ayrılmasıyla ve işlenerek ipliğe dönüştürülmesiyle elde ediliyor. Pet şişeler küçük parçalara bölünüyor. Sonra da bu plastik parçalar küçük peletlere dönüştürülüyor, eritiliyor ve iplik haline getiriliyor.
Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Gündoğdu’yla tekstil üretiminde geri dönüştürülmüş plastik kullanımını konuştuk.
Gündoğdu’nun bu geri dönüşümle ilgili fikri net: “Bir yandan ‘Doğayı koruyoruz’ deyip, bir yandan da hızlı modayı teşvik edip şirinleştirmeye, makul bir şey haline getirmeye çalışıyorlar.”
Tekstil ürünlerinin doğadaki sentetik lif halindeki mikroplastiklerin de ana kaynaklarından olduğunu belirten Gündoğdu “Bu ürünlerin yıkamasıyla kanalizasyon sistemlerine ciddi miktarda sentetik lif karışıyor. Bunların tümünü atık su arıtma tesislerinde tutulamıyor, suya bırakılıyor” dedi.
Polyester her yıkamada kirletmeye devam ediyor
Pek çoğumuz pet şişelerin toplanıp geri dönüştürüldüğünü sanıyoruz. Oysa geri dönüştürülen pet şişe sayısı devede kulak bile değil.
Gündoğdu pet şişeden yapılmış ipliklerden örme kumaşların, ham polyesterden yapılmış ipliklerden örülmüş kumaşlara göre yaklaşık 2,3 kat daha fazla lif saldığını söyledi: “Dr. İlkan Özkan’la (Çukurova Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi) yaptığımız bir araştırmaya göre çevreci iddiasındaki kumaşlar tüm yıkamalar sonunda bir litre suya ortalama 4 bin 489 adet lif salarken, ham polyesterden yapılmış olan kumaşlar 2 bin 34 adet lif salıyor.
Bu değerleri daha anlaşılır olsun diye kullanılan kumaşın ağırlığına çevirdiğimizde 1 kilogram geri dönüştürülmüş plastikten yapılmış kumaşın yıkama esnasında 368 bin 94 adet lif saldığı, ham polyester kumaşların da 167 bin 436 adet lif saldığını söyleyebiliriz.
Ortalama bir evde bir yıkamanın ortalama olarak altı kilogram şeklinde gerçekleştiğini düşünürsek bu değerleri altıyla çarpmamız gerekiyor.”
‘Endüstriyel simbiyoz’ çevreci çözüm mü?
Sektörün pet şişe üretmeyi sürdürdüğünü belirten Gündoğdu, dönüşümdeki hatalı yaklaşımı şöyle anlattı: “Tutarlı bir geri dönüşüm pratiği şişeden şişeye olur. Yani yeni şişe üretilmemesiyle. Geri dönüşüm maliyetli, sıfır pet şişeyse daha ucuz.
Geri dönüştürülmüş pet şişenin rengi şeffaflığını kaybediyor. Dayanımı azalıyor. Dönüşüm için kullanılan başka kimyasallar gıdayla temasa uygun olmayan bir forma sokabiliyor.
Yeni bir icat çıkardılar; ‘endüstriyel simbiyoz’ diye. Birinin atığı diğerinin ham maddesi oluyor. Pet şişeden kot pantolon ya da elbise, halı yapıyorlar.”
Hal böyleyken üstüne bu kumaşları üretenler atık pet şişe değil kullanılmamış yenilerini tercih etmeye başladı.
Dönüştürülen ürünlerin içindeki kimyasallar meçhul
Bir diğer sorun pet şişeler ipe, kumaşa dönüştürülürken kimyasallar kullanılıyor.
Bu kimyasallarla ilgili şeffaflık olmamasının büyük bir sorun olduğunu söyleyen Gündoğdu, şöyle devam etti: “Plastiğin içinde 16 bin kimyasal var. Ürünler için ‘çevre dostu’ diyerek reklam yapanlar, içerisinde hangi kimyasalların bulunduğunu söylemiyorlar.
Kalitesiz ve kısa ömürlüler. Çok hızlı bir şekilde deforme oluyorlar. Bu da daha fazla tüketime yol açıyor.
Tekstil sektörü mümkünse döngüsel olmak istiyorsa kendi atıklarıyla uğraşsın. Çünkü pet şişeden üretilen kumaşlar tekrar geri dönüşüme girmiyor.
Hem üretim süreçleri hem tüketim esnasında ve sonrasında ortaya çıkan etkileri insan ve çevre sağlığı açısından son derece riskli.
Plastik zaten sağlığa bu kadar zararlıyken, farklı amaçlarla üretilmiş olanların bir araya getirilip geri dönüşüm adı altında tekrar piyasaya sunulması bambaşka sağlık riski yaratıyor.”
Öte yandan Türkiye, Avrupa’nın en büyük dönüştürülmüş kumaş üreticilerinden biri.
Büyük firmalar bu kumaşları üretmeleri için baskı yapıyor.
Kumaşçılar açısından dönüştürülmüş kumaş (polyester) kalitesiz, pamuk ve ham polyesterle kıyaslanmayacak kadar işlenmesi zor.