MEHMET BARAN KILIÇ
@MehmetBaranKl
barankilic@diken.com.tr
Doğuş Üniversitesi, yüzde 300’lere varan kayıt yenileme ücreti zammını protesto eden 15 öğrenciye soruşturma açmış, altı öğrenciye uzaklaştırma cezası vermişti. Öğrenciler, cezalarla ilgili hukuki süreç başlatmıştı. Mahkeme, bir öğrencinin cezası hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Doğuş Üniversitesi öğrencileri, yaklaşık iki aydır “Müşteri değil öğrenciyiz” diyerek okul yönetimini protesto ediyor. Yönetim, okul ücretlerine yıllık en fazla yüzde 5-10 oranında zam geleceğini taahhüt etmiş ama zamlar yüzde 300’e ulaşmıştı.
Okul yönetimi, Beykent Üniversitesi’yle birlikte protestolardan sonra geri adım atarak kayıt yenileme ücretlerine zammı TÜFE’deki yıllık artış oranına yani yüzde 79,6’ya indirmişti.
Buna rağmen öğrencilere soruşturma açılmaya ve baskı uygulanmaya devam ediliyor.
Yönetim, zam indiriminden sonra çeşitli aralıklarla 15 öğrenciye soruşturma açmıştı. Şimdiye kadar altı öğrenci uzaklaştırma cezası aldı. Dokuz öğrenci hakkında süren soruşturmadaysa bugün, ceza vermeye yer olmadığına karar verildi.
Diken’e önceden konuşan öğrenciler, cezaların hukuksuz olduğunu belirterek hukuki süreç başlatacaklarını söylemişti.
Hukuki süreç ilk sonuçlarını verdi. Mahkeme, bir öğrencinin cezası hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi.
‘Cezalar en başından beri hukuksuz diyorduk’
Doğuş Öğrenci Dayanışması’ndan Kıvılcım Çolak, yürütmeyi durdurma kararıyla ilgili “En başından beri cezalar hukuksuz diyorduk. Biz sadece anayasal hakkımızı kullanıyorduk. Mahkeme, diğer cezaları da en kısa zamanda durduracak, sonrasında iptal edecek” dedi.
‘YÖK kanunun iptali cezaların hukuksuz olduğunu tescilledi’
Geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi, YÖK kanununun 54. maddesinin ‘a’ bendini iptal etmişti. İptal gerekçesinde, maddede yazan ‘öğrencilik onur ve şerefine aykırı hakaret eden’, ‘boykot, işgal ve engelleme gibi eylemlere katılan’, ‘anarşik, ideolojik olaylara katılan’ gibi ifadelerin açık olmadığı belirtilmişti.
Doğuş Üniversitesi’nde öğrencilere verilen cezalar ve açılan soruşturmaların çoğunluğunun dayanağı da bu maddede yazan fiillerdi. Çolak, bu duruma da değinerek “YÖK kanunun ilgili maddesinin iptal edilmesiyle verilen cezaların hukuksuz olduğu iyice tescillendi” dedi.
‘Saldırıya uğrayana daha fazla ceza’
Eylemlerin ilk günlerinde, bir öğrenci, zamları protesto eden öğrencilere saldırmıştı. Bu öğrenci, okuldan bir ay uzaklaştırma cezası aldı.
Saldırıya maruz kalan öğrenciyse ‘yükseköğretim kurumlarında işgal ve benzeri fiillerle yükseköğretim kurumunun hizmetlerini engelleyici eylemlerde bulunmaktan‘ suçundan bir dönem uzaklaştırma cezası almıştı.
Zamları protesto eden başka bir öğrenci de, ‘kurum personeli ve öğrencilere fiili saldırıda bulunmak’ suçundan bir dönem uzaklaştırma cezası almıştı. Öğrencilerin aktardığına göre, söz konusu öğrenci, bahsi geçen fiili işlememiş, sadece zamları protesto etmişti.
Çolak, iki farklı öğrencinin aynı suçtan farklı miktarda ceza almasını “Cezalarda bile eşitlik yok” diye tanımladı.
Cezasından dolayı sınava giremeyecek öğrenci sınavına girebildi
Öğrencilerden birine bir ay uzaklaştırma cezası verilmişti. Öğrenci, yaz okulunda ders alıyordu ve cezanın başlangıcı sınavlarının başlangıç tarihiyle aynıydı. Öğrencinin cezası yaz okulu finallerini de kapsıyordu ve bundan dolayı sınavlara giremeyecekti. Diğer öğrencilerin cezasıysa final döneminden sonra başlıyor.
Öğrenci, yürütmenin durdurulmaması ihtimaline karşı cezasının ertelenmesi için okula dilekçe vermeye gitmişti. Yetkililer, dilekçeyi almamak için uğraştı ve öğrenciyi oyalamaya çalıştı. Öğrenci, engellemere rağmen dilekçesini verdi. Dilekçeden sonra cezası sınav döneminden sonrasına ertelendi ve sınavına girebildi.
Bugün, bu öğrencinin cezası hakkında yürütmeyi durdurma kararı verildi.
Öğrenci, dilekçesini veremese ücretini ödediği ve iki ay emek verdiği dersin finaline giremeyecekti.
Yönetim baskıya devam ediyor
Açılan soruşturmalar ve verilen cezalar haricinde eylemlere destek verdiği için iki öğrenci üniversitedeki kısmi zamanları işlerinden kovulmuş, kapılara X-Ray cihazı konularak güvenlik artırılmış ve eylemlerde okula sivil polislerin girmesine izin verilmişti. Ayrıca, okulun çevresinde de resmi polisler bulunuyor ve eylemlerde öğrencileri kamerayla çekiyor.
Yönetim, ayrıca öğrencilerin ders programlarını oluşturduğu öğrenci bilgi sistemine bir sözleşme koymuştu.
Sözleşmede “Üniversitenin daha önce yaptığı taahhütlerle ilgili herhangi bir talepte bulunmayacağım” ve “Daha sonra herhangi bir itirazda bulunmayacağım” gibi sözler yer alıyor.
Sözleşmeyi imzalamadan ders seçmek mümkün değil.
27 Eylül itibariyle mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı verdiği ceza sayısı iki oldu.