Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, iktidarın başörtüsüne ilişkin anayasa teklifine ‘Hayır’ çıkmayacağını belirterek, “Kabul olursa ‘Bu şeref Kılıçdaroğlu’nun’ deriz” dedi.
AKP, MHP ve BBP’nin imzasıyla 9 Aralık’ta Meclis Başkanlığı’na sunulan anayasa değişikliği teklifinde LGBTİ+ karşıtı madde de yer alıyor. Teklifin gerekçesinde “Evlilik birliği medeniyet anlayışımıza göre ancak bir kadın ve bir erkeğin evliliğiyle kurulur” ifadelerine yer verildi.
Teklifte, Anayasa’nın 41’inci maddesinin gerekçesinde “Aile ve evlilik kurumunun her türlü tehlike, tehdit ve saldırılarla sapkın akımların dayatmalarına karşı korunması amaçlanmaktadır” diye yazıyor.
Öte yandan başörtüsüne ilişkin maddedeyse “Devlet ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir suretle engellememek kaydıyla, gerekli tedbirleri alabilir” dendi.
Gelecek Partisi’nin üçüncü kuruluş yılında Davutoğlu’yla görüşen T24 yazarı Murat Sabuncu, izlenimlerini aktardı. Sabuncu, Davutoğlu’nun başörtüsü teklifine nasıl yanıt vereceklerine dair şu dediklerini paylaştı:
“Meclis’ten hayır çıkmaz. Neden çıkmaz biliyor musunuz? İYİ Parti hatta CHP’li milletvekillerinin çoğu İç Anadolu, Karadeniz milletvekilleri alana indiğinde ‘Ben başörtüye hayır demedim’ demek ister. Çünkü seçim ortamı. 400’ü aşan bir milletvekiliyle anayasa maddesi kabul edilirse bu sefer de biz çıkar deriz ki beş parti, CHP dışındaki, bu şeref sayın Kılıçdaroğlu’na ait.”
Süreç hakkında
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 3 Ekim’de başörtüsünü gündeme getirerek, “Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkartıyoruz. Bu hakkı yasal güvenceye alacağız. Bunu bir tartışma konusu olmaktan tümüyle çıkartacağız” demişti.
Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışından bir gün sonra CHP’li vekiller üç maddelik bir kanun teklifi vermişti.
Erdoğan’sa ertesi gün topa girmiş, ‘başörtüsüne yasal güvence’ açıklamasını eleştirdiği Kılıçdaroğlu’na karşı el artırmış, düzenlemeyi anayasa düzeyine taşımaya çağırmıştı. Erdoğan, CHP liderinin bahsettiği tarzda bir sorunun bulunmadığını savunarak, muhalefete “Gelin çözümü anayasa düzeyinde sağlayalım“ diye seslenmişti.
Bunun üzerine Kılıçdaroğlu’ndan ”Eğer arkasında yine kurnaz bir ajanda çıkmazsa her türlü desteği vermeye hazırız” yanıtı gelmişti. Erdoğan, sonrasında düzenlemeye aile tanımını ve LGBTİ+’yı da ekleyeceklerini söylemişti.
LGBTİ+’ları hedef alacak maddeleri de bu düzenlemeye dahil edeceğini belirten Erdoğan’a Kılıçdaroğlu’ndan ‘çakma Orban’ yanıtı gelmiş ve muhalefet kanadında referandum kapısı kapanmıştı.
Partisinin 5 Ekim’deki grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Türkiye’nin tüm kurumlarında bu işi en geniş anlamda yer alacak şekilde, benim şu an anayasa komisyonu üyelerim çalışıyor. Teklifimizi biz Meclis’e getireceğiz” demiş, çalışmaların başladığını duyurmuştu.
Partisinin seçim bildirgesini 28 Ekim’de açıklayan Erdoğan buradaki konuşmasında da bu teklifin bir hafta sonra Meclis’e geleceğini ileri sürmüştü.
24 Ekim’de Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa’nın 24 ve 41’inci maddelere ilişkin değişiklik teklifi hazırladıklarını açıklayıp şunları kaydetmişti: “24’üncü maddede değişiklik yapılmasına karar verildi. Ona göre bir düzenleme yapılacak. Bu madde sadece başını örten kadınlarımıza değil başı açık kadınlarımızın da anayasada temel hak ve özgürlükler anlamında da şarta bağlanamayacağı ifade ediliyor. Okuyan kadınları kapsamıyor, kamu işçilerinde ve diğer alanlarda kapsam dışı kalıyor. CHP’nin teklifi sadece bir meslek icra eden kadınları kapsıyor.“
Muhalefeti karıştırdı
Erdoğan’ın 5 Ekim’de talimatını verdiği ‘başörtüsü için anayasal düzenleme’ teklifi 69 gündür Meclis’e sunulmadı ama bu teklifle muhalefet ‘birbirine girdi.’
Bu teklifin görüşüldüğü günlerde AKP’nin HDP’yi ziyaret etmesi diğer muhalefet partilerinin tepkisini çekmiş, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’se hem HDP’yi hem AKP’yi hedef alarak, şunları kaydetmişti: “İşin ilginç tarafı, HDP vekilleri de genel başkanlarını tutukladığı, belediyelerine kayyım atadığı için sabah akşam eleştirdikleri AK Parti’yle aynı masaya oturmaktan, zerre utanmadılar.”
HDP’liler, Akşener’in bu tutumunu eleştirerek, ‘millet ittifakı’nı ‘cumhur ittifakı‘yla bir tutan açıklamalar yapmıştı. Bu tartışmalar büyümüş, ‘millet ittifakı’ ve HDP arasını iyice açmıştı. Devamında HDP yetkilileri ‘millet ittifakı’na daha mesafeli ifadeler kullanmaya başlamıştı.