ALTAN SANCAR
altansancar@diken.com.tr
@altansancarr
AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin ve beraberindeki bazı milletvekilleri ‘başörtüsüne anayasal güvence’ teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. Teklifte yer alan bazı ibareler ve teklifin gerekçesiyse yeni tartışmaları beraberinde getirdi. Tartışmaları değerlendiren Avukat Gamze Pamuk Ateşli, teklifle kamuda burka giyen hakimlerin de olabileceğine dikkat çekti. Pamuk ayrıca LGBTİ+’lara yönelik Türk Ceza Kanunu’nda düzenlemelerin yapılmasının önünün açılacağı uyarısında bulundu.
AKP, MHP ve BBP’nin imzasıyla Meclis Başkanlığı’na sunulan anayasa değişikliği teklifinde LGBTİ+ karşıtı madde de yer aldı. Teklifin gerekçesinde “Evlilik birliği medeniyet anlayışımıza göre ancak bir kadın ve bir erkeğin evliliğiyle kurulur” ifadelerine yer verildi.
Teklifte, Anayasa’nın 41’inci maddesinin gerekçesinde “Aile ve evlilik kurumunun her türlü tehlike, tehdit ve saldırılarla sapkın akımların dayatmalarına karşı korunması amaçlanmaktadır” ifadeleri yer aldı.
Öte yandan başörtüsüne ilişkin maddedeyse “Devlet ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir suretle engellememek kaydıyla, gerekli tedbirleri alabilir” ifadesi yer aldı.
Avukat Ateşli: Tehlikeli buluyorum
Maddeleri ve gerekçesinde yer alan ibareleri Diken’e değerlendiren Avukat Gamze Pamuk Ateşli, “Başörtüsünü düzenleyen maddedeki fıkrayı tehlikeli buluyorum” dedi.
Pamuk, gerekçesiniyse şu sözlerle anlattı: “Sakıncalı haller doğurabilir. Kamu görevlisinin giyilmesi zaten belli bir mevzuata tabi. Ancak yoruma açık ibareler kamuda tüm kıyafetlerin önünü açıyor. Biz yarın öbür gün örneğin çarşafla okula gelmiş bir öğretmen görebilir miyiz? Çarşafla gelen öğretmene saygı gösterilirken, mini etekle gelen öğretmene aynı saygı gösterilecek mi? Bu hali bu soruları doğurur. Ben bunun çok sağlıklı bir anayasa metni olduğunu düşünmüyorum, çünkü çok spesifik atıflarla düzenlemiş bir metin. Anayasa genel çerçeveyi çizer, kanunlar onun detaylarını oluşturur ve yönetmelik de kanunlarda olmayanı detaylandırır. Anayasa yapma ruhundan, mantığından ve bu işleyişten çok uzak bir metin gördüm. Kamuda giyilmesi zorunlu kıyafetler var. Örneğin hakimler cübbeyle duruşmalara çıkmak zorunda, ama o cübbenin altında burka mı giyilecek? Ben insanların giyime ya da giyinmeme inisiyatiflerine karışacak değilim, ama anayasa toplumu güvence altına alması gerekirken, bu teklifle bir güvencesizlik tartışması başlatıyor. Sadece onların mahallelerini değil, Türkiye’yi kucaklayacak, toplumun her bir ferdine dokunacak bir anayasa olmalı. İşin kaygı duyduğum tarafı da bunun belki de referandumla tartışılacak olması. Bir kadın olarak benim giyinme ya da giyinmeme, başımı kapatma ya da açma özgürlüğümü neden bir erkek oylasın?”
Pamuk ayrıca, LGBTİ+’lara ilişkin maddenin de ‘tehlikeli sonuçlar’ doğuracağına işaret etti. Teklifin gerekçesinde LGBTİ+’ların ‘sapkın’ olarak tanımlandığına dikkat çekerek ilerleyen zamanlarda bunun Türk Ceza Kanunu açısından da suç sayılabileceğine dikkat çekti:
“Güçlü aileyi, kadın ve erkeği eşit güçlendirerek yapabilirsin. Evlilikler konusunu zaten Medeni Kanun düzenliyor. Bu yola giden taşlar, İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırıyorsun. Kadını kendince kutsallaştırıp eve hapsetmeye çalışıyorsun. Aile kavramını sadece erkek egemen bir bakış açısıyla güçlendirmek de çok mantıklı değil. Teklifte ayrıca LGBTİ+’lar için ‘Türk toplumu için tehlike, çürümüşlük, sapkınlık’ gibi ibarelere yer veriliyor. Böyle bir madde eklendiğinde, yarın bir gün Türk Ceza Kanunu’na LGBTİ+’ların cezalandırılmasına yönelik bir maddenin düzenlenmesinin de önü açılır. İleride kendilerinin öteki gördüğü ilişkilerde cezalandırma durumları ile karşılaşabiliriz.”
Pamuk, AKP’nin seçime giderken bu teklifi gündeme getirmesinin de özel nedenleri olduğunu vurguladı: “Gerekçede önceki dönemleri atıf yaparak sorunlu süreçleri anlatılıyor ve hâlihazırda sorun olmadığı vurgulanıyor. Madem günümüzde kadınların örtünmesi ya da örtünmemesiyle ilgili bir sorun yoksa, neden bir anayasa teklifi getiriyorsunuz? mevcut anayasaya saygısı olmayan bir iktidar var karşımızda. Genel gerekçelere baktığımızda bile kendiyle çelişen bir tespit yapılıyor. Tahmin ediyorum ki ‘altılı masa’ ve CHP bu aşamada bu metin dışında çok olumlu bir metin gelmiş olsaydı bile olumlu yaklaşmamayı düşünürdü. Çünkü Türkiye’de demokratik sistemi gitgide yozlaştıran, anayasayı ayaklar altına alan bir iradeyle anayasayı konuşmayı sağlıklı bulmadıklarını defalarca dile getirdiler. Eğer anayasa konuşacaksanız önce sistem konuşalım demeye getireceklerdir diye tahmin ediyorum. Belli ki buradaki hedef seçime giden Türkiye’de aileyi, LGBTİ+’ları ve başörtüsünü tartışmaya açmak. Seçime giden Türkiye’de ekonomi konuşulmasın diye böyle bir teklif getirdiklerini düşünüyorum.”