Meclis önünde konuşma yapan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı, Bahçeli ve Perinçek’in ifadelerine dayanarak bugün sayın içişleri bakanını sahiplenme cihetine girmiştir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, eğer suçsuz olduğuna inanıyorsa Soylu’nun, bunu ilk günde ifade etmeliydi. İlk günde olaylar açıklığa kavuşturulmalıydı. 25 gün sonra sukut ettikten sonra bugün bu şekilde bir sahiplenme devlet üzerindeki oluşmuş şaibeyi gidermek yerine artırmıştır.” dedi.
TBMM önünde, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddiaları ve siyaset-mafya-medya ilişkisine dair basın açıklaması yapacağını duyuran Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve partililer polis engeliyle karşılaştı.
Güvenlik önlemleri artırılan Meclis’in önüne barikatlar çekildi. Bunun üzerine Gelecek Partisi yetkilileri “Basın açıklamamızı Çankaya kapısının sağ tarafında yer alan merdivenlerden yapacağız” dedi.
‘Türkiye Cumhuriyeti kimsenin tekelinde değil’
Davutoğlu engellenmesine şu sözlerle tepki gösterdi: “Milli iradenin ve milli vicdanın tecelli etiği Meclis’in huzurundayız. TBMM zor şartlarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde istiklal savaşımızı yürütmüş ve cumhuriyetimizi kurmuş bir meclistir. Yine hain bir çete tarafından ülkemizin bağımsızlığına yönelik alçakça bir saldırı olduğunda da 15 Temmuz’da gazilik unvanını göstermiştir. TBMM, milletimizin vicdanı, milletimizin iradesinin makamıdır. Son günlerde yapılan tartışmalar bağlamında biz Gelecek Partisi olarak burada düşüncelerimizi ifade etmek üzere geldik. Ben TBMM’ne milletvekili, bakan ve başbakan olarak geldim. Milletin iradesinin nihai tecelli makamı olan TBMM’nin bu kez Gelecek Partisi heyeti ile geldiğimizde karşılaştığımız tavır ve tutum açıkçası milletimizin Meclis’inin itibarına yakışmamıştır. Şunu ifade etmek isteriz; Türkiye Cumhuriyet devleti ve devlet kavramının kendisi hiç kimsenin, hiçbir şahsın ve hiçbir siyasi grubun tekelinde değildir. Hiçbir legal ve illegal yapı kendilerini devletin yerine koyarak hüküm veremez, yorum yapamaz ve devlet demokratik hukuk ve ilkeleri dışında temsil edilemez.”
‘Erdoğan Soylu’nun suçsuz olduğunu ilk gün söylemeliydi’
Demokrasilerde devletin milletin örgütlenmiş bir iradesi olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle devam etti: “Bu yüce Meclis’in huzurunda milletimize gür bir sesle haykırıyoruz. Son günlerde milletin itibarını sarsan olaylar yaşanıyor. Bir organize suç örgütü lideri, yurt dışından yaptığı açıklamalarla çok ağır ithamlarda bulunuyor. İçinde intihar, cinayet ve kokain ticareti olmak üzere ağır ithamlarla bazı devlet yetkililerine de suçlamalar yapıyor. Bugün 25.gün, sayın cumhurbaşkanı ve adalet yetkilileri kamuoyuna çıkıp açık ve net ifadelerle bir savunmada bulunmamışlardır. Sayın içişleri bakanı, iki televizyon programında yaptığı açıklamalarda kendisine yönelik iddialara cevap vermek yerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. başbakanı olarak bana açık itham ve hakaretlerde bulunmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı, Bahçeli ve Perinçek’in ifadelerine dayanarak bugün sayın içişleri bakanını sahiplenme cihetine girmiştir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, eğer suçsuz olduğuna inanıyorsa Soylu’nun, bunu ilk günde ifade etmeliydi. İlk günde olaylar açıklığa kavuşturulmalıydı. 25 gün sonra sukut ettikten sonra bugün bu şekilde bir sahiplenme devlet üzerindeki oluşmuş şaibeyi gidermek yerine artırmıştır.”
Bütün siyasi liderlerle çağrıda bulunan Davutoğlu, geçtiğimiz hafta ilan ettiği 7 acil eylem adımı planını yineledi:
- Bütün bu ithamlar ve iddialar karşısında milletin iradesinin nihai tecelligahı olan TBMM’de araştırma ve soruşturma komisyonları oluşturulmalıdır.
- Hakim teminatı ile desteklenmiş cumhuriyet başsavcıları derhal harekete geçerek devletin itibarını yönelik bu açık salıdırlar karşısında bütün iddialar konusunda derhal soruşturma başlatmalıdır.
- Bu soruşturmaların selameti açısından başta içişleri bakanı olmak üzere iddialara muhatap olan bütün yetkililer derhal istifa etmelidir. İstifa etmezlerse cumhurbaşkanı tarafından azledilmelidirler
- Bütün devlet yapılarına çöreklenmiş, paralel ve illegal yapıların hangi ad ve kimlikle olursa olsun, meşruiyetini milletten almış olan her türlü yapının devletten temizlenmesi ve bütün mafya ve illegal yapı örgütlerinin bağlantılarının yok edilmesi için bir ‘temiz eller’ operasyonu başlatılmalıdır.
- Bu çalışmalar sürerken, daha önce devlet kurumlarında bulunmuş ve yetkinliği ile kendini ispat etmiş şahıslardan oluşan bir inceleme heyeti oluşturulmalı ve devlet yapısına yönelik kapsamlı bir inceleme gerçekleştirilmelidir.
- Bütün bu süreçte başta Yalıkavak marinası olmak üzere, şu veya bu gerekçeyle el konmuş ve bir takım örgütler tarafından kullanıldığı ayan beyan belli olan süreçlerde ekonomik ve hukuki işlemler olmamış addedilerek bu işlemler yürürlükten kaldırılmalı. Bütün bu yapılar Türk milletinin malı olarak devletin hazinesine devredilmelidir.
- Pazartesi gününden başlattığımız temiz siyaset hareketeinin bir devamı olarak bir temiz siyaset devrimin gerektirdiği bütün adımlar atılmalıdır. Siyasi ahlak yasası, imar yasası, siyasetin finansmanı yasası çıkarılmalıdır. İhale yasası tümüyle gözden geçirilmelidir.