Milletvekilliği düşürülen Can Atalay’ın anne ve babası, daha kötü şeylerin yaşanmasından korktuklarını ifade ederek “Bu memlekette anayasa yoksa, hukuk yoksa can güvenliği yoktur” dedi.
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi kararının dün Meclis’te okunmasıyla Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülmüştü.
Atalay’ın annesi Şükran Atalay ve babası Mustafa Atalay Sözcü TV‘ye konuştu.
Baba Atalay, bu karardan sonra daha kötü şeylerin geleceğinden korktuğunu söyleyerek anayasanın önemine dikkat çekti:
“Türkiye demokrasisine geçmiş olsun. Bu karardan sonra daha kötü şeylerin geleceğinden korkuyorum. Kamuoyuna gelecek şeylerden korkuyorum. Bu memlekette anayasa yoksa hukuk yoksa can güvenliği yoktur. En önemlisi de anayasa yoksa, ekmek yoktur. Hepimizin uymakla zorunlu olduğumuz kanunların ana maddesi, anayasadır. Meclis düşürme kararını okutarak bir anayasal kurum olmaktan çıktı. Yarın bir gün herkesin hukuk diye bir garantisi yoktur kanaatinde olacağım. Çünkü Yargıtay’ı anayasanın üzerine koydular.”
Can’ı halktan, Somalı ailelerden kopardılar
Atalay, oğlunun dirençli ve özverili olduğunun altını çizdi: “Can, dışarıda çok üretken biriydi. Yurttaşına, vatanına, hak ihlaline uğrayan kişilere… Can’ı halktan, Somalı ailelerden kopardılar. Can’ı Aladağ’da yanan kızlarımızın anne babalarından kopardılar. Çorlu’da tren istasyonunda kaybettiğimiz çocukların ailelerinin haklarının savunulmasından kopardılar.”
Anne Atalay ise sokakta herkese Can’ı sorduğunu ve bir tek olumsuz tepki almadığını belirterek, hukukun bir gün herkese lazım olacağını hatırlattı:
“Bu çocuklar hem hukuken beraat ettiler hem de toplum vicdanında beraat ettiler. Bence vicdanlı AKP’liler de bunu onaylamıyorlar. Ben sokakta anket yapıyorum, herkese soruyorum, ‘Can Atalay’ı tanıyor musunuz?’ diye. Bir tek olumsuz tepki almadım. Çünkü yakıştırabilecekleri bir şey yok. Terörist diyorlar, hangi terör örgütü üyesi? Bana söylesinler, bir şiddet görüntüsü göstersinler. Kafasına göre yazıyorlar, oyunlar oynuyorlar. Hukuk bir gün herkese lazım olacak.”
Ne olmuştu?
25 Ekim’de AYM Gezi Parkı davasından 18 yıl hapse mahkûm edilen avukat Can Atalay Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay milletvekili seçilmişti. Yargı ve yasama adım atmayınca Atalay, AYM’ye bireysel başvuruda bulunmuştu. AYM de Atalay’ın ‘seçilme ve siyasi faaliyette bulunma’ ve ‘kişi hürriyeti ve güvenliği’ hakkının ihlal edildiğine hükmetmişti. Yüksek mahkeme ayrıca ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına, yargılamada durma kararı verilmesine ve hükmün infazının durdurularak Atalay’ın tahliye edilmesine karar vermişti.
AYM kararı, 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne 27 Ekim’de ulaşmış, kararı uygulaması beklenen mahkeme topu Yargıtay’a atmıştı.
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi de AYM’nin kararına uyulmamasına, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ve başkan Zühtü Arslan dahil tahliye yönünde oy kullananan dokuz AYM üyesi hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetmişti.
Atalay’ın avukatları da karara karşı Yargıtay 4. Ceza Dairesi’ne itirazda bulunmuş ancak itiraz reddedilmişti.
Avukatlar sonrasında dosyayı 1 Aralık’ta ikinci kez AYM’ye taşımıştı.AYM 21 Aralık’ta ikinci kez ihlal kararı vermiş, Yargıtay da ikinci kez AYM’yi tanımamıştı.