Atmosferdeki karbondioksit oranı, 1880 yılından bugüne yüzde 44 artarak rekor seviyeye ulaştı.
Atmosferdeki sera gazı, insan faaliyetleri, üretim ve tüketimin artması, fosil yakıtların aşırı kullanımı nedeniyle her geçen gün artıyor.
Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) verilerinden derlenen bilgilere göre sanayileşme dönemi öncesindeki son 400 bin yılda atmosferdeki karbondioksit (CO2) oranı 200 ile 280 ppm (milyonda bir birim) civarında seyretti.
Sera etkisine neden olan başlıca gazlardan karbondioksitin değeri 1880 yılında yaklaşık 291 ppm iken bu değer 2021 yılında yüzde 44 artarak 418 ppm’ye ulaştı.
Her yıl 2 ppm’nin üzerinde artış
Uluslararası Hava Kirliliğini Önleme ve Çevre Koruma Birliği Başkanı Prof. Dr. Selahattin İncecik, atmosferdeki karbondioksit seviyesinin sürekli artmasının temel nedeninin insan faaliyetleri olduğunu söyledi.
İnsan faaliyetleri ve fosil yakıtların kullanımının sürekli artmasının karbondioksit seviyesini daha da artırdığını belirten İncecik şunları aktardı: “Bu durum Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) raporlarında kanıtlanmıştır. Her yıl karbondioksit değeri yaklaşık 2 ppm’nin üzerinde artış göstermektedir.“
İncecik, pandemide kapanmanın en yoğun döneminde insan etkinliğinin azalması nedeniyle günlük karbondioksit emisyonlarının küresel olarak yüzde 17’ye kadar azaldığının tahmin edildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Ancak kısıtlama önlemlerinin süresi belirsizliğini koruduğunda 2020 yılı boyunca toplam yıllık emisyon azalmasının tahmini çok belirsizdir. Küresel ölçekte bir karbon emisyon azalımı atmosferik karbondioksitin düşmesine neden olmamaktadır. Karbondioksit biraz azaltılmış bir hızda yılda 0,08-0,23 ppm daha düşük olsa da yükselmeye devam edecektir. Bu 1 ppm, doğal yıllık değişkenlik aralığına oldukça uygundur. Kısa vadede Covid-19 kapanma etkisinin doğal değişkenlikten ayırt edilemeyeceği anlamına geliyor.”
Yeşil sanayi devriminin önemi
Karbondioksit seviyelerinin azaltılması için fosil yakıt kullanımından uzaklaşılması gerektiğinin altını çizen İncecik, enerji, ulaşım ile tarım gibi sektörlerde bunun mutlaka gerçekleşmesi ve yeni teknolojilerle verimliliğin öne çıkması gerektiğini anlattı.
Prof. Dr. İncecik son olarak şu değerlendirmeleri yaptı: “İnsanların atmosfere büyük miktarlarda pompaladığı karbondioksiti hızla azaltmanın yanı sıra iklim değişikliğine ilişkin son bilimsel değerlendirmelerin tümü tek başına emisyonları azaltmanın, küresel sıcaklıkların 1,5 veya 2 dereceden fazla yükselmesini engellemek için yeterli olmayacağını da gösterdi. Başta ormanlaştırmanın yaygınlaştırılması olmak üzere sanayide de ‘yeşil sanayi devrimine‘ geçiş bu yüzyılın anahtar özellikleri olacaktır.“