Kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) ihraç edildikleri işlerine geri dönmek için 65 gündür açlık grevi yapan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, insanlara umut olmak istediklerini belirterek, hükümetin polis göndermekten başka bir şey yapmadığını söyledi.

Fotoğraf: Reuters
Gülmen, ‘FETÖ’ iddiasıyla açılan soruşturma gerekçesiyle Selçuk Üniversitesi’ndeki görevinden uzaklaştırılmış, 6 Ocak’ta yayınlanan 679 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle ihraç edilmişti.
Özakça da Mardin Mazıdağı Cumhuriyet İlkokulu’ndaki sınıf öğretmenliği görevinden 675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle ihraç edilmişti.
BBC Türkçe’den Selin Girit’e konuşan Gülmen ve Özakça sağlık durumlarıyla ilgili bilgi verdi. İki eğitimci B1 vitamini aldıklarını, tuzlu ve şekerli su içtiklerini belirtirken, baş ağrısı, mide yanması, nabız ve tansiyon düşüklüğü, kaslarda yanma, ağrı, yürüme güçlüğü, kas güçsüzlüğü, ışığa karşı hassasiyet, kulak çınlaması ve zihni toparlamakta güçlük gibi sorunlarla baş ettiklerini dile getirdi.
‘Hükümet polis yollamaktan başka bir şey yapmadı’
120 gün boyunca eylem yapıp gözaltına alındıklarını ancak karşılarına hep polisin çıktığını söyleyen Gülmen şunları söyledi: “120 gün burada önce oturma hakkımızı kazanmamız gerekti, gözaltına alındık. Burada eylem yapmaya başladıktan sonra imzalar topladık. Kendimize sesimizi duyurmak için elimizden gelen her şeyi yaptık. 120 günün sonunda hala buraya polis göndermekten başka hükümetin iktidarın yaptığı herhangi bir şey yolmadı.”
‘İnsanlar bunu nasıl kabullendi?’
Gülmen şöyle devam etti: “Bizi açlığa mahkûm etmelerine izin vermek zorunda değiliz. Bizim hayatımızla bu şekilde oynamalarına seyirci kalmak zorunda değiliz. Bakın bunu yapabiliriz. Bu yapılabilen bir şey. İsyan edebiliriz, hakkımızı arayabiliriz. Yani onurumuzu koruyabiliriz. Ben şunu çok sık düşünüyorum. Yıllar geçecek aradan ve insanlar şunu düşünecekler: Bunu bunca insana acaba nasıl yaptılar? Bunu insanlar nasıl kabullendi?”
‘Biz burada umut olmak istedik’
Eylemlerine sessiz kalınmasına sitem eden Özakça da,“Neden bu sessizlik?” diye sorarak şunları söyledi: “Çünkü bir politika var. Artık şunu empoze ediyor: Benim dışımda hiçbir şey yapamayacaksınız, yapmayacaksınız. Bu dayatma var. Bu dayatmayı insanlar bekliyor. Bir tutunacak dal arıyor. Bir umut ışığı arıyor. Biz de burada umut olmak istedik açıkçası.”
‘KHK’lar iptal olunca kazanmış olacağız’
Özakça sadece kendilerinin işe dönmesinin tatmin edici olmadığını da kaydetti: “Ama somut kazanımsa, evet, bu da bir somut kazanımdır diyoruz. Ancak OHAL komisyonları kurulacak falan, bunlar bizim için kesinlikle somut kazanım değil. Ya işimize döneceğiz, KHK’lar iptal olacak ya da topyekün dönüşlere başlayacak hükümet. O zaman kazanmış olacağız.”